Dövizi unut büyümeyi tut

A -
A +

Merkez Bankasında 3 üye değişti diye ortalığı yangın yerine çevirdiler!.. Kurlarla birlikte ülkenin risk primini de yükselttiler. Merkez Bankası Başkanları faiz kararlarını tek başına vermiyor. Para Politikası Kurulu ile birlikte alıyor. Merkez Bankasının kararlarının oy birliği ile çıkması çok önemli. Neden? Çünkü oy çokluğu ile sonuca ulaşılması kararın piyasa üzerindeki etkisini zayıflatır. Piyasa bu durumda "Siz kendi aranızda aldığınız karar üzerinde ittifak sağlayamamışsınız, benim nasıl inanmamı bekliyorsunuz?" diye düşünür. Tabii başkanın da otoritesi ciddi anlamda zedelenir.

Üyeler toplantı sırasında görüşlerini söylerler ama alınan kararı topluca kabul ederler; etmek, zorundadırlar! Merkez Bankası’nın faiz indirim politikası kesinleşti. Ama kurulda birlik olmadığı görüldü. Başkan Kavcıoğlu, durumu Cumhurbaşkanına anlattı, dikenler temizlendi, olay çözüldü. Her başkan kendisiyle birlikte hareket edecek ekiple çalışmak ister, bundan daha doğal bir talep olamaz.
Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Semih Tümen ve Dr. Uğur Namık Küçük ile Para Politikası Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş, Para Politikası Kurulu’nun kararlarına muhalefet ettiği için görevden alındı… Kardeşim, Para Politikası üyesi olmuşsan her karara imzanı atacaksın. Ucuz kahramanlık yapmayacaksın. Sen muhalefet değilsin devlet memurusun.

Görevden alınan Abdullah Yavaş  ABD'de yaşıyor, Para Politikası Kurulu toplantılarına uçakla gidip geliyordu, dünyanın masrafı yaşanıyordu… Ortalık temizlendi.

Yıl sonuna kadar 200 baz puanlık faiz indirimine gidileceği netlik kazandığı için kurlar talepten değil tepkiden yükseldi. Yalnız yerli yatırımcı artık dövize yönelmiyor. Geçen hafta 157 milyon dolar aldılar. Ancak kurların yükselmesi iş dünyasını erken harekete geçirdi. Şirketler 1,7 milyar dolarlık alımda bulunarak açık kapattılar...

Faizler aşağı çekiliyor, ticari kredi kullanımı çoğalıyor, ihracat artıyor, kasamız döviz doluyor, cari denge fazla veriyor. Toplam rezervlerimiz 123,5 milyar dolara ulaştı. Kavcıoğlu "2013'teki 135 milyar dolarlık rekoru aşacağız" dedi...

IMF, Türkiye’nin 2021 büyüme hızını %9’a çıkardı, ama sanayi üretiminin yeni zirveye ulaşmasıyla bu rakam %11’leri bulacak. Uluslararası şirketler jeopolitik konumu ve sunduğu maliyet avantajı sebebiyle Türkiye’yi küresel tedarik zincirinde stratejik üs olarak görüyor. Pandemi sonrası büyük talep artışıyla ekonomiler canlandı. Ancak uzun mesafeden taşımacılık maliyetinin katlanarak artması dolayısıyla yabancı kuruluşlar artık Çin yerine bizden ürün ve hizmet alıyor.

Türkiye çok cazip yatırım ve üretim merkezi hâlinde geldi. Merkez Bankası’nın para politikası doğal olarak değişti. Doğrusu yapıldı, gemiler yakıldı... Zira bugünkü en büyük problem istihdamı arttırmak işsizliği azaltmak. Onun da yolu yüksek  büyüme hızının sürdürülmesinden geçiyor, gerisi hikâye.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.