Trump’tan tek şey istiyoruz: FETÖ

A -
A +
Bütün dünyanın gözü-kulağı ABD’nin yeni Başkanı Trump’ta. Herkes onun ne yapacağını merak ediyor. Kampanya döneminde verdiği sözleri yerine getirip getirmeyeceğini herkes nefesini tutarak bekliyor. Çoğu yorumcu, “Taç giyen baş uslanır. Görevi devralınca farklı davranır. Kampanya harareti ile söylediği çoğu şeyi uygulamaya koymaktan vazgeçer” değerlendirmelerinde bulundu. Ama 20 Ocak’ta göreve başlayan Başkan Trump bir haftada aldığı kararlarla o yorumcular dâhil herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Verdiği demeçlerle ABD ile Çin’i karşı karşıya getirdi. Sağlık reformunu âdeta dondurdu. İsrail ile ilgili açıklamalarından sonra İsrailliler bayram yapıyor. ABD medyasına âdeta savaş açtı. Uluslararası ticaret anlaşmasını iptal etti. Obama tarafından defalarca reddedilen iki ayrı boru hattı projesini onayladı. Meksika sınırına duvar örülmesi talimatı verdiği haberleri geldi. Suriye, Irak, İran, Somali, Sudan, Libya ve Yemen gibi 7 ülkeden göçmenlerin ABD’ye girişini yasakladı ve bu ülke vatandaşlarına vizeyi askıya aldı. ABD Başkanı sıfatı ile ilk telefon görüşmesini İsrail Başbakanı ile, ikinci telefon görüşmesini ise İsrail yönetiminin kuklası olarak bilinen Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi ile yaptı. İlk resmî görüşmesini de İngiltere Başbakanı May ile gerçekleştirecek. Bütün bu bir haftalık gelişmeler yeni Başkanın kafasındaki yeni dünya düzeni ile ilgili düşünceleri konusunda ipuçları veriyor. Bu olup bitenlere bakıldığında Trump’un göçmen ve İslam karşıtı söylemleri, NATO ve AB ile ilgili negatif görüşleri, Rusya ile ilgili pozitif tutumu ve DEAŞ ile mücadelede Rusya ile iş birliği düşüncesi ve nihayet İran ile ilişkilere negatif bakışı, pratikte hayata geçirilmeyecek başlıklar değil. İlk bir haftalık icraatı; Trump’ın, kampanyasında söylediği başlıkların büyük bölümünü hayata geçireceği kanısını güçlendirdi. Türkiye-ABD ilişkileri eski Başkan Obama’nın çapsızlığı yüzünden en kötü dönemini yaşıyor. Yeni Başkan ve yeni yönetim bu ilişkiyi tamir edip bir dost-müttefik ve stratejik ortaklığa uygun hâle getirebilir mi? Buna koşulsuz ‘evet’ demek için henüz çok erken. Başkan Trump ve yeni yönetim her şeyi değiştirdiği gibi Türkiye-ABD ilişkilerinde de iyi yönde bir değişime gidebilir. Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelmesi için ilk adım olarak ABD ile ilgili resmî açıklama ve yorumlar derhal durdurulmalı. Genel müdüründen daire başkanına, belediye başkanından bakanına kadar ilgili-ilgisiz herkes ABD’ye haklı olarak giydiriyor. Ama unutmayın ki giydirdiğiniz ekip iktidardan düştü. Şu anda ABD ile ilgili her eleştiri ve açıklamanın muhatabı Trump yönetimidir. Artık her açıklamayı onlar üzerine alır. İlk 100 gününü doldurmadan yeni bir yönetimi eleştirmek çok sağlıklı ve adil bir durum değil. Şu anda Cumhurbaşkanı; Başbakan ve Dışişleri Bakanı hariç hiçbir resmî yetkili, ABD ile ilgili görüş-eleştiri-yorum sunmamalıdır. Sayın Başbakan Binali Yıldırım Bey, bu konuda acil tedbir almalıdır. Türkiye bu coğrafyada sadece Rusya ile kafa kafaya kalmamalı, ABD ile de acilen ilişkilerini düzeltmelidir. Bunun ilk adımı olarak ABD’ye yönelik bir üslup düzeltmesine gidilmelidir. Unutmayın ki Türkiye’de her resmî devlet yetkilisinin, her Bakan’ın yaptığı açıklama İsrail basını ve Washington’daki FETÖ’cü sözde basın elemanlarınca köpürtülerek Beyaz Saray sözcüsüne soruluyor. İlk adım olarak üslup düzeltmesi yapılması ve sadece sorumlu insanlar konuşmalı. ABD’nin yeni Başkanının Türkiye konusunda atacağı adımlarla ilgili toplumumuzda aşırı iyimser bir beklenti oluşturmamız yanlıştır. İlk 100 gün geçmeden neleri yapıp, neleri yapmayacağını öngörmek doğru değil. Yeni Başkan Trump’ın bölgemiz ile ilgili kararlar alırken öncelikle İsrail ve İngiltere ile ortak hareket edeceği görülüyor. Türkiye-İsrail ilişkilerinin hızla iyileşmesi, Türkiye-ABD ilişkilerini pozitif anlamda etkileyecektir. Başkan Trump’ın Türkiye’ye bakışını negatif yönde etkileyecek iki tehlike var. Washington’daki FETÖ’cü lobi ile İsrail lobisi çok güçlü. Bu iki lobi Türkiye karşıtlığı konusunda iş birliği yapıyor, ellerindeki iletişim-medya imkânlarını kullanarak Türkiye’de ABD karşıtlığını körüklüyor ve oluşan tepkiyi ABD yönetimine aktarıyor. Bu tuzağa düşmemeliyiz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile ABD Başkanı Trump yüz yüze, resmî olarak görüşene kadar ABD ve ABD yönetimine resmî eleştiriler durdurulmalıdır. Şu anda ABD’ye söylediğiniz her laf Başkan Trump’a söylenmiş sayılır. Aynı strateji İsrail için de geçerli. Türkiye, Rusya ve ABD ile ilişkilerini dengede tutmalıdır. Bence Türkiye ABD’nin yeni Başkanı Trump’tan bir tek şey istemelidir; o da FETÖ’nün etkisiz hâle getirilmesi ve elebaşının iadesi. Trump bize bunu sağlasın yeter. Kendisinden başka bir şey istemeyin. Şu anda Türkiye’nin hem içeride hem dışarıda en büyük ve en acil sorunu FETÖ tehlikesi. Bu sorunu çözdüğümüzde diğerlerini, yani PKK-YPG-DEAŞ-DHKP-C sorunlarını daha çabuk ve daha rahat çözeriz. FETÖ, PKK’ya-YPG’ye ve hatta DEAŞ’a koordinatörlük yapıyor-lojistik destek, istihbarat desteği veriyor. ABD’nin yeni başkanından Türkiye’nin ve Türk milletinin tek isteği var; FETÖ’nün ülkenizdeki tüm faaliyetlerini durdurun. Bu terör örgütüne yardım etmeyin. Bu terör örgütünün ülkenizde yerleşik elebaşını hemen tutuklayın ve en kısa sürede iade edin. Dostluk-müttefiklik-stratejik ortaklık adına, ilişkilerimizin yeniden düzelmesi adına Türk halkının ABD Başkanı’ndan tek isteği budur. Bu çete ve elebaşı etkisizleştirilirse emin olun Türkiye-İsrail, Türkiye-Almanya, Türkiye-ABD ve Türkiye-AB ilişkileri hızla iyileşecektir. Bu çetenin varlığı ve sinsi algı faaliyetleri ilişkilerimizi zehirlemektedir. Son bir not; Suriye ve Irak’ta DEAŞ ile mücadelede ABD’nin YPG’ye ihtiyacı yoktur. Türkiye ile bu mücadele yapılır. Fırat Kalkanı operasyonunda olduğu gibi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.