Asıl hedef “referandum”

A -
A +
Tüm okuyucularımın dün idrak ettiğimiz mübarek Mevlid Kandilini tebrik ediyorum. Yüce Efendimizin doğum gününde kahpe terör çirkin yüzünü ne yazık ki bir kez daha gösterdi. Kandil sevincimizi kursağımızda bırakmaya kalktı. 38 kardeşimizi şehit etti. Rabbim onları Peygamber Efendimize (aleyhisselam) komşu eylemiştir. Şehitlerimize Allahü tealadan rahmet, 155 yaralımıza acil şifalar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Ülkemizi yasa boğan bu kahpe saldırı maalesef bizim için sürpriz değildi. Sadece nerede, hangi gün, hangi saat, hangi kılık ve hangi aşağılık yöntemle ortaya çıkacaklarını bilmiyorduk. Ama ülkemizi hedef alan DAEŞ, PKK ve FETÖ ile DHKP-C terör örgütlerinin kiracılarının ya da patronlarının talimatıyla bugünlerde harekete geçeceklerini ve huzurumuzu kaçıracaklarını tahmin ediyorduk.
          ***
Nitekim Türkiye’nin yeni bir yönetim sistemine adım atmak üzere harekete geçtiği, değişim için start verdiği ilk gün harekete geçtiler. “Seni başkan yaptırmayacağız” diyerek kendi ve dayandığı terör örgütünün gücünü bu milletin gücünden yüksek gören terör baronları sahiplerinin ıslıklarıyla köpeklerini harekete geçirdiler. Mübarek Mevlid Kandiline adım attığımız gün ortalığı kan gölüne çevirdiler.
AK Parti ve MHP’nin iş birliğiyle Meclis’e sunulan Türk tipi başkanlık sistemi önerisinin hayata geçmesi için start verildiği günün akşamında kahpe terör aklı sıra bize kan dökerek şu mesajı veriyor: “Sistem değiştirmenize izin vermeyeceğiz. Referanduma kadar her an her yerde kahpelik yapacağız. Haberiniz ola...” Saldırı sonrası tepki seli gösteriyor ki terör amacına yine ulaşamadı. Milletin mesajı net… Halkın, terör örgütlerine, o örgütü ülkemize karşı kullanarak yerli ve yabancı bölgesel-küresel aktörlere mesajı gayet açık: “Ne yaparsanız yapın, hangi kahpeliğe başvurursanız vurun, hangi algı operasyonunu yaparsanız yapın, hangi ekonomik baskı araçlarına başvurursanız vurun, biz bahar aylarında sandığa gideceğiz ve bu köhne, kriz doğuran bizi dış etkilere maruz bırakan bu sistemi özgür irademizle değiştireceğiz. Millet olarak irademizin önünde hiçbir güç ve kurgulanmış hiçbir oyun duramayacak.”           *** Akdeniz’e kadar uzanan güney sınırlarımızın hemen dibinde birileri bir terör koridoru oluşturup, terör devleti kurmak istiyor. Yani Kuzey Irak’ın bir bölümünde ve Suriye sınırımızın tamamında sınır komşumuz YPG-PKK olsun istiyorlar. Türkiye de bütün imkânlarını kullanarak buna engel oldu, Fırat Kalkanı Harekâtı ile de olmaya devam ediyor. Güney sınırlarımızda Türkiye’ye tehdit olan tüm terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz.
Sınırımızın içinde de durum farklı değil. PKK’ya yurt içinde de nefes aldırılmıyor. Hukuk bu örgüte açık delilli, şahitli ispatlı lojistik destek sağlayan sözde belediye başkanlarının yakasına yapıştı. Adalet hesap soruyor. Öte yandan DAEŞ sınırlarımızdan uzaklaştırıldı ve Fırat Kalkanı Harekâtı ile güneye doğru sürülüyor. Bir yandan da hem yurt içinde hem de yurt dışında FETÖ ile amansız ve kararlı bir mücadele götürülüyor.
          ***
Cephe çok… Ülkemizi ekonomik ve finansal oyunlarla köşeye sıkıştırmak isteyen aktörlere karşı da sıkı bir mücadele veriliyor. Türkiye başkanlık sistemine geçtiğinde güçlü ve istikrarlı bir yönetime ve icra gücüne sahip olacak. Yeni sistemde bu yapılarla mücadele daha kolay ve daha etkin olacak. Ayrıca Türkiye’nin zaafları ortadan kalkacak. Yeni sistemin ilk teknik direktörü veya orkestra şefi de Sayın Erdoğan olacak. İşte küresel ve bölgesel aktörlerin; onların içimizdeki distribütörlerinin ve maşaları olan terör örgütlerinin korkusu bu yüzden.
Bu nedenle sistem değişikliğini engellemek için maalesef terör saldırıları, sansasyonel olaylar, toplumu sarsacak suikastlar, Gezi benzeri girişimler, marjinal örgütlerin çabaları ile sokak ve şiddet olayları çıkarmak, ideolojik kamplaşmaları körüklemek, ekonomik kriz çıkarma girişimlerine önayak olmak referandum sonuçlanıncaya kadar devam edecektir. Amaç terörle ülkeyi yönetilemez hâle getirmek, ekonomik krizle toplumun umudunu kırmak, korkutmak, sindirmek.  Güven ve huzur ortamını yok ederek milletin siyaset kurumuna olan inancını kaybetmesini sağlamak. Nihayet tüm bu olumsuzluklar sonunda yeni sistem için referandum sandığından “hayır” çıkartmak. Bu sonuca ulaşmak için sokakları ateşe vermek ve metropollerde bomba patlatmak dâhil her yola başvuracaklardır. Ama bu millet korkmaz, yılmaz ve oyunu yüksek sağduyusuyla bozar. Allah’ın izniyle korkmayacağız, yılmayacağız, geri adım atmayacağız… El ele, kol kola, omuz omuza, yürek yüreğe vererek bu kirli tezgâhı bozacağız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.