Bir “süper gücün” acizliği...

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney sınırımızda olup bitenleri ve nedenlerini “Rusya, Esad’la birlikte PYD’yi Türkiye’nin güney sınırına yerleştirmek için bir koridor oluşturma gayretinde. Bu koridorun oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Böyle bir gayrimeşru oluşumun asla tribünden izleyicisi olmayacağız” sözleri ile açık bir şekilde özetledi. “Türkiye, PYD-YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesine neden engel oluyor?” diye soran saftiriklerin akıl edemedikleri hususlar var. PYD, PKK’nın Suriye’deki bir kolu. Eğer Türkiye engel olmaz ise Suriye sınırımızda komşumuz bundan böyle ülkemize savaş açan PKK olacak. Suriye’nin kuzeyindeki Türkmenler, Araplar göçe zorlanıp bu bölgenin demografik yapısı değiştirilecek. Burayı terk etmek zorunda kalacak olan yüz binlerce insan sığınmacı olarak Türkiye’nin kapısına dayanacak. Öte yandan PKK terör örgütü, Irak sınırından Akdeniz’e kadar güney sınırımızın dibine yerleşip Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit edecek, Kandil buraya taşınacak. Bu koridorun oluşması hâlinde Türkiye dahil medeni dünyanın Halep ile fiziki irtibatı koparılacak. 2 milyon insan Esad zulmü ile karşı karşıya bırakılacak. Şu anda bile Rusya ve Esad rejimi her gün Halep’e bomba yağdırıyor. 10 bin nüfuslu Kobani için dünyayı ayağa kaldıranlar 2 milyon insanın Rus uçaklarınca bombalanmasına nedense seyirci kalıyor. Başta ABD olmak üzere batı dünyası kendi elleri ile Irak’ı İran ve Rusya’ya bıraktılar. Öngörüsüzlükleri; çapsızlıkları ve korkaklıkları yüzünden korkarım ki Suriye de aynı akıbeti yaşayacak. Obama yönetiminin çekingen ve kararsız tutumu, Batı dünyasının mülteci sorunu hariç konuya ilgisizliği Putin’e cesaret veriyor. Unutmayalım, PKK-PYD o koridora yerleşirse eninde sonunda Türkiye o bölgede savaşmak zorunda kalacaktır. Bu nedenledir ki Türkiye, kendi ulusal güvenliği ile ilgili tedbirleri kimsenin insafına bırakamaz.

          ***

Acımız orta yerde dururken, insanların ağzını bıçak açmadığı ve ‘ya sabır’ çektiğimiz bir ortamda birileri bu milletin acısını paylaşmıyor. Seçimle meclise gelen HDP, Ankara katliamında çok kötü bir sınav verdi. HDP ve onun dağdaki patronu PKK; PYD-YPG’yi Amerika ve Batı’nın hışmından korumak için saldırıyı PKK’nın kolu TAK’ın üstlenmesini sağladılar. Ha TAK, ha PKK ha da YPG. Ne farkınız var birbirinizden? Böyle bir patlama bir gün TBMM’de olursa şaşırmayın.

Cizre’de; Silopi’de ve Sur’da PKK’lı teröristlere aracının bagajında malzeme taşıyan, o teröristlere siper olan bir TBMM üyesinin yarın meclise bomba sokulmasına destek vermeyeceğini, yardım ve yataklık etmeyeceğini kim garanti edebilir?

          ***

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby skandal açıklamalar yapıyor. Her basın toplantısında bir çam deviriyor. Son açıklaması hepimizi delirtti. “Ankara bombacısının YPG’li olduğunu doğrulayacak durumda değiliz. YPG’nin itidal göstermesini istedik” diyor. Komediyi görüyor musunuz? Dünyanın jandarması, süper gücü ABD’nin düştüğü duruma bir bakın. Dünyanın en güçlü haber alma ve istihbarat örgütüne sahip Amerika; kendi en yakın bir müttefikinin başkentinde profesyonelce yapılmış bir katliamı kimin yaptığından habersiz!.. Hem çok komik hem de gerçekse çok acı. Sayın sözcü zahmet edip Dışişleri Bakanlığımızın sunduğu kanıtları inceleseydi bari. DAEŞ gibi devasa bir yapı ile mücadelesini, ipinin kimin elinde olduğu belli olmayan, kimin kucağında oturduğu net olmayan PYD-YPG gibi bir terör örgütüne havale eden bir küresel güç komik durumlara düşer. Irak’ta olduğu gibi  Suriye’de de kaybeder.

          ***

Umarım önceki gün gerçekleşen Erdoğan-Obama telefon görüşmesinin sahaya pratik yansımaları olur. Obama’nın; "YPG’nin bu bölgedeki şartlardan avantaj sağlayarak yeni topraklar ele geçirmemesi gerektiği” vurgusunun gereğini ABD sahada yapmalıdır. Bu, sözde kalmamalıdır. Rusya ve Esad rejimine, muhalif güçlere yönelik hava saldırıları gibi provokatif eylemlere derhal son vermeleri çağrısı karşılık bulmaz ise ABD ne yapacaktır? Bekleyip görelim bakalım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.