Ölçüsüz vaatler ve Sivas'ın ötesi...

A -
A +
Muhalefet partilerimiz, devletin kasasında büyük fedakârlıklarla biriktirilen tasarrufları hovardaca dağıtmak için sıraya girmiş. Önce CHP lideri çıktı meydana. Seçimde oyunu birkaç puan artırmak veya en azından mevcut oyunu muhafaza etmek için ülke gerçeklerine ve ekonomik realitelere uymayan hayali, uçuk kaçık vaatleri peş peşe sıraladı. Emekçilerin, çiftçinin ve asgari ücretlinin direkt cebine hitap etti. Onu, HDP takip etti. Onlar da aynı konularda CHP'den bir adım öne geçen vaatlerini açıkladı. Sonra Haydar Baş çıktı sahneye. CHP ve HDP'yi vaatlerde beşe katladı. En son MHP lideri Bahçeli çıktı meydana. 2001 yıllarını iyi bilen ve IMF memuru Derviş'ten çok çeken Bahçeli'nin popülist vaatlerde bulunmayacağını, makul çizgide kalacağını düşünüyordum. Uzun süredir iktidar yüzü görememek ve çözüm süreci nedeniyle düşen oy oranını tekrar yükseltmek için o da popülizme sarılmış. Diğer üç partiden hiç farkı yok. Başlıklar aynı sadece rakamlar farklı. Ben seçim bildirgelerinde en çok şu vaatlere takıldım. CHP lideri, dört yılda Türkiye'de bir tane yoksul bırakmamayı taahhüt ediyor. Bunu ABD ve İngiltere bile beceremedi. "Benim adım Kemal, ben yaparım" diyor. Bahçeli de "Terör ve anarşinin kökünü kazıyacağız" demiş. Biri 4 yılda yoksulluğu bitirecek diğeri 30 yıldır kanımızı emen terörü. Bence bunları hemen iktidara getirelim. Yalnız bu vaatlerini nasıl gerçekleştireceklerini lütfen bize detaylı bir şekilde izah etsinler. Bu ülke terörü bitirmek için denemedik yol ve yöntem bırakmadı. Şimdi de çözüm süreci ile bu belayı bitirmeye ve iç barışımızı sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye, şu zamana kadar denenmemişi deniyor. Sayın Bahçeli çözüm sürecini reddediyor. Yani terör sorununu güvenlikçi politikalarla çözecek. Oysa Türkiye bu sorunu çözmek için her türlü güvenlikçi politikayı denedi. Sonucu hepimiz biliyoruz. Bize, MHP'nin bildiği bizim bilmediğimiz çözüm neyse anlatsınlar. Biz de rahat uyuyalım. Bu vaadin, çözüm sürecine karşı çıkan kesimlerin oylarını almak için sarf edilmiş bir sözden öteye bir karşılığı yok...
Bir an durup düşünelim. Emekli, asgari ücretli ve çiftçi herhâlde seçmenin büyük bir bölümünü teşkil eder. AK Parti şu anda iktidarda. O da bu uçuk vaatler kervanına katılıp "Ey Millet! Ben iktidardayım bunlar ne vaat ediyorsa biz onun yüzde 25 fazlasını verdik gitti" diyemez mi? Eline vuran mı var, önüne duran mı? AK Parti de emeklinin, asgari ücretlinin ve çiftçinin duyguları ile oynayıp oy için bu popülizmi yapsa memleketin hâli ne olur? 'Neden yapmıyorlar?' diye emeklimiz de, çiftçimiz de, asgari ücretlimiz de defalarca düşünmelidir. Ülkeyi IMF kapısında borç dilenir duruma düşürmemek 3-5 puan oydan daha önemlidir. Bu saçma sapan, hesapsız kitapsız, uçuk kaçık vaatlere kanmayın. Biz aynı filmi Yunanistan'da gördük. Bu ülke hesapsız kitapsız vaatler yüzünden adalarını satışa çıkaracak noktaya kadar geldi, iflas etti. Eğer bunların eline kalırsanız yine IMF'nin kapısında dileniriz. Derviş'i çağırır, ülkeyi Ekmelettin Bey'le ona yönettirirler. Bırakın zammı anaparayı bile alamazsınız.
CHP liderinin seçim programı açıklandı. Kılıçdaroğlu, bu seçim öncesinde Şırnak, Hakkari, Van, Bingöl, Mardin, Ağrı, Batman, Siirt, Bitlis ve Muş'a gitmeyecekmiş. MHP liderinin programında da büyük ihtimalle Doğu ve Güneydoğu illeri yoktur. Türkiye'yi yönetmeye talip olan bir siyasetçi Türkiye'nin en sorunlu iki bölgesine gitmiyor. Sizce bu normal midir? Veya bunların Türkiye'yi yönetme iddiaları gerçekçi midir? Sizce de Türkiye'nin en önemli ve en acil sorununun yaşandığı bölgeye gitmeyen bir siyasi partinin iktidar olma iddiası komik değil midir? Herkesi bölücülükle suçlayanlar kendi kafalarında memleketi bölmüşler zaten. Ne oldu, Doğu ve Güneydoğu'yu HDP'ye mi bıraktınız?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.