İki 'art niyetli' eleştiriye cevap...

A -
A +
AK Parti'nin seçim beyannamesini baştan sona bir kez okuyabildim. AK Parti, artık kendi dönemleri ile yarışıyor. Beyanname son derece reformcu ve iddialı bir karaktere sahip.  Beyannamede bugüne kadar her alanda yapılan faaliyetlerle bundan sonra yapılması planlanan işler tek tek sıralanmış. Beyannamenin ana eksenini temel hak ve özgürlükler oluşturuyor. Önce ekonomi, sonra özgürlük değil. Önce insan onurunu önceleyen ve temel hak ve özgürlükleri ekmek-aş kadar önemseyen bir yaklaşım, sonra da ekonomi. Daha sonra bu beyanname hükümet programına dönüşecek.
Bu beyannamede 'çözüm süreci yok' diye eleştiriler var. Çözüm süreci zaten devam eden bir süreç. Ayrıca yeni dönemde planlanan milletin Anayasası zaten çözüm sürecini kapsıyor. Diğer yandan bu beyannamenin içinde 'Türk' yok diye eleştirenler var. Bu ciddi bir haksızlık, bu art niyetli bir değerlendirme. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bir çerçevedir ve bu çerçevenin içi doldurulur. Beyanname, iktidara talip olan partimizin gelecek için öngördüğü projelerin, reformların ve hedeflerin genel çerçevesini belirlemiştir. Bu programla, Cumhuriyetimizin demokratikleşme süreci tamamlanacaktır. Çözüm sürecinden vazgeçilmiş değildir. Demokratik siyaset ve demokratik birlik, çözüm süreci için AK Parti'nin kırmızı çizgileridir.

HDP KÜRTLERİ ALDATIYOR

HDP'nin milletvekili adaylarının iyi incelenmesini tavsiye ediyorum. Kaç tane Kürt kökenli aday var? Ertuğrul Kürkçü veya DHKP-C'li bir militan ne kadar Kürtleri temsil ediyor? HDP'nin, CHP oylarını almak için aday yaptığı Alevi isimler Doğu ve Güneydoğu'daki Kürtleri mi temsil ediyor? HDP, Meclis'e neden gelmek istiyor? Demirtaş kendilerine hedef olarak, başkanlık sistemini engellemeyi koydu. Kürtlerin sorunlarını, kültürel-sosyal-etnik veya ekonomik problemlerinin çözümünü hedefleyen bir siyasetleri yok. Tek hedefleri AK Parti'yi engellemek, Meclis'i çalıştırmamak. HDP, Kürtleri "çantada keklik" kabul edip CHP tabanına oynuyor. Ama herkes şunu iyi bilsin ki, HDP asıl barajı aşarsa Öcalan'ı pasifize edecek ve çözüm süreci Kandil'in insiyatifine kalacak. Eğer HDP barajı aşamaz ise Öcalan'ın eli güçlenecek ve Öcalan çözüm sürecini devam ettirecek. HDP milletvekili adayı seçiminde Kürtleri tasfiye etti.  HDP şiddetin vesayetinden kurtulamıyor. Silah ve siyaseti bir arada tutma sahtekârlığına kimse kanmasın. HDP, Batı'da barış güvercinleri uçurarak CHP tabanına şirin çiçek-böcek mesajları vererek oy olmayı, Doğu'da da silahın ve şiddetin baskısıyla oy toplamayı tasarlıyor. Elinden silahı bırakmayan bir yapı Meclis'e gelmesin daha iyi.

SOLCULAR TUZAĞA DÜŞÜRÜLÜYOR

Tayyip Erdoğan nefreti bizim solcu-paralelci yazar-çizer takımımızı, bazı entellerimizi bölücü terör örgütü PKK'yı bile masum görmeye başlamalarına sebep oldu. Ağrı'da eşkıyanın Mehmetçiğe kurşun sıkmasına öyle yorumlar getiriyorlar ki şaşmamak elde değil. Askerimizle 14 saat boyunca çatışan teröristlere gerilla muamelesi çekiyorlar. Sanki onlar terörist değil izci örgütü. Bu gözü dönmüş, 'Erdoğan kazanacağına PKK kazansın' noktasına gelmiş olan beyler, 'O bahar etkinliğinde eli silahlı terör örgütü elemanlarının ne işi var? Onları kim-niye çağırdı?' diye sorma ihtiyacı duymuyorlar. PKK'lılar uzun namlulu silahlarla askerimize ateş açıyor, onu görmüyorlar. Askerin karşılık vermesini çözüm sürecine darbe olarak değerlendiriyorlar. Askere karşı PKK'yı tutacak kadar dengelerini yitirmiş bunlar. Bunların acilen tedavi olmaları lazım. Şahsen; meşru bir siyasi partinin seçimde çok fazla bir başarı sağlamasını engellemek için 40 bin insanımızı katleden PKK bölücü terör örgütüne ve onun siyasi temsilcisi Demirtaş'a yanaşmayı, ona oy toplamak için çırpınmayı sağlıklı bir ruh halinin ürünü olarak görmüyorum. Allah akıl fikir versin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.