Herkes abdest tazelesin

7 Haziran'da Türkiye sandığa gitti ve malum siyasi tablo ortaya çıktı. Halkımız kesintisiz 13 yıldır iktidarda olan AK Parti'yi hafiften ikaz etmek istedi. Yolsuzluk iddiaları, çözüm sürecinin PKK ve KCK tarafından istismar edilmesi, bu sürecin batıda iyi anlatılamamış olması, AB sürecinin yavaşlaması, yeni bir anayasanın yapılamamış olması, dar gelirlilerin ekonomik krizden etkilenmeleri gibi birçok etkenden dolayı seçmen iktidar partisini uyarmak istedi. Halkımız bu uyarıyı yaparken yine de ülkeyi AK Parti'nin yönetmesini ama yanlış ve eksikliklerini düzelterek devam etmesini istiyordu. Ama uyarının dozu birazcık kaçınca AK Parti tek başına iktidar olamadı. Ortaya bir koalisyon tablosu çıktı. Kanaatimce seçmen tam olarak bir koalisyon istemiyordu. 'HDP barajı geçsin, PKK'nın dağda durmasına gerek kalmasın' diye düşündü herkes. Bazıları da AK Parti tek başına iktidar olsun ama Başkanlık Sistemini tek başına getirecek kadar bir sayıya ulaşmasın diye HDP'ye oy verdi. PKK'nın çözüm sürecini istismar edip gönderden bayrak indirmeye kalkması, 6-7 Ekim Kobani kalkışmaları, yol kesmeler, haraç toplamalar sayesinde MHP'nin oyları da arttı. Etki-tepki mekanizması işledi. 7 Haziran'ın üzerinden üç ay geçti. Bu parçalı siyasi yapıdan bir hükümet çıkmadı. Hem küresel krizin ve Çin ekonomisindeki olumsuz gelişmelerin tesiri ile hem de bu ortaya çıkan parçalı siyasi yapının oluşturduğu belirsizlik, siyasi istikrarsızlık ekonomimizi her alanda olumsuz yönde etkilemeye başladı. Gezi olayları, 17-25 Aralık girişimleri ve 7 Haziran'dan bir hükümet çıkaramayışımız ekonomimize ağır bedellere mal oldu. Yaklaşık iki ay sonra inşallah sandıktan bu belirsizliği ve istikrarsızlığı ortadan kaldıracak bir sonuç çıkar. Diğer iki partinin tek başına iktidar olma ihtimali yok ama AK Parti veya CHP tek başına iktidar olarak sandıktan çıkarsa Türkiye daha fazla şeyler kaybetmemiş olur. Türkiye için ideal sonuç herhangi bir partinin tek başına iktidar olmasıdır. 7 Haziran seçim sonuçlarına baktığımızda AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olma ihtimali tüm partilerden yüzde elli daha fazladır. Ancak seçmen davranışlarının kısa sürelerde değişmesi zordur. Yani tekrar parçalı bir siyasi sonucun çıkma ihtimali az değildir. Bu sonucu değiştirebilecek tek parti AK Partidir. Eğer AK Parti gerçekten 7 Haziran seçimindeki 9 puanlık oy kaybının sebeplerini bulur ve bu sebepleri ortadan kaldırabilecek cesareti-kararlılığı ve beceriyi gösterebilirse en az 300 milletvekili ile tek başına iktidar olur. Ama bu 9 puanlık oy kaybının sebeplerini giderme cesaretini ve kararlılığını göstermez, hiçbir şey yokmuş gibi davranırsa 7 Haziran seçim tablosu 1 Kasım'da da tekrarlanır.

Bu nedenle AK Parti siyasi hareketine gönül vermiş herkes, bir siyasi hareketin doğal kurucu lideri dahil, Genel Başkandan mahalle temsilcisine kadar herkes samimi bir vicdan muhasebesi yapacak. Herkes abdestini tazeleyecek. AK Parti kurulduğu günkü fabrika ayarlarına dönecek. Herkes nefsini ayaklar altına alıp, ümmet için-millet için dahası Allah rızası için doğru ve hakikat neyse onu söyleyip onu yapacak. Fakir-fukaranın; garip gurebanın, mazlumların ve İslam dünyasının geleceği, bu milletin istikbali ve istiklali için kibri; kini, nefreti, menfaati, ikbali-hırsı herkes elinin tersi ile itip dava şuuru ile hareket ederse 9 puanlık kaybın sebebini bulur ve gereğini yapar. Kimse 9 puanlık kayıp için suçlu aramasın. Çünkü herkes suçlu. O halde herkes kimseyi suçlamadan üzerine düşeni yapsın. Herkes abdestini ve imanını tazelesin. Koşmaya-ter dökmeye, tırmalamaya başlasın. Aday tespitinden tutun da; ekonomi politikalarına, söylemlerden tutun da AB Perspektifine; akçeli işlerden tutun da yaşam biçimine kadar her şey sorgulansın ve hatalar düzeltilsin. Bu milletin, bu ümmetin sizden başka umudu yok. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmayın. Vebali ağır olur.