ABD, muharebeyi kazandı, ama barışı kazanabilecek mi?

A -
A +

ABD ve İngiliz Ordusu Irak'ta ülkesini, toprağını, bayrağını kısacası istiklâlini korumaya azmetmiş bir milletle karşılaşmadı. Fakat farklı beklentileri olan ve yıllardır aralarında iktidar mücadelesi veren millet olma evresine henüz ulaşmamış halklarla karşılaştı. Bu halklar da grup menfaatlerini bir kenara bırakıp ülke menfaatlerini ön plana alma şuurunu gösteremediler. Bağdat'ı savunmakla görevli 100 bin civarındaki Cumhuriyet muhafızı Bağdat'ın savunması için bir kurşun dahi atmadı. Iraklılara zulüm eden diktatör Saddam iki gün içerisinde hiçbir direnç göstermeden emrindekilerle birlikte ortadan kayboldu. Bu kayboluş sıradan bir kayboluş değil. Saddam ve yakınları nerede kimse bilmiyor. ABD güçleri Bağdat'ta güneyde karşılaştıkları direncin binde biriyle karşılaşmadılar. Oysa Saddam yönetiminin en eğitimli ve en büyük kuvvetiyle silahları Bağdat'taydı. Bu güç bir gecede hiçbir direnç göstermeden nasıl yok oldu? Saddam kendisinin ve çevresinin bağışlanması şartı ile Bağdat'ı kendi eliyle teslim etmiş gibi görünüyor İç savaş tehlikesi! ABD, Irak'ta muharebeyi kazandı. Bundan sonra ne yapacak, planları ne? Gelişmelere bakılırsa, ABD Irak'ın petrol kaynaklarını en kısa zamanda düzenli bir şekilde işletecektir. Büyük askerî üsler tesis ederek bu bölgeden Ortadoğu'yu kontrol edecektir. Kendi güdümünde sivil bir idare oluşturacak, bu sivil idare aracılığıyla ülkeye kendi kontrolünde demokrasi getirmeye çalışacaktır. Bu çaba uzun yıllar alacağı için kendisi de uzun yıllar aktif olarak burada kalacaktır. Eğer ABD bu politikasını revize etmez ise kendilerinin iddia ettiği gibi bölgeye özgürlük ve barışın gelmesi mümkün değil. Şu andaki gelişmeler bütün Dünyayı endişelendiriyor. ABD Ordusu Petrol Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nı koruma altına alıyor, ama bu ülkenin uygarlığının yağmalanmasını ve tarihinin yok edilmesini adeta teşvik ediyor. Irak'ın geleceğinde demokrasi yerine kaos görünüyor. İktidar yarışı başladı. Ülkedeki gruplar arasında iç savaş başlaması çok uzak bir ihtimal değil. Yapılacak çok iş var... ABD gerçekten barışın kazanmasını istiyorsa, iddia ettiği gibi amacı, bölgeye özgürlük ve barış getirmek ise; Irak'ın yeniden yapılandırılması ve inşası sırasında komşuları Araplar ve Birleşmiş Milletler ile işbirliği yaparak koalisyonu genişletmelidir. Etnik ve mezhep esasına dayalı idari yapılanmadan kaçınmalıdır. Ülkedeki tüm etnik gruplara eşit mesafede olmalı, adil davranmalı, tüm grupların haklarını eşit oranda korumalıdır. Ülkedeki tüm grupları silahsızlandırmalı mevcut terör gruplarını etkisiz hale getirmeli, ülkenin kendi ulusal ordusu kuruluncaya kadar bölgede güçlü bir BM Barış Gücü kurulmasını sağlamalıdır. Irak'ın petrollerinin işletilmesi, gelirlerinin yönetilmesi ve kullanılması işini BM ile ortaklaşa yürütmelidir. Bu arada ABD inandırıcı olmak istiyorsa Filistin meselesine âdil bir çözüm yolu aramalı ve bu çabasını hızlandırmalıdır. Eğer ABD ticari hedeflerini bir kenara bırakıp, bölgeye özgürlük ve barış getirmeyi kendisine birinci hedef haline getirme vizyonunu sergileyebilirse, zor da olsa barışın kazanma ihtimali olabilir. Aksi takdirde daha önceleri de iddia ettiğimiz gibi bölgede ikinci bir Filistin ortaya çıkar. İç savaş başlar ve uzun yıllar devam eder.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.