ABD ziyaretinin ilk yansıması

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  kritik görüşmeler yaptığı ABD  ziyaretinin belki de son yılların en önemli ve başarılı programı olduğunu söylemiştim. Nitekim sonuçları ortaya çıkmaya başladı. Bu ziyaretten sonra ABD’nin PKK ile mücadelemize açık desteği artacak, PYD Suriye’de sınırlandırılacak ve PKK’ya desteği önlenecek; DAEŞ’le mücadelede Türkiye daha aktif rol alacak, Suriye’de DAEŞ’le savaşan ana unsur Özgür Suriye Ordusu olacak, bu güç takviye edilecek. Türkiye-İsrail ilişkilerindeki sorunlar giderilecek.

Beklenen sürpriz açıklama dün geldi. Bugüne kadar Türkiye’ye ilişkin bilgileri ulusalcılardan ve FETÖ’cü yazar-çizerlerden almayı ve bu bilgilere dayanarak ülkemiz hakkında yanlış ve haksız değerlendirmeler yapan ABD Ankara Büyükelçisi, Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleriyle ile bir araya gelmiş. Koskoca ABD’nin Dışişleri Bakanı’nı İstanbul’da üç beş muhalif ve Erdoğan nefreti ile yanıp tutuşan köşe yazarı ile bir araya getirip Can Dündar mesajları verdiren,  Türkiye’ye özgürlük dersleri vermeye kalkan Sn. Büyükelçi’nin son değerlendirmelerini okudum. Ağzından âdeta bal damlıyor. Göreve başladığından bu yana ilk kez müttefik bir ülkenin Büyükelçisi gibi konuşmuş. Sayın Erdoğan’ın ziyaretinden belli ki etkilenmiş.

Bakın neler demiş: “PKK’yı şiddet kampanyasına son vermeye, silahlarını bırakmaya, meşru müzakereyi kabul etmeye çağırıyoruz. Siyasi amaçlar için şiddet kullanmayı reddediyoruz.”

Eğer bu çağrı samimi ise herkes bunun altına imzasını atar. Açık açık ABD, “PKK’ya silahı göm, şiddete asla başvurma, sorunların meşru, legal yollardan çözümünü kabul et” diyor.

“PKK terör saldırıları yaptığı ve özerklik ilan etmeyi seçtiği için bölgede şiddet var” diyen Büyükelçi, Doğu ve Güneydoğu’daki gelişmelerin gerçek nedenlerinden haberdar görünüyor. “Türkiye’nin her türlü terör tehdidi ve şiddete karşı vatandaşlarını korumu hakkı vardır” mesajını veren Sayın Büyükelçi; Türkiye’nin PKK ve DAEŞ terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğü ve yürüteceği operasyonların meşruiyetini, haklılığını destekliyor.

Tüm bu mesajlardan sonra “Türkiye’de terör ve şiddet eylemleri düzenleyen grupları reddediyoruz. Terörle mücadele konusunda Türk hükümetine çok güçlü destekler veriyoruz” sözleriyle de son ziyaretten sonraki yeni pozisyonlarını ortaya koymuş oluyor.

1 Mart tezkeresinden bu yana ABD yönetimlerinin samimiyetlerinden hep kuşku duydum.  İnşallah bu kez verdikleri sözlerin gereğini yaparlar. “Türk ordusu Irak’a girmedi” veya “Türk ordusu DAEŞ’le kara birliği olarak doğrudan mücadele için Suriye’ye girmedi” diye ABD gibi aktörün, PKK’nın Suriye’deki parçası olduğunu bildiği bir terör örgütü olan PYD ile iş tutması ahlaki olmadığı gibi müttefikliğe ve büyük devlet anlayışına da yakışmaz.

Sayın Büyükelçi, ABD’nin, YPG’ye silah ve mühimmat sağlamadığını, Türkiye’nin PKK’lı teröristlerden ele geçirdiği Amerikan menşeili silahların ülkesi tarafından Irak güvenlik güçlerine verilen silahlardan olduğunu açıklamış. Bu durumu Irak hükümetine sormak lazım.

Sayın Büyükelçi, YPG’ye silah verin-vermeyin! Barzani’nin de açıkladığı gibi PKK, PYD ve onun silahlı gücü YPG aynı şeylerdir. Bir yandan PKK’yı terör örgütü ilan edip onunla mücadelemize destek veriyorsunuz, diğer yandan o örgütün Suriye’deki uzantısı terör örgütü PYD-YPG ile DAEŞ’le mücadele hatırına iş birliği yapıyorsunuz. Bu Türkiye’nin Esad’ı devirmek için El-Kaide veya El-Nusra gibi terör örgütleri ile iş birliği yapmaya kalkışması gibi saçma sapan bir şey. Terörle mücadelede NATO’yu neden kullanmıyorsunuz? Müttefiklerinizin iş birliği ile neden bir kara unsuru oluşturmuyorsunuz. Koskoca ABD’nin DAEŞ’le mücadelesini illegal örgütlere mi ihale ettiniz?

Tüm bunlara rağmen yaptığınız açıklamalar Türkiye kamuoyunda memnuniyetle karşılandı. Umarım bizi tekrar hayal kırıklığına uğratmazsınız.

               ***

CHP’lilerden yeni bir deli saçması iddia bir gazetede yer aldı. CHP’lilere son günlerde yapılan saldırıların arkasında MİT varmış. Bu kadar işinin gücünün arasında MİT’in hem size ayıracak vakti yoktur, hem de siz MİT’in radarına girecek kadar önemli bir şey yapmıyorsunuz. CHP’lilere yapılan saldırıları asla tasvip etmem. Şiddete başvurmak cahillerin işidir. Ama bazı üyeleriniz PKK’yı kutsamaya kalkarsa, bazı üyeleriniz de Genel Başkanınız gibi ağzını bozup milleti tahrik ederse istenmese de bu sonuçlar ortaya çıkıyor. Ağzı lağım çukurundan farksız siyasetçiler var. Kılıçdaroğlu’nu, Sayın Cumhurbaşkanı için sarf ettiği sözler nedeniyle kınıyoruz. Ülkenin birliğini temsil eden makama sarf ettiği hakaretler kabul edilemez. Aklı başında birileri bunun fermuarını kapatsın artık. Ayıp oluyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.