Saldırı hepimize!..
Elim, yazı yazmaya varmıyor... Ama, moral bozukluğuna gömülüp hainlerin amacına hizmet etmek de istemiyorum. Derin bir hüzün yaşıyoruz. Emek Platfomu'nun Ankara Sıhhiye'de yapacağı 'Barış' mitingi için Ankara Garı önü toplanma yeri olarak seçilmişti. Türkiye dün, burada toplananların Sıhhiye'ye yürüyeceği sırada muhtemelen grubun içine karışmış iki canlı bombanın kendilerini patlatması sonucu Cumhuriyet tarihinin en kanlı ve en vahşi terör saldırısını yaşadı. 86 kardeşimizi kaybettik, çok sayıda yaralımız var. Başımız sağ olsun, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyoruz. Evet, çok ama çok üzgünüz. Ama umutsuz değiliz. Ellerini gördük, bize şok ve travma yaşatmak isteyenleri ifşa edeceğiz. Niyetlerini biliyoruz. Reyhanlı'nın, Diyarbakır ve Suruç saldırılarının faillerini bulup adalete teslim eden devletimiz, bu kirli oyunun, bu katliamın arka planını da en kısa zamanda aydınlatacaktır. Benim bundan herhangi bir kuşkum yok.
Şiddetten, kandan, kaostan ve ölümlerden beslenenler eninde sonunda kaybedecek. Bu ülkenin ve bu milletin ekseriyetini temsil edenler, demokrasi isteyenler, barış isteyenler sağduyularını korumalıdırlar. Çünkü, saldırının hedefinde hepimiz varız. Bu saldırıyı planlayanların hedefi Türkiye'nin birliği, milletimizin kardeşliği ve huzurumuzdur. Amaçları seçime üç hafta kala toplumda travma ve şok oluşturmaktır. Ülkemize-halkımıza ve demokrasimize yapılan bu saldırı karşısında siyasi parti liderlerine düşen görev ortak tavır sergilemektir. Asla ve kat'a nefret, intikam ve tahrik edici açıklamalardan kaçınılmalıdır. Türkiye'nin öncelikle PKK ve diğer terör örgütleri ile mücadele kararlılığını zayıflatmak da menfur saldırının hedeflerinden biridir. Suruç olayından başlayarak birileri Irak'ı, Suriye'yi, Orta Doğu'yu Türkiye'ye taşımaya çalışıyor.
Saldırıda hedef alınan kitlenin seçimi bizi birbirimize düşürmeye çalışıldığının bir göstergesidir.
CHP MYK açıklamasında önemli bir cümle vardı: "Canımız yansa da sağduyumuzu muhafaza edelim..." Bu çağrı önemlidir, buna hepimiz dikkat etmeliyiz.
HDP Eş Başkanı Demirtaş hariç tüm siyasi liderler sorumlu açıklamalar yaptılar. Demirtaş ise daha olayın failleri belli olmadan saldırı için 'Devletin halka karşı yaptığı saldırıdır' diye suçlamada bulundu. Yazıklar olsun, böyle bir günde edecek başka bir laf bulamadın mı be adam? Böyle bir günde halkı tahrik edip sokağa dökmeye çalışmak sorumsuzluktur. O senin söylediğin devlet eskide kaldı. 12 gün önce 'Asker üzerimize gelmeye devam ederse biz de metropollerde bombaları patlatırız' diyen Karayılan'dan, DEAŞ'tan veya iki gün önce canlı bombası yakalanan DHKP-C'den şüphelenmiyorsun, devletten şüpheleniyorsun. Diyarbakır'ın göbeğinde çorbacıdaki garsonu katleden PKK'ya laf edemiyorsun ama devlete dil uzatıyorsun. Diyarbakır saldırısı ile partine iki puan oy kazandıranlar yine sahneye çıktı ve Ankara saldırısı ile tekrar düşen oylarını artırmayı hedefliyorlar. Her gün şehit cenazeleri gelirken, sivil vatandaşlarımız dahil güvenlik birimlerimiz PKK'nın döşediği mayınlardan hayatını kaybederken tek söz edemeyenler kolaycılığa kaçıyor.
Bugün suçlama-tahrik etme günü değil. Gelin önce acımızı paylaşarak yaşayalım. Sonra nedenleri-niçinleri ve hataları konuşalım. Unutmayalım bu saldırı hepimize yapılmıştır. Dayanışma içinde olmalıyız. Teröre hep birlikte kararlı bir şekilde karşı çıkalım, ortak irade sergileyelim. Birlik olalım. Acımızı yaşayalım. Failler ve arkasındakiler en kısa zamanda ortaya çıkarılsın. Birliğimizi ve kardeşliğimizi inadına koruyalım. Sakin, sağduyulu ve soğukkanlı olalım.