Trump’ı bekleyen tercih

A -
A +
Amerikan merkez medyası ve iddialı anket şirketlerinin hepsi ‘ters köşe’ oldu. ABD merkez medyası da bizim merkez akım medya gibi siyasi yarıştaki gerçek durum yerine kendi beklentilerini spekülatif maksatlı olarak manşetlere taşıdı. Dünyayı ve Türkiye’yi de bir şekilde etkileyecek olan bu seçimde Trump’ın başkan seçilmesinin söylenenlerin aksine ABD’nin dış politikası ve ekonomi politikasında önemli değişikliklere sebep olacağını değerlendiriyorum. Mesela Obama’nın aksine Trump, Orta Doğu’da İran yerine başka ülkelerle çalışacaktır. Terör örgütleri ile iş tutmak yerine devletlerle iş birliği yapacaktır. Trump, dünya ile uğraşmaktan çok enerjisinin önemli bir bölümünü ABD’ye harcayacaktır.
             ***
Özellikle Suriye krizi ile birlikte Türkiye-ABD ilişkileri en kötü dönemini yaşamaktadır. Trump’ın başkanlık dönemine girerken ABD ile iki temel problemimiz rahatsız edici seviyeye ulaşmıştı. Terörist başı Gülen’in ABD’deki faaliyetlerinin durdurulması ve Türkiye’ye iadesi. Trump ve çalışma ekibinden gelen ilk sinyaller yeni başkanın terörist başı Gülen’i ABD topraklarında barındırmayacağı yönünde. Ama Türkiye’ye iadesi hâlâ zayıf bir ihtimal. Güçlü bir ihtimal ülkeden sınır dışı edilmesi. Trump’ın bunu hızlandırması Türkiye-ABD ilişkilerindeki en önemli sorunu çözmüş ve normalleşme başlamış olacaktır.             
             ***
İlişkilerde ikinci sorun alanı bu ülkenin Irak ve Suriye’de DAEŞ terör örgütüne karşı başka terör örgütlerini silahlandırıp kullanması, bu terör örgütlerine alan açması, âdeta meşruiyet kazandırması. Farkında olarak veya olmayarak Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyini de içine alan ve Akdeniz’e kadar uzanan bir koridorun bu terör örgütlerinin kontrolüne geçmesine yardımcı olması.
Müttefikimiz Amerika; PYD-YPG adlı bu terör örgütünün PKK’nın Suriye’deki bir kolu olduğunu gayet iyi biliyor. YPG’ye yaptığı silah yardımlarının PKK’ya ulaştığı kendilerine defalarca ispatlarıyla anlatıldı. ABD, bizim Irak ve Suriye sınırımızın hemen ötesine hâkim hâle gelen bir YPG-PKK’nın Türkiye’nin bekası için kabul edilemez bir tehdit olduğunu, bu duruma Türkiye’nin bir millî güvenlik sorunu olarak baktığını ve asla göz yummayacağının farkında.             
             ***
Yeni başkan bir tercih yapacak. Bu coğrafyada DAEŞ’le mücadelede ya bizimle birlikte çalışacak ya da bizim millî güvenliğimize kasteden PKK-YPG ile iş birliğini sürdürecek. Yakında bu tercihin sonuçları ortaya çıkacak. Eğer ABD, Orta Doğu’da bu terör örgütleri ile iş birliği yapmaya devam ederse Türkiye ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz. Daha önce söylediği gibi Trump, Putin ile iş birliği yaparsa ABD’nin bu örgütlere ihtiyacı kalmayacaktır.
Bekleyip göreceğiz… Başarılı bir iş adamı olan Trump’ın dünyaya asla Obama gibi beceriksiz bir başkanı aratacağını sanmıyorum.
 
           YENİ ANAYASA ARAYIŞI
 
Dünya Trump’ı konuşurken dün Ankara’da dikkatler Çankaya Köşkündeki Yıldırım-Bahçeli randevusundaydı. Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye ‘geniş-orta ve dar ölçekli’ 3 ayrı anayasa değişiklik önerisi sundu. Sayın Bahçeli, Başbakanın önerilerine kısa zamanda cevap verecektir. Tekliflerin hepsinde MHP’nin hassasiyetleri korundu. Ya başkanlık ya partili cumhurbaşkanlığı ya da daha da güçlendirilmiş başbakan ve sembolik hâle getirilen  cumhurbaşkanlığını kapsayan parlamenter sistem.
             ***
Arızaları ve aksaklıkları giderilmiş, bürokratik cumhuriyet yerine demokratik cumhuriyeti esas alan bir parlamenter sistem MHP’nin daha çok benimsediği üçüncü yol. Bu sistemde cumhurbaşkanının yetkileri iyice azaltılıp sembolik hâle getirilecek. Cumhurbaşkanını eskisi gibi parlamento seçecek. Ama tüm yetkiler başbakanda toplanacak. Başkan kadar güçlü yetkilere sahip başbakan olacak. AK Parti’nin önceliği üniter devlet yapısı ve tek meclisin korunduğu Amerikanvari başkanlık sistemi. Ama MHP ikna olmaz ise güçlendirilmiş parlamenter sistem son çare gibi duruyor…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.