Bu iş, Türkiye'siz zor...

A -
A +

ABD Dışişleri Bakanı Powell günü birlik geldiği Ankara'da yaptığı yoğun görüşmelerde ikinci tezkerenin geçmemesi nedeniyle iki ülke arasındaki gerginleşen ilişkileri yumuşatmak ve Irak'ta zora giren harekat konusunda Türkiye'nin daha fazla destek vermesini sağlamak için çaba sarf etti. ABD'nin; uzaması muhtemel askeri harekatının lojistik desteğini kesintisiz devam ettirebilmesi hem de askeri harekattan sonra Irak'ı kontrol altında tutabilmesi ve yeniden imar edebilmesi çok zor. Bu yüzden Türkiye'nin desteğine çok ihtiyacı var. Hatırlayınız ikinci tezkere Meclis'e gelmeden önce bu köşede "ABD kuzey cephesini Türkiye üzerinde ağır silahları olan güçlü bir askeri unsurla açamaz ise harekat uzar ve zorlaşır" demiştim. Dediğimiz de oldu. Musul ve Kerkük'te mevzilenmiş tankı-topu olan düzenli Irak ordusuna, hafif silahlarla donatılmış hava indirme birlikleri ile taarruz edilemez. Hele hele, sabahleyin topladığınızda sayıları 40-50 bine ulaşan, ikinci gün 20 bine düşen, üçüncü gün de 'Ben evime gideceğim' diyebilen kışla anlayışı ve disiplini olmayan Peşmergelerle Kerkük ve Musul'a taaruz edemezsiniz. Bu aşiret güçleri Amerikan tankını ve askerini önlerine almadan adım bile atmazlar. Bunlar yalnız başlarına ancak vur-kaç taktiği ile küçük çapta operasyonlar yapabilirler. (Pardon az kalsın unutuyordum bir de yerleşim yerlerini iyi yağmalarlar. Cephede sıkıyı görünce de kaçarlar.) Lojistik destek olmadan... Geldiğimiz noktada ABD bu durumu fark etmiş ve Irak'ın kuzeyine hava indirme birlikleri ve taarruz helikopterlerini getirmeye başlamıştır. ABD asker sayısını çok kısa zamanda 10 bine çıkarır, C-17 nakliye uçakları ile ufak çapta tank ve top getirir ve günlerce Kerkük ve Musul'u havadan bombalarsa , buradaki Irak birliklerinin ve halkın direncini kırar, psikolojilerini bozar. Sonra bu bölgeye indirdiği birliklerle Kerkük-Musul'u ele geçirebilir. Ancak burada aşılması gereken en önemli problem ABD'nin bu bölgedeki birliklerine kesintisiz bir lojistik destek sağlamasıdır. Bu kesintisiz lojistik desteği sürekli olarak havadan sağlamak mümkün değildir. Irak'ın kuzeyinde petrol yok. Uçak ve helikopter yakıtı yok. Yiyecek, içecek, sağlıklı su yok. Hastane yok. Lojistik destek olmadan kara harekatının devamı mümkün değildir. Ayrıca harekattan sonra bu bölgeye yerleşecek olan ABD birliklerinin de lojistik desteğe ihtiyacı olacak. İşte Powell, kesintisiz karadan lojistik desteğin Türkiye'den sağlanması amacıyla Türkiye' ye geldi. Powell'ın Ankara'da temasları sırasında ikinci hedefi de Türk ordusunun Irak'ın kuzeyine girmemesini garanti altına almak oldu. Powell, Türkiye'ye kırmızı çizgileri ve çekinceleri konusunda garanti verdi ve görüşmelerinde, harekattan sonra Irak'ın yeniden yapılandırılması konusunda Türkiye'ye duyulan ihtiyacı da dile getirdi. Bu aşamadan sonra çok dikkatli hareket etmek zorundayız. Türkiye ne ABD'yi karşısına almalı ne de bu saatten sonra bataklığa bulaşmalıdır. Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum; sakın ABD ordusuna, topraklarımız üzerinden 'insani yardım' adı altında her türlü lojistik destek sağlanmasın! Böyle bir durumda tekrar başa dönmüş oluruz. Bu savaş 100 bin Ladin çıkaracak... Irak'ın Lübnanlaşma sürecine girmesinden korkuyorum. ABD Irak'a müdahaleyi uluslar arası kamuoyuna terörizme karşı verilen bir savaş olarak takdim edemedi. Bu harekat Irak petrollerine göz dikmek olarak nitelendirildi. Ekonomik hedefli olarak başlatılan bu harekata, ABD kimseden destek alamadığı gibi Irak halkının yüzde 90'ı da olaya, bir işgal harekatı olarak baktı. Böyle algıladığı için Saddam'a nefretini bir kenara bıraktı ve ülkesini işgale karşı korumak düşüncesiyle direnişe başladı. Ayrıca Irak'tan sonra sıranın kendilerine geleceğine inanan Suriye ve İran devletleri ile halkları ABD'nin başarısız olması için ellerinden geleni yapmaya başladılar. Ortadoğu'daki radikal sağcı ve solcu tüm örgütler Irak'ta direnişe katılmak için harekete geçtiler. Yerleşim birimlerinde sivillerin hedef olması yüzünden 600'e yakın vatandaşın ölmesi Arap dünyasında Amerikan aleyhtarlığını en üst seviyeye çıkardı. Özellikle Ortadoğu ülkelerinde cihat tablosu yükseliyor. Mısır Devlet Başkanı Mübarek'in "Bu savaş 100 bin Ladin çıkaracak" sözü aslında gelecekte neler olacağını özetliyor. Halktan direniş gören ABD, kentleri kontrol etmeye çalışırken şimdi de Irak'ın sınırlarını kontrol altında tutmak için kuvvet ayırmak zorunda kalacaktır. Ortadoğu'da "İkinci Filistin" doğuyor! ABD Irak'ta muhabereleri üstün gücü sayesinde kazanacak ama savaşı kaybedecek gibi gözüküyor. Askeri zafer kazanılır ama kan ve trajedi bu bölgede daha uzun bir süre devam eder. ABD'nin harekattan sonra ülkeyi tam olarak kontrol etmesi için 600-700 bin askere ihtiyacı var. ABD'nin harekattan sonra Irak'ı kontrol etmesi çok zor. Ortadoğu'da ikinci bir Filistin doğuyor... Saddam ise savaşı mümkün olabildiğince uzatabilecek taktikler uyguluyor. ABD kuvvetlerini şehirlere çekmek, halkla karşı karşıya getirmek istiyor. ABD kentlere girdikçe sivil kayıplar artacak, dünya kamuoyu sesini yükseltebilecektir. Saddam'ın yapabileceği tek hata, -varsa- elindeki kimyasal silahları kullanmasıdır! Sonuç olarak beni ne Saddam ne de ABD ilgilendiriyor. Ben iki konuya takılıp kalıyorum. Bu savaşta hiçbir günahı olmayan Irak halkına üzülüyorum. Bir de bu savaşta ülkemin siyasi ve ekonomik kayıplarının artmasından endişeleniyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.