Putin barış elini geri çevirmemeli

A -
A +

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın efsane boksör Muhammed Ali’nin cenaze töreninden sonra yurda dönerken benim de içinde bulunduğum bazı gazetecilere verdiği röportaj dün gazetelerde yer aldı. Sayın Erdoğan’ın açıklamalarında dikkatimi çeken bazı başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Türkiye-Rusya ilişkilerinin bozulmuş olmasından rahatsız olduğunu gördüm. “Sayın Putin’le bizim aramızdaki hukuk, ikili ilişkileri çok ileri bir noktaya taşıdı” sözü ile aynı ilişkinin bozulan ve kaybolma noktasına gelen diyaloğu tekrar başlatabileceğini umut ediyor. İlişkilerin malum olaydan sonra kopma noktasına geldiğini belirten Cumhurbaşkanı “Ben ikili ilişkilerin halen toparlanacağı ümidini taşıyorum, temenni ederim ki ilişkilerimiz kısa zamanda toparlanır, o eski günlerimize çok daha güçlü şekilde döneriz” diyor. Bu sözler Rusya’ya ve Devlet Başkanı Putin’e açık bir çağrıdır. Bu çağrı ilişkilerin yumuşaması, normalleşme yoluna girmesi için Türkiye Devlet Başkanı’nın attığı önemli bir adım, uzattığı bir barış elidir. Umarım Rusya bu eli boş çevirmez ve bu samimi çağrıyı karşılıksız bırakmaz. İşi özür ve tazminat ön şartına bağlamak yanlıştır. Türkiye’nin en üst düzeyde üzüntü dile getiriyor olması aslında özür yerine geçer. Ancak hava sahamızı ihlal ettiği ve sınırlarımızın korunması için ilan ettiğimiz kuralları çiğnediği için düşürülen uçak ve pilotlar için tazminat talebi haksız ve karşılanması mümkün olmayan bir taleptir. Sayın Erdoğan’ın çağrısı ikili ilişkilerin düzeltilmesi için önemli bir fırsattır ve samimi bir çağrıdır. Diplomasi bu fırsatı heba etmemelidir. Moskova'dan bu sıcak mesaja karşılık vermesi beklenir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın görev süresi dolmak üzere olan ABD Başkanı Obama ile ilgili beyanları dikkat çekici. Göreve başladığında ilk ziyaret programına Türkiye’yi alan ve Türkiye ile ilişkileri stratejik ortaklıktan model ortaklığa çevirmeyi öneren Obama bizler gibi Sayın Erdoğan’ı da hayal kırıklığına uğratmış belli ki. Hem politik anlamda hem ekonomik anlamda Obama döneminde ilişkilerin gerilediğini düşünüyor Sayın Cumhurbaşkanı. Irak meselesini çözümsüz bıraktığına, söz verdiği halde Guantanamo sorununu çözmediğine işaret etti. ABD ve Türkiye’nin Irak’ta ve Suriye’de model ortaklığın gereği gibi birlikte güçlü bir varlık gösteremediğinden yakındı Sayın Cumhurbaşkanı. ABD’nin Suriye’de PYD ile birlikte hareket etmesi, onlara silah yardımı yapmasına tepkili. “Kendilerine ‘DAEŞ terör örgütüne karşı ortak mücadelede biz varız, ne gerekiyorsa biz yaparız. Yeter ki PYD/YPG ile iş yapmayın’ dedik” sözleriyle rahatsızlığını dile getiren Cumhurbaşkanı, ABD’nin YPG’ye yardım etmesinin ülkemizde bu ülkeye karşı tepkilere sebep olduğunu düşünüyor. Suriye’deki gelişmeler için başından beri Başkan Obama’dan kararlı bir duruş beklediğini ama bunu göremediğini söylüyor. Bu kararlı duruş olmadığı için de İran’la Rusya el ele verip  Suriye’yi de Irak’ı da kotarıyorlar. “Suriye sınırımızı tehdit eden terör belası müttefikimiz ABD’den güç alırsa bu durum bizleri ciddi manada üzer” diyen Cumhurbaşkanı Suriye’deki gelişmeler ve PYD/YPG konusunda ABD yönetimine çok açık mesajlar verdi.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın terörle mücadele konusundaki kararlılığının artarak devam ettiğini gördüm. Terörle mücadelenin bugünden yarına sonuç alınmayacak bir iş olduğunu biliyor. Ancak terörü marjinal hale getirmek için çok kararlı. Silahsa silah, uçaksa uçak, kanunsa kanun. Terörle mücadele için ülkenin tüm insanları seferber edilecek, güvenlik güçlerinin modern teçhizat-araç-gereç ve makine konusunda her türlü ihtiyacı karşılanacak, Temmuz 2015’ten bu yana sahada yürütülen operasyonlardan elde edilen tecrübeler ışığında daha iyi ve etkin bir mücadele ve daha az kayıp için ne lazımsa yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanının zihnini bu konuda son derece kararlı ve net gördük. Terörle mücadelede asker-polis ve korucuların etle tırnak gibi olmaları çok mutlu etmiş Sayın Cumhurbaşkanını. Terörle mücadelede güvenlik güçlerinin ihtiyacı silahsa en moderni, araçsa en korunaklısı, istihbaratsa en teknolojik ve güvenilir olanı, kanunsa en iyisi yapılacak.
Özellikle Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Batı dünyasında Türkiye’ye ilişkin gerçek olmayan kötü bir algı yaygın hale getiriliyor. Bunu batılı istihbarat servisleri, paralel yapı, PKK ve onun Avrupa’daki uzantıları-DHKP-C birlikte kotarıyorlar. Bakın en yakın müttefikimiz Almanya’nın Savunma Bakanı bizim için ne düşünüyor. Almanya Savunma Bakanı Von der Leyen “Türkiye’de basın özgürlüğü ile ilgili kısıtlamalar, insan ve azınlık haklarına riayet edilmemesi ve parlamenterlere yaklaşım bizde derin endişeler oluşturan gelişmelerdir” diyor. Birilerinin sayın Bakana gerçeği tüm delilleri ile anlatması gerekiyor. Mesela Almanya’da herhangi bir vekil DAEŞ terör örgütü elemanlarına aracının arkasında malzeme taşısa, teröristleri güvenlik güçlerinin elinden kaçırmaya kalksa, Alman polisini-askerini öldüren teröristlerin cenazesine katılıp o teröriste kahraman muamelesi çekse Alman parlamentosu o vekile ne yapar? Yargının o vekile hesap sormasına engel olur mu? Azınlıklarla ilgili atılan adımları sayın Bakan bilmiyor mu? İnsan hakları ihlalinden kastı nedir? Hangi basın özgürlüğünden bahsediyor? Alman gizli servisinin belgelerini deşifre eden, Almanya’nın sırlarını başka servislerle paylaşan birilerine Almanya’da gazeteci muamelesi mi yapılır? Cezaevlerinde olan kişiler basın faaliyeti nedeniyle cezaevindeler? Doğrudur, güçlü ortaklık eleştirilere, görüş farklılıklarına dayanıklı olmalıdır. Ama aynı zamanda güçlü ortaklıkta teröre amasız-lakinsiz ortak karşı çıkış vardır. Yalpalamadan, samimi olarak terörle ortak mücadele, güçlü ortaklığın olmazsa olmaz şartıdır. PKK’yı, DHKP-C’yi himaye edeceksin, finans kaynaklarına göz yumacaksın, sivil, asker, polis ayırmadan insanlarımızı katleden teröristlere özgürlük savaşçısı gibi yaklaşacaksın, Alevilerimizi-Kürtlerimizi kaşıyacaksın. En hassas olduğumuz tarihsel bir konuyu Parlamentona taşıyacaksın sonra da ‘eleştiriye- görüş farklılıklarına dayan’ diyeceksin. Hadi canım sen de. Bu yanlış algılarla sıkı bir mücadeleye girişmeliyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.