Hadi ordan!

A -
A +

Zincir marketler Türkiye’deki enflasyonun birinci tetikleyicisi konumuna geldi. Aralarında anlaşıyorlar, ürün fiyatlarını yükseltiyorlar haksız kazanç elde ediyorlar...

Herkes bunu biliyor görüyor, ama başka çare bulamadığı için mecburen alışveriş yapıyor. Alınan tedbirler sonuç vermiyor. Ticaret Bakanlığı ceza kesiyor, bu defa fiyat artışları katlanıyor, acısı bizden çıkıyor!.. Hükûmet "Vatandaşım enflasyona ezilmesin, rahat geçinsin" diye asgari ücrete %50 zam yapıyor, KDV’yi %1’e indiriyor, vergi gelirinden feragat ediyor, anında zam furyası başlıyor...

Yahu bu nasıl bir organizasyondur ki, bir gecede binlerce market nasıl bir anda düğmeye basılmış gibi etiketleri yükseltip, bilgisayar programlarını buna uygun hâle getirebiliyor!.. 

Sanki karşımızda planlı programlı çalışan, hedefinden asla şaşmak istemeyen korkunç bir yıkıcı tezgâh var. Vergilerini arttırsanız zam olarak geri döner...

Cezalar öyle. Bunlar tröst!.. 

Tekelden fiyat belirliyorlar, kimseyi dinlemiyorlar... 

PKK terörünün kökünü kazıdık, daha berbatı ekonomik terör karşımıza çıktı. Marketleri kapatsanız halk perişan olacak. 1 yıl içindeki kazançları dudak uçuklatıyor. Ama onların derdi para değil...

Büyük resme baktığımızda, ülkemizin fahiş fiyatların zirveye çıkardığı enflasyonla seçime sürüklenmek istendiğini görüyoruz. Amaç, 19 yıldan beri vatanına sayısız eserler kazandıran, büyüme hızında tarih yazan, enerji problemini çözen, izlediği muhteşem dış politikasıyla ayakta alkışlanan hükûmeti ekonomide başarısız göstererek devirmek midir?..

 Buna izin mi verilecek? "Çok ağır cezalar getireceğiz" deniyor, çözüm değil!..

Peki ne yapmalı? Öncelikle ve ivedilikle bir defa rekabet ortamı tesis edilmeli bu tekelcilik yıkılmalıdır...

Bir defa zincir marketlerin yeni şube açmalarına izin verilmemeli. Çiftçinin ürününü tarladan almaları engellenmeli... Ardından yeni gıda satış mağazalarının kurulması için büyük teşvik sistemi hayata geçirilmeli. İsmi de “MİLLET MARKET” olmalı. Devlet bu işletmeleri kuranlardan 3 yıl vergi almamalı. Kamu bankaları vasıtasıyla 2 yılı ödemesiz DÜŞÜK FAİZLİ kredi desteği sağlanmalı. Bunlar özellikle büyük şehirlerde kum gibi çoğaltılmalı. Ama ürün satış fiyatlarının KESİNLİKLE maliyetinin %20 üzerinde belirlenmesi sağlanmalıdır...

Toprak Mahsulleri Ofisinden, Et ve Süt Kurumundan bol ürün verilmeli. Tarım Bakanlığı kooperatifler vasıtasıyla bu marketlere tarla fiyatından sebze ve meyve sağlamalı. Ulaştırma Bakanlığı üretim merkezlerinden şehirlere taşınması için büyük bir seferberlik başlatmalı. 

Tedarikçi firmalar, zincir marketlere verdikleri ürünlerin bedellerini 3 ay sonra tahsil ediyor... Siz bunlara "1 ay sonra paranız kasanızda" deyin, herkes size ürün vermek için yarışır. Rafları boşalan zincir marketler, büyük itibar kaybeder, ya yola gelirler ya da kapanırlar!..

Görün o zaman fiyatlar nasıl yıldırım gibi düşüyor. Bununla birlikte dev bir tarım reformu hayata geçirilmelidir. Üretimi arttırmalıyız. İsrail topraktan 1 yılda tam 7 ürün alıyor. Biz 1 ürünle kalıyoruz. Çiftçimiz tembel tohum, mazot, gübre bahanesiyle senede 2 ay çalışıyor, 10 ay yatıyor. Verilen devlet desteğini tarlasında kullanmıyor, borç ödüyor. Artık şehirlerden köye göç başlamalı. Topraklarımız son derece verimli, milyonlarca üniversite mezunu işsiz gencimiz olacağına, yüzbinlerce lise mezunu ziraat uzmanımız olsun. Kendisine 2071 hedefi koyan hükümet 3 kuruşluk marketlere boyun mu eğecek? Rahmetli Erbakan ne demişti: “Hadi ordan... Hadi ordan!.."

Not: Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Cenab-ı Hakk feyzine nuruna bereketine eriştirsin.  

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.