Sinsi hesapları koalisyon…

A -
A +

Tahmin ediyorum ki basından takip etmişsinizdir. Siyasetçilerin iktidara gelmek uğruna verdiği hesapsız-kitapsız-ölçüsüz vaatler yüzünden Yunanistan duvara tosladı, iflas etti,  ekonomisi çöktü.  NATO toplantısı için Riga'ya giden Yunanistan Başbakanı, parasızlık yüzünden başbakanlık uçakları bakım yapılamadığı için orduya ait bir nakliye uçağını kullanmak zorunda kaldı. Yunanistan birkaç yıldır memur ve işçi maaşlarını güçlükle ödüyor. Memur maaşlarını düşürdüler. Ayrıca 104 bin memuru da işten çıkardılar. Bugün emekliye, çiftçiye hesapsız-kitapsız vaatlerde bulunanlar aynı akıbeti bize de yaşatmak istiyorlar.

Gönüllerinden geçen 7 Haziran'dan bir koalisyon çıkması. Ama bu millet bu ülkeyi 1999'lara, yani koalisyonlu günlere asla geri döndürmez. Kimse boşuna hayal kurmasın. Şu anda bütün muhalefet partileri popülizmin dik alasını yapıyorlar. Vadetmedikleri bir Kaf Dağı'nın arkası kaldı. Hele CHP Lideri, ağzından bal damlıyor. Hazinenin anahtarını eline almış herkese dağıtıyor. Vaatlerinin parasal değeri 150 milyar TL'yi buldu. "Kaynak nerede?" diye soranlara "Benim adım Kemal" diyor. Akıl hocası ve hazinemizdeki 122 milyar dolara göz dikmiş olan Derviş bile, Kılıçdaroğlu'nun vaat hızına yetişemiyor.

Asla ihtimal vermiyorum ama diyelim ki 7 Haziran'da bir koalisyon olasılığı doğdu. Ekmeleddin İhsanoğlu başbakan, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş  da başbakan yardımcısı oldu. Olmaz ya, Allah bu milleti öyle bir beladan korusun, diyelim ki oldu. Çözüm süreci biter, 2-3 yıldır huzur ve sükûnetin hakim olduğu, barış çiçeklerinin açtığı Doğu ve Güneydoğu'nun dağlarından, kırsalından mermi-top-bomba sesleri gelmeye başlar. Yine aynı sahneler tekrarlanır, gencecik fidanlar toprağa düşer. Gencecik bedenler al bayrağa sarılı tabutlarla Türkiye'nin dört bir tarafına dağılır. Kepenkler kapanır, işsizlik-yoksulluk artar. Batı illerimize göç hızlanır. Güvenlik için ayrılan kaynaklar yüz kat artar. Kardeş kanı dökülmeye devam eder.

Türkiye, koalisyon yapısı ile asla yeni bir anayasa yapamaz. 12 Eylül darbe anayasası ile yerimizde saymaya devam ederiz.  Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında kriz üstüne kriz çıkar. Türkiye ekonomik ve siyasi istikrarını kaybeder. Doğrudan yabancı sermaye girişi azalır. Yabancı yatırımcılar gelmez. İsrail lobisinin ve Neoconların desteği ve baskısı ile paralel yapı tekrar devlette yuvalanmaya ve devleti kontrol altına almaya başlar. Çünkü muhalefet partilerinin, paralel yapıya diyet borcu var. Koalisyon projesinin mimarı paralel yapı bunun sonuçlarından azami istifade eder.

İstikrar ve güven kaybolacağı için ekonomi krize girer. Faiz ve enflasyon artar. Hele bir de Kemal Efendi, emekliye-çiftçiye ve asgari ücretliye verdiği noter destekli sözünü bir yıl tutabilirse ekonomi çöker, Türkiye krize girer. Büyüme durur, faiz, enflasyon, işsizlik çığ gibi artar. Zamlar peş peşe gelmeye başlar. Türkiye tekrar IMF'nin kapısında borç dilenir hale gelir. Başlayan dev yatırımlar belki kör topal devam eder ama Türkiye yeni yatırım yapamaz. Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini çalarlar, yazık olur.

Bu millet oy kullanacağı sandığı bulup kendi oyunu bile kullanamayan bir beceriksize bu ülkenin yönetimini bırakmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.