Cevap aranan sorular…

A -
A +
15 Temmuz darbe girişiminin artçıları olarak gördüğüm Dolmabahçe, Kayseri, Ankara, Rus Büyükelçisi ve Ortaköy terör saldırılarının maksadının ne olduğunu biliyoruz artık. Bu eylemleri ister PKK-PYD-TAK ortaklığı, ister DEAŞ-El Nusra, ister kripto FETÖ’cüler isterse de DHKP-C/MLKP terör örgütleri yapsın hepsinin amacı ve patronları aynı. Türkiye’yi dizlerinin üzerine çökertmek.  Bu taşeronlar aracılığıyla iç savaş provaları yaptıran akıl, PKK-YPG-TAK’la “etnik”, DEAŞ’la “mezhepsel”, DHKP-C ve MLKP ile de “laik-antilaik yaşam tarzı” fay hatlarımıza saldırıyor. Ama çok şükür milletimiz bu tuzağa düşmedi, düşmüyor. Aklını ve vicdanını küresel aktörlere kiraya vermiş gayri millî bazı provokatörler hariç herkes Türkiye’ye yönelen tehdide karşı beraberlik içinde hareket ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir yandan içeride bu terör örgütleri ile mücadele ederken bir yandan da bu örgütleri sınır ötesi inlerinde boğmaya çalışıyor. Onlara destek veren ülkelere diplomatik baskılarını giderek artırıyor.
***
Ortaköy’de yaşadığımız acının sıcaklığı geçti biraz. Mesele biraz soğuduğuna göre art niyetsiz bir biçimde meseleyi tartışabilmemiz, eksiğimizi gidermemiz, yanlışlarımızı düzeltmemiz gerekiyor.
30 Aralık akşamı 20.00-22.00 saatleri arasında istihbarat teşkilatımız Ankara ve İstanbul Valilerine ‘kişiye özel’ birer zarf iletiyor. İçinde Amerikan istihbaratından alınan bir bilgi sayın valilerle paylaşılıyor. Bu zarflarda, 31 Aralık gecesi yılbaşı kutlamalarında İstanbul’da iki Ankara’da bir bölgede DEAŞ’ın saldırı düzenleyeceği bilgisi yer alıyor. İlgili valilikler ne tedbirler aldılar bilmiyorum. Ama Ankara’da yaşadığım için Başkent’te alınan tedbirleri gördüm.
***
Mesela yılbaşı toplu kutlama ve eğlencelerinin olduğu Bahçelievler 7’nci Cadde, Tunalı Hilmi Caddesi, Kızılay Meydanı gibi yerler araç trafiğine kapatıldı, insanlar buralara çıkan tüm noktalarda arama yapılarak bu alanlara alındı. 31 Aralık’ta program düzenleyen tüm eğlence mekânları ile polis önceden irtibata geçmiş ve alınacak tedbirleri işletme sahipleri ile birlikte koordine etmişler. Çoğu yere polis konmuş, kalabalık olan büyük eğlence mekânlarına güçlü polis ekipleri yerleştirilmiş. Mesela o göce Jolly Joker denilen büyük bir eğlence merkezine giden bir arkadaşımız “kapıda özel harekât vardı” diyor. Tüm bunlara ilave 31 Aralık günü gündüz saatlerinde muhtemel şüpheli DEAŞ adreslerine baskınlar düzenlenip şüpheliler gözaltına alınmış. Tahmin ediyorum ki İstanbul’da da benzer tedbirler alınmıştır.
***
Ancak Ortaköy’deki olayda henüz cevabı alınmayan birçok soru var. Reina ayarında ve büyüklüğünde, yabancı turistlerin ilgi gösterdiği ve geç saatlere kadar açık olan en fazla 3-5 mekân vardır. Yılbaşı gecesi öyle bir mekânın önüne henüz 21 yaşında 18 aylık tecrübesiz bir polis memuru ile güvenlik tedbiri almak yeterli midir? Beşiktaş-Ortaköy arasında üç noktada kontrol yapan güvenlik birimlerine takılmadan nasıl Reina’nın yakınına kadar gidebildi bu terörist? Kapıdan itibaren ateş ederek içeriye giren teröriste kulübün 50 korumasından bir tanesi çelme takamadı mı? 700 kişinin içinde arkadan bu teröriste hiçbir özel güvenlik ya da badigard fiziki olarak saldıramadı mı? O gece her zamankinden daha fazla mı daha az mı özel güvenlik vardı? Nasıl olur da hem de kalçadan atışla terörist 120 merminin neredeyse 110’nunu isabet ettirir? Çünkü kalçadan atışta isabet oranı yüzde 60’ı geçmez.
Teröristin tek kişi olduğundan emin miyiz? İçeride bu teröristin dışında ateş eden kimse var mıydı? Bu terörist içeride 7 dakika kaldı, üstünü değiştirip hiçbir engel ile karşılaşmadan çıktı, 400 adım yürüdü. Taksiye bindi. “Param yok” deyince indirildi, başka bir taksiye bindi. Bu kadar sürede çok yakındaki karakoldan veya yol kontrol ekiplerinden olay yerine polis neden geç geldi? Terörist buradan nasıl çıktı? Neden, nasıl izin verildi? Öte yandan olay yerinden çıkan insanların ifadesi alınmadan, sorgusu yapılmadan gitmelerine neden izin verildi? Uygulamada olay yerine müdahaleye gelen ekipler, içeridekileri ikiye ayırır. Yaralılar güvenlik güçleri nezaretinde hastanelere sevk edilir. Olayı yarasız, beresiz atlatan insanlar bir merkeze götürülür, şoku atlatmaları beklenir. Sonra hepsinin tek tek ifadesi alınıp, sorgusu yapılır. Hastaneye gönderilenlerin de en kısa zamanda sağlık durumu elverince işlem yapılır. Soruşturmanın selameti için bu elzemdir. Aynı hata Ankara’da büyükelçi saldırısında da yaşanmıştır. Acaba o dışarıya çıkıp gitmesine izin verilenler arasında başka terörist var mıydı? Ya da bu teröriste yardım eden, yol gösteren, yönlendiren biri veya birileri fırsattan istifade o bırakılan insanların arasından kaçıp gitti mi?
***
Geriye dönüp batığımızda İstanbul polisi çok başarılı operasyonlara imza attı. Valisinden emniyet müdürüne, İçişleri Bakanlığı’ndan polis memuruna kadar ilgili herkes hiçbir komplekse kapılmadan bu soruların cevabı aranıp bulunmalıdır. Her polisin şu anda en az 12 saat çalıştığını biliyoruz. Güvenlik güçlerimizin içeride ve dışarıda müthiş başarılara imza attıklarının farkındayız. Ama tüm bu pozitif şeyler eksiğimizi gediğimizi tartışıp yeni tedbirler almamıza engel olmamalıdır. Daha beter şeyler yaşamamak için öz eleştiri yapmalı ve eksiklerimizi gidermeli, yeni ilave tedbirler almalıyız.
***
Terörle mücadelede özellikle meskun mahallerde savcı-hâkimlerimiz güvenlik güçlerine yardımcı olmalı. Eğlence yerlerinin, turizm alan ve mekânlarının özel güvenlikle korunması konseptini İçişleri Bakanlığımız acilen gözden geçirmelidir. Bu alanda yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Güvenlik birimleri olaylara ilk müdahale ve müdahale sonrası yapılacak işlerle ilgili yeni bir konsept geliştirmelidir. İstihbarat teşkilatı daha da güçlendirilmeli, jandarma istihbarat ya kapatılmalı ya da sıfırdan kurulmalıdır. MLKP terör örgütünün Kobani’de 50 teröristini eğittiği ve Türkiye’ye sızdırmaya çalıştığı haberleri geliyor. Öte yandan PKK-TAK-DHKP-C ve MLKP iş birliği ile siyasetçi, bürokrat ve kanaat önderlerine suikast planları yapıldığı istihbar edilmiş. Yani durmuyorlar, pes etmiyorlar. Biz de pes etmeyeceğiz, korkmayacağız. Meydanı bu haysiyetsizlere bırakmayacağız.
***
Not: Yazımı yazdıktan sonra İzmir’de gerçekleşen hain saldırıyı ve aldıkları dersi ayrıca değerlendireceğim. Ancak İzmir polisini tebrik etmeden geçemeyeceğim. İzmir Emniyeti’nin aldığı akıllıca tedbirler ve olay mahallinde görevli polislerin cesareti-dikkati sayesinde çok daha kötü sonuçlar doğuracak bir katliam önlendi. İki şehidimize Allah’tan rahmet, aileleri ve milletimize sabır diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.