Kerkük ve Musul'un önemi -1-

A -
A +

Türkiye'nin Kuzey Irak'la ilgili kırmızı noktaları incelendiğinde bunların Kürtlerin bağımsız devlet kurma yönünde atacakları adımlara engel olan hususlar olduğu göze çarpmaktadır. Bölgede kurulacak bir Kürt devletinin birçok unsurunun hazır olması kurulacak bir devletin yaşayacağı anlamına gelmez. Bağımsız devlet olmanın iki şartı vardır. Birincisi, bağımsız olarak karar alabilen Yasama ve İcra Gücüne sahip olmak ve bu organların tam bağımsız çalışabilmesi ve alınan kararları uygulayabilmesi için ekonomik olarak kendi kendine yeterliliğini sağlayacak olan kaynaklara sahip olmak. İkincisi ise, bağımsız devletin alacağı kararların uygulanmasında onu dış etkenlerden koruyacak bir silahlı kuvvete sahip olmak. Aslında silahlı kuvvete sahip olmanın da bir şartı bağımsız kaynaklara sahip olmaktan geçmektedir. Bölge, ekonomik değer olarak sıfır Kuzey Irak'taki Kürtler için Kerkük petrolleri gibi hiçbir gayret göstermeden sürekli para getiren bir doğal kaynaktan başka bir şey ekonomik bağımsızlığın teminatı olamaz. Çünkü bu grupların yetişmiş insan gücü yoktur, ticari becerileri yoktur, bölgenin turistik önemi yoktur, sanayi kurulmasına müsait arazi yapısı ve iklimi yoktur ve en önemlisi yapılacak yatırımlarda çalışmaya hazır ve istekli bir nüfus yoktur. Yani kısaca bölge, ekonomik değer olarak sıfırdır. Bölgedeki en önemli ekonomik problem çalışmadan gelir elde etmek isteyen insanların varlığıdır veya daha doğru deyişle bölge halkının çalışma alışkanlığının olmamasıdır. Şu anda bölgedeki bütün insanlar oturdukları yerden ellerine geçecek olan petrol gelirini hayal etmektedir. Bu petrol ise Musul ve Kerkük bölgesinde mevcuttur. Grupların petrol geliriyle yanıp tutuştuklarının en bariz belirtisi ise, Kerkük'ün KYB'nin eline geçtiğinde KDP lideri Barzani'nin sergilediği tutumdan anlaşılabilir. Dolar milyarderi Barzani (Talabani'nin iddiasına göre Barzani'nin İsviçre bankalarında 2 milyar doları vardır ve bölgedeki birçok insan buna inanmaktadır) Kerkük'ün Talabani'nin eline geçmesi durumunda kendisinden daha güçlü duruma geçeceğini bildiği için Türkiye ve ABD'ye KYB güçlerini Kerkük'ten çıkarmak için işbirliği teklifinde bulunmuştur. Halbuki düne kadar Türk ordusunun Irak'ın kuzeyine girmesine en büyük tepkiyi Barzani gösteriyordu. KYB ve KDP'nin planı Kerkük'ün işgal edilmesiyle birlikte petrolün otomatikman bu güçlerin eline geçip geçmediği sorusu akla gelebilir. KYB ve KDP'nin planı ilk önce bu bölgeleri Irak'ın toprak bütünlüğü içinde olduğunu kabul etmektir. Zaten şu anda bağımsız bir devlet olmak da istememektedirler. Yalnız gözden kaçırılmaması gereken en önemli nokta bağımsızlığa şimdilik gitmeyeceklerdir. Gerek Talabani gerekse Barzani birçok kerre bunu belirttikten sonra self determinasyon haklarını saklı tuttuklarını vurgulamışlardır. Bu yüzden ilk hedef Kerkük ve Musul'un Kürtleştirilmesi daha sonra da yapılacak bir halk oylamasıyla bu bölgeleri de içine alacak bir federasyonun kurulması olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.