Erdoğan’ın ajandası yoğun

A -
A +
Sonuncusu 2014’te 53 ülkenin iştiraki ile Lahey’de düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin dördüncüsüne katılacak olan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı takip için Washington’da bulunuyoruz. Bu zirvede; giderek artan nükleer tehdide çözüm arayışları, zenginleştirilmiş uranyum kullanımını en aza indirmenin yolları, nükleer kaçakçılığa karşı alınacak önlemler ve nükleer terörizmle savaş gibi konular ele alınacak.
            ***
Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki gün sürecek zirvede birçok liderle ikili temaslarda bulunması bekleniyor. Merak edilen ise Başkan Obama ile görüşüp görüşmeyeceği an itibarıyla netleşmedi. Erdoğan, dün hareketinden önce bu konudaki sorulara zirveye 50’yi aşkın liderin katılacağına dikkat çekti. Spekülasyonlara şu sözlerle nokta koydu: "Takdir edersiniz ki 50'yi aşkın, Sayın Obama'nın davetine gelen orada liderler olacak. Onların ciddi bir kısmıyla tabii kendisinin de orada ikili görüşmeleri olacaktır. Biz de bu şekilde orada kendisiyle ikili bir görüşmeyi yapacağız ama bu görüşme ne kadar sürer, o görüşmenin gündemiyle, toplantının akışıyla alakalı bir konu olacaktır.”
Suyu bulandırmak isteyenlere seslenmek istiyorum. 8 Kasım’da ABD, yeni başkanı için sandık başına gidecek. O nedenle Obama artık "topal ördek". Bana kanaatimce kendisiyle görüşmek de görüşmemek de artık çok fark etmez gibi geliyor. 
            ***
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Washington’dan gezinin ikinci durağı olan Maryland eyaletine geçerek burada Türkiye tarafından inşa ettirilen dünyanın en büyük külliyesinin açılışını yapacak. 
            ***
Amerikan yönetimi ile Türkiye’nin görüşmesi gereken acil bazı başlıklar var. Türkiye; kırmızı bültenle iade talebinde bulunduğu hâlde ABD Fethullah Gülen’le ilgili şu ana kadar herhangi bir işlem yapmadı. Ayrıca Paralel Yapının faaliyetlerinin sınırlanması konusunda da ABD’de herhangi bir kıpırdanma yok. Türkiye’nin tehdit olarak gördüğü ve MGK kararı ile mücadele planına aldığı bir yapının ve başının dost ve müttefik kabul edilen bir ülkede himaye görmesi ve burada hâlâ barınıyor olması normal değil. Sayın Erdoğan’ın bu konuyu ABD’li yetkililerle görüşmesi bekleniyor.
            ***
Nükleerin dışında Erdoğan’ın çantasında ekonomi önemli bir konu başlığı. Cumhurbaşkanı, ABD’nin en büyük şirketlerinin CEO’ları ile bir araya gelecek. Onları Türkiye’ye yatırım yapmaya ve üçüncü ülkelerde birlikte iş yapmaya davet edecek. Türkiye ekonomisi ve yatırım imkânları ile reformlar konusunda birinci ağızdan bilgiler verecek. Amerikan şirketleri özellikle enerji yatırımları konusunda istekli görünüyorlar.
            ***
Zirve vesilesi ile Sayın Cumhurbaşkanı’nın hem diğer liderlere hem de ABD yönetimine terörle küresel bazda ortak mücadele, Türkiye’nin PKK-PYD-DHKP-C ve DAEŞ’e karşı mücadelesi konularında bilgi vermesi ve samimi, somut iş birliği talep etmesi bekleniyor. Obama yönetiminin PYD-YPG yanılgısının giderilmesi bu yapının gerçek yüzünün anlatılması gerekiyor. PYD-YPG’ye sağlanan silah ve mühimmatın PKK’ya aktarıldığını ABD yönetimine ispat etmek gerekiyor. ABD’nin, PYD-YPG’nin yüz girişiminden ancak yirmisinin göstermelik biçimde DAEŞ’le mücadeleye, faaliyetlerinin yüzde 80’ninin ise Suriye’nin kuzeyini ele geçirmeye dönük olduğunu görmesi şart. Bir terör örgütünü kullanarak başka bir terör örgütü ile mücadelenin mahzurlarını anlatmak gerekiyor. DAEŞ’le mücadele ve mülteci sorununa kalıcı bir çözüm bulunması konusunda Türkiye’nin önerilerinin bir kez daha dile getirilmesi bekleniyor. Temaslarda Suriye’nin geleceği ve Cenevre görüşmeleri konusunda ABD, AB ve Türkiye’nin görüş ayrılıklarını giderilmesi için çalışılacak. Gördüğünüz gibi Afganistan’daki terör olayları, Suriye ve Irak’taki sorunlar dahil model ortağımız ABD ile görüşülmesi gereken birçok sorun var.
            ***
Başkan Obama’nın son yıllarda içe kapanması nedeniyle ABD küresel sorunlar karşısında pasif bir politika izliyor. Bunu fırsat bilen Rusya da eski günlerine dönmek için ataklar yapıyor. Tıpkı Ukrayna, Suriye, Gürcistan ve Kırım’da olduğu gibi Obama,  ABD askerlerini her yerden çekti. Âdeta Irak’ı DAEŞ ve İran’ın eline, Afganistan’ı teröre, Suriye’yi de Rusya’nın insafına terk etti. Küresel terörle mücadelede bizzat kendi güçlerini kullanmak yerine bölgesel güçleri ve müttefiklerini kullanmaya çalışıyor. Bu yüzden de bazen PYD-YPG gibi illegal yapılarla bir arada gözüküyor. Bu büyük bir yanlıştır. Umarım düzeltilir.
            ***
Özellikle başkanlığının ikinci dönemini ekonomik krizle mücadele, kapsamlı sağlık reformu, Afganistan ve Irak savaşları, İran nükleer programı, Orta Doğu barış süreci ve terörle mücadeleye ayıran Başkan Obama, Beyaz Saray’da artık son aylarına giriyor. Afganistan ve Irak’ta başarısız olundu. Geride kalan tablo herkesin malumu. Orta Doğu barış sürecinde hiçbir mesafe alınamadı. İsrail yönetimi ikinci döneminde âdeta Obama’yı esir aldı. Terörle mücadele konusunda da dünyanın hâli ve geldiğimiz nokta ortada. Obama’nın ABD dışındaki iki başarısı İran nükleer programı ve Küba ile ilişkilerin düzeltilmesi. Gerisi boş. Başkan Obama döneminde Rusya tekrar toparlanma ve küresel güç olma iddialarını ortaya attı.
8 Kasım’da ABD 45’inci Başkanını seçecek. Ön seçim sonuçlarına bakılırsa Demokrat Parti’den eski Dışişleri Bakanı Hillarıy Clinton ve Cumhuriyetçi Parti’den emlak milyarderi Donald Trump önde gidiyor. Clinton, Beyaz Saray yolunda daha şanslı gözüküyor. Partilerin başkan adayları temmuz ayında yapılacak kurultaylarda netleşecek.
Bakalım yeni başkan döneminde ABD ihmal ettiği dünya sahnesine geri dönecek mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.