Erken seçim yok

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4 Batı Afrika ülkesini kapsayan Afrika gezisini tamamlayıp yurda döndük. 150’ye yakın iş adamının da katıldığı gezinin hem bu ülkeler açısından hem de bizim açımızdan son derece yararlı sonuçlar vereceğini söyleyebilirim. İngiliz ve Fransızlardan müthiş kazık yiyen bu ülkelerin gerçekten Türkiye’ye ve Türk müteşebbislere çok ihtiyacı var. Sayın Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle eğer Eximbank devreye sokulup iş adamlarımıza ‘tulumba-can suyu’ verilebilirse burada güzel işler başlatabilirler. Biz bu coğrafyaya gelmekte çok geride kalmışız ama hâlâ geç değil. Ciddi avantajlarımız var. Ancak buna karşın Paralel Yapı bu ülkelerde maalesef Türkiye aleyhine ciddi bir kara propaganda yapıyor. Bu gezide bu ülkelerdeki faaliyetlerinin sona erdirilmesi için ciddi ve etkili temaslar yapıldı...

İngilizler ve Fransızlar hiçbir konuda bu insanlara balık tutmayı öğretmemişler. Ülkede çıkan ham petrolü bile işleyecek rafineri yaptırılmamış. Ham petrolü İngilizler işleyip Nijerya’ya geri satıyor. Tam bir kapitalizm kurnazlığı. Bu ziyarette alınan mesafeler ve yapılan anlaşmalar ilgili kurum ve kuruluşlar ve STK’lar tarafından iyi takip edilirse 5-10 yılda bu coğrafyada ciddi mesafe alınır.

            ***
Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız söyleşinin detaylarını bugün gazetemizde bulacaksınız. Ancak bu röportajdaki bazı konulara ilişkin anladıklarımı sizlere özetlemek istiyorum...

Sayın Cumhurbaşkanı’nın tartışmalı son AYM kararına usul ve esastan itirazları var. AYM’nin gerekçeyi duyurmadan kararı açıklamasını yanlış buluyor.  Ona göre, AYM’nin kendini birincil mahkemenin yerine koyması ve henüz bitmemiş bir süreci bitirmeye kalkması yasalara aykırı.

Bireysel başvuru yolu ile yapılan başvurularda AYM’nin verdiği kararın bağlayıcı olmadığını, çünkü bunun nihai yani son karar olmadığını söylüyor. Yanlış değil, öyle olsaydı Yüksek Mahkeme’nin dosyayı birincil mahkemeye ‘tekrar incele’ diye göndermesine gerek kalmazdı. Hatta diyor ki: “Eğer birincil mahkeme eski kararında direnseydi AYM’nin kararı bağlayıcı olacak mıydı?” Sayın Cumhurbaşkanı bu sorusunda haksız da değil. Meclis’in çıkardığı yasaları incelerken itirazlar sonucu verdiği karar kesin ve bağlayıcıdır. Herkesi bağlar ve herkes uyar. Ancak AYM’nin bireysel başvuru konularında verdiği kararlar bağlayıcı değildir. İşin özeti bu. Yani Sayın Cumhurbaşkanı’nın sonuçlanmış ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına uymamak gibi bir düşüncesi yok. Kimse konuyu daha fazla çarpıtmasın.

            ***

Yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda iktidar partisinin oyalanmadan vakit kaybetmeden kendi yeni anayasa teklifini başkanlık sistemini içerecek şekilde meclise getirmesinin gerektiğini söylüyor. “AK Parti’nin zaten bir hazırlığı var, bunu meclise getirip oylamaya sunar” diyor. Eğer bu teklif 330 oyu bulursa referandumda milletin başkanlık sistemini de içeren yeni anayasaya “evet” oyu vereceğine kesin gözüyle bakıyor. AK Parti’nin 330’u bulamaması hâlinde ise milletin ileride diğer partilere bunun hesabını soracağına inanıyor. “AK Parti’nin anayasa teklifi 330 oy desteğini almaz ise Türkiye erken seçime gitmeli mi?” sorusuna Sayın Cumhurbaşkanı, hiç tereddütsüz ve açık seçik “Erken seçimden yana değilim. Fevkalade, olağanüstü durumlar hariç seçimler zamanında yapılmalı. Tahammül, sabır” cevabını verdi.

            ***

Sayın Cumhurbaşkanı, HDP Eş Başkanı Demirtaş’ın son örneği Sur’u hedef alan sorumsuz yürüyüş çağrılarına haklı olarak tepkili. Demirtaş’ın bir merkezden yönlendirildiğini düşünüyor. HDP’den sorumsuz açıklama ve davranışlarda bulunanların dokunulmazlık dosyalarının derhal meclise getirilmesi gerektiğine inanıyor. “Eğer bu dosyalar gelirse milletvekilleri bunların dokunulmazlıklarını kaldırır” diyor. “Dokunulmazlıkları kaldırılırsa kriz çıkabilir” endişelerine; “En önemli kriz vatana ihanet krizidir. İhanet-i vataniyeden daha önemli kriz olur mu?” diye cevap verdi.

            ***

Altyapı yatırımlarının yavaşlamasından rahatsız Sayın Cumhurbaşkanı. “Yatırımlar yavaşlarsa ekonomi sıkıntıya girer” diyor. Faiz oranlarının yüksekliğinden de şikâyetçi. Döviz rezervlerinin 127 milyar dolardan 90 milyar dolara inmiş olmasından rahatsız. “Eğer hükümet finansal yönetimi iyi becerir bankaları kontrol edebilirse bu sorun aşılır, eski seviyelere çıkılır” diyor. 2016’da büyümenin yüzde 4’ün altına düşmeyeceğine inanıyor. Önerisi: "Bankacıların kontrolüne girmeyin, bu faiz oranları ile yatırım olmaz, faizleri düşürün. Altyapı yatırımlarını hızlandırın.”

            ***

Sayın Cumhurbaşkanı Yavuz Sultan Selim Köprüsünün bu sene açılacak olmasından çok mutlu. İzmit Körfez Geçişi-Tüp Geçit- Üçüncü Havalimanı gibi büyük yatırımları çok yakından takip ettiği anlaşılıyor. ABD’nin PYD’nin gerçek yüzünü gördüğüne ilişkin emareler olduğunu düşünüyor. Dış politikadan, dış ticarete ekonomiden terörle mücadeleye kadar her mesele ile çok yakından ilgili bir Cumhurbaşkanı profili çiziyor. Zaten söylemişti, “Koşturan Cumhurbaşkanı olacağım” diye. Yüce Rabbim yardımcısı olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.