İslam İşbirliği’ne yeni soluk...

A -
A +
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi iki yüz maddelik İstanbul deklarasyonu ile son buldu. Bu, teşkilatın kurulduğu günden bu yana yapılan en etkin ve başarılı zirveydi.  Kaleme alınan sonuç bildirisinde; İslam Ordusu ve İslam İnterpolünün kurulması, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Ermenistan’ın kınanması, İran’ın Bahreyn, Yemen, Suriye ve Somali gibi üye ülkelerin iç işlerine müdahalesi ve teröre desteğini sürdürmesinden duyulan üzüntü dile getirildi. Asya, Arap ve Afrika gruplarından oluşan İİT’ye Avrupa’dan da temsilci alınması çalışmaları başlatıldı. Mezhepçilik, ırkçılık ve terörle ortak mücadele kararı alındı. Filistin’in başkenti Kudüs olan bağımsız devlet kurma hakkını destekleme ilkesi teyit edildi. Ortak Kızılay kurma çalışmalarının başlatılması konuşuldu.             *** Cumhurbaşkanı Erdoğan hem açılış konuşmasında hem de basın toplantılarında İslam dünyasına ve dünya kamuoyuna çok önemli mesajlar verdi. Mezhepçilik-ırkçılık ve terörle mücadele konusunda küresel aktörlere ihtiyaç duymadan İslam dünyasının bu üç tehditle mücadele edecek yapıları oluşturmasının gereğine ve bunun için ortak mücadeleye işaret etti. Dünyada yaşanan insani dramların, krizlerin büyük kısmının İslam coğrafyasında vuku bulduğunu hatırlatan Erdoğan; haklı olarak “Acaba niçin halkı Müslüman olan ülkelerde terör yaygınlaşıyor? Acaba bunun arkasında hangi unsurlar, hangi ülkeler var?” sorularını sordu. Bu zirve İİT’yi göstermelik bir kuruluş olmaktan çıkardı. Bu zirvede Türkiye tarafından  İİT’nin dünya meseleleri ile ilgilenen BM’den sonraki en güçlü ve en etkin yapı olduğu görüldü, gösterildi. Zirveyi, Türkiye’nin devraldığı dönem başkanlığı ve Cumhurbaşkanı’nın vurduğu damga daha da anlamlı hâle getirdi. Belki de ilk kez bu zirvede İslam ülkeleri kendi güçlerinin farkına vardılar. Bu gücü kullanma konusunda ortak bir birliktelik kurma iradesi açığa çıktı. Sayın Erdoğan’ın dönem başkanlığında İİT’nin küresel çapta daha etkin olacağını öngörebiliriz. Çünkü, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan İslam dünyasının dünya sistemi içinde yetkisiz ve etkisiz kalmaya devam etmesi kabul edilemez. Türkiye’nin üç yıl sürecek dönem başkanlığında inşallah İİT, küresel operasyonlara direnen ve BM’den sonraki en büyük güç olur. O zaman dünyada dengeler yeniden kurulur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam dünyası ile ilgili öngörüleri, önerileri ve çabaları başta Batı dünyası olmak üzere BM’yi istediği gibi yöneten 5 daimi üye ülkeyi elbette ki rahatsız etti ve edecek. Çünkü Erdoğan’ın İslam dünyasını gerçekten bir araya getirebileceğinden ödleri kopuyor. Gazeteciye bile gazetecilik adı altında casusluk yaptırıp bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Ama her seferinde kurdukları bombalı tuzak ellerinde patlıyor. Yılmadan yeni tuzaklar için kafa yoruyorlar.  Türkiye’yi DAEŞ’le ilişkilendirme çabaları, Erdoğan’ı diktatör gösterme gayretleri, kılı kırk yaran terörle mücadelemizi sivil katliam gibi mesnetsiz iddialarla takdim etme girişimlerinin altında yatan sebep budur. Erdoğan’ın güçlü liderliğinin kurulu düzenlerini bir gün bozabileceği endişesini taşıyorlar. Bu nedenle de İslam dünyasının ve Türkiye’nin düşmanları her gece Erdoğan kâbusu görüyorlar. Ama Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde üç yıl dönem başkanlığı yapacağı İİT çok önemli mesafeler kateder inşallah.             *** Bahar mevsimi her yerde varlığını hissettirmeye başladı. Toprak ve tüm canlılar uyanmaya, ağaçlar-çiçekler tomurcuk vermeye başladılar. Bu güzellikler içinde bizi üzen tek şey ne yazık ki kahpe terör! Birliğimize, kardeşliğimize ve canlarımıza kurşun sıkıyor. Çok şükür askerimiz, polisimiz enselerinde.             *** Bu arada bazı sendikalar baharı burnumuzdan getirmek için hazırlıklara başladı bile. 1 Mayıs’ın Taksim anıtına çelenk bırakma töreni hariç meydanda kutlanmasının artık mümkün olmayacağını bildikleri hâlde “Bize Taksim’i hazırlayın” diye hükümete âdeta ültimatom veriyorlar. Her gün 4-5 şehidimizin al bayrağa sarılı tabutları gelirken ne bayramı kardeşim? Sorun bakalım temsil iddiasında bulunduğunuz emekçi kardeşlerimize? Her gün terör can alırken onlar halay çekmek istiyorlar mı? Sevgili sendikacılarımız, bu bela tırmanmışken yeni belalara, yeni sorunlara yer kalmadı! Aklınızı başınıza alın. Siz bu ülkede yaşamıyor musunuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.