YEMEDİK YEDİRDİK

A -
A +

Avrupa ve Amerika Türkiye’ye resmen savaş ilan etti. Hedef TL’yi pula çevirip, ülkeyi ekonomik darboğaza sokmak. Hükûmeti 2023’ten önce seçime götürmeye mecbur bırakarak devirmek. Bunun için 3 ayaklı plan devreye sokuldu. Önce OECD’ye bağlı Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye'yi "gri liste"ye aldı. (hedef, Katar sermayesinin gelişini engellemek) Ardından ABD, Almanya ve Fransa'nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara büyükelçilikleri ortak bir açıklama yayımlayarak, 15 Temmuz darbesinin finansörü Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulundu (hedef, diplomatik kriz çıkarmak)… Son olarak ABD Temyiz Mahkemesi, Halkbank’ın talebini reddederek, bankanın yargılanabileceğine hükmetti (hedef, BİST’te yabancı yatırımcıları büyük pozisyon açtıkları banka sektöründen kaçırmak...)  

Çok iyi biliyorlar ki, 2023'e kadar hükûmeti yıkamadıkları takdirde ülke çağ atlayacak, ekonomi düzelecek, dev projeler hayata geçecek, 540 milyar metreküplük doğalgazımız borulardan akacak, özetle hükümranlıkları sona erecek...Batı dünyasının niyeti Kavala’nın serbest bırakılmasını sağlamak değil, Türkiye’yi diplomatik krize sürükleyerek TL’yi zayıflatmaktı. Zamanlamaya dikkat! Merkez Bankasının yüksek faiz indiriminin hemen ertesinde düğmeye basıldı. Dolar 10 TL’ye dayandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu saldırıya anında cevap verdi. Viyana sözleşmesini örnek gösterdi, "içişlerimize karıştınız, sizi ülkemde istemiyorum" dedi. ABD baktı ki, yaptıkları yanlış suratlarına vuruldu, "geri adım atıyoruz" dediler. Tükürdüklerini yaladılar. Haklısınız dediler, süt dökmüş kediye döndüler. Özetle Türkiye'ye gözdağı vermek istediler. Yerseniz dediler, yemedik, yedirdik. Kur balonu söndü, BİST atağa kalktı.  

AK Partinin ekonomi politikasını eleştirenlere cevabımdır: 1982 yılında dolar 1.60.10 kuruştu, 2001’de 1.084.806.54 kuruşa yükseldi, 19 yılda 6 bin 675 kat arttı. Oysa 2002’de AK Parti hükûmete geldiğinde dolar 1,50 liraydı. Bugün 9,70 lira. Yani 19 yılda 5,4 kat artmış. Aradaki büyük fark hükûmetin başarısı değil de nedir!..  

Türkiye güçlendi. Millî gelirimiz 720 milyar dolara, satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen millî gelirimiz 27 bin 800 dolara ulaştı. İhracat ayda 20 milyar doları aştı. Şirketlerin kazançları 3’e 4’e katlandı. Savunma sanayii ve sağlık sektöründe devrim yaptık... 30 bin kilometre bölünmüş yola kavuştuk. Yüzlerce köprü, binlerce viyadük ve tünelimiz var. 100 MW elektrik gücüne ulaştık. 58 sivil havaalanımız, 81 ilde 203 üniversitemiz bulunuyor. 8,5 milyon gencimiz yüksek tahsil görüyor...

Biz bu seviyeye gelmek için çok büyük sıkıntılar çektik, iğneyle kuyu kazdık. 19 yılda elde ettiğimiz bu kazançları düşmana yedirmeyiz. Paramızın değeri namusumuzdur. Namusumuza leke sürdürmeyiz. Gerekirse bankada tuttuğumuz dolarları bozarız. Ekonomiye güveniriz. Enflasyonu düşürürüz. Ama Avrupa ve Amerika’nın uşağı olmayız!.. Erdoğan ne kadar yürekli vatanını seven, cesur bir Cumhurbaşkanı olduğunu tüm dünyaya kabul ettirdi. Anlayın artık. O varsa Türkiye var! 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.