FETÖ-PKK’yı ‘Evet’ korkusu sardı

A -
A +
16 Nisan referandumu yaklaştıkça; kararsızların oranı azaldıkça ve en muhalif kamuoyu araştırma şirketlerinin bile sonuçlarında ‘evet’ tercihinin önde olduğu ortaya çıktıkça başını FETÖ’nün çektiği terör örgütleri paniğe kapılıp algı operasyonlarına başladılar. Öyle yalanlar uyduruyorlar ki; 18 maddelik anayasa değişikliği ile ilgisi olmayan saçma sapan birçok iddiayı ortaya atıyorlar. Bu sistem gelirse Türkiye eyaletlere bölünecek yalanından tutun da cumhurbaşkanı muhtarlıkları kapatacak, Meclis devre dışı kalacak gibi birçok akıl dışı yalanı orta yere saçıyorlar. Milleti hâlâ “aptal; okumaz, anlamaz, göbeğini kaşıyan adam” olarak görüyorlar. Bu cenahın bir yandan fısıltı gazetesi çalışıyor bir yandan da ana muhalefet partisi bu yalanların sözcülüğünü yapıyor.
               ***
Bazı kuyruklu yalan örneklerini paylaşmak isterim.
“Bu yapılan bir rejim değişikliğidir” diyorlar. Türk devletinin rejiminin ne olduğu anayasada yazılı. Başkanlık ya da yarı başkanlık sistemleri demokratik birer hükûmet sistemi olarak ansiklopedilerde mevcut. Rejim değişmiyor ama rejimin sahibi değişiyor.
“Yeni sistem ile üniter yapı bozulup yerine federasyon getirilecek” deniyor. En büyük kuyruklu yalan da bu. Anayasa’nın ilk 4 maddesi değişmediğine göre nasıl böyle bir iddiada bulunulabilir? Yeni sistemde de üniter yapı korunuyor. Millî irade tek mecliste toplanıyor.
“Yeni sistem tek adam yönetimi getirecek” iddiası ise millete hakarettir. Seçimle işbaşına gelen ve seçimle giden bir yapıdan diktatör veya tek adam çıkmaz. Diktatörlük-tek adamlık-krallık ya babadan oğula geçen sistemlerde olur ya da darbeyle elde edilir.
Bütçe kanunu hariç kanun yapma gücü olmayan bir yapıdan tek adamlık çıkar mı? Diktatör-tek adam 5 yıl sonra millete hesap verebilir mi? Yasama organını ve yürütmeyi doğrudan millet kendisi seçiyor. Yargı organını ise dolaylı olarak yine millet belirliyor. Böyle bir yapıdan tek adamlık çıkmaz.
“Yeni sistemde cumhurbaşkanı Meclis’i feshedebiliyor” iddiası da pişkince söylenen kasıtlı bir yalan. Fesih diye bir şey söz konusu değil. Meclis’in cumhurbaşkanı seçimini kendi seçimiyle birlikte yenileme, cumhurbaşkanının da Meclis seçimini yine kendi seçimiyle beraber yenileme yetkisi var. Bu madde bilakis yürütmeyle yasamanın uyumlu çalışmasını zorlayacaktır.
“Cumhurbaşkanı kararname çıkararak TBMM’nin yerine geçiyor” iddiası da asılsız ve maksatlı. Bir defa cumhurbaşkanı temel haklar, kişi hak ve ödevleriyle, siyasi haklar konusunda kararname çıkaramayacak. Kanunlarda yer alan bir konu ile ilgili kararname çıkaramayacak ve yürürlükteki kanunlara aykırı kararname hazırlayamayacak. Meclis cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameleri iptal eden kanunlar ortaya koyabilecek. Yani son söz Meclis’in olacak.
“Yeni sistemde bakanlar denetlenemeyecek” deniliyor. Oysa yeni sistemde Meclis bakanlara ve cumhurbaşkanı yardımcılarına soru sorma imkânı var. Yazılı soruya 15 günde cevap verilecek. Ayrıca, Meclis Genel Görüşme, Meclis Soruşturması ve Araştırması gibi denetim mekanizmaları olacak.
“Yeni sistemde cumhurbaşkanı için denetim mekanizması yok” iddiası da doğru değil. Aslında seçimle işbaşına gelen ve ikinci kez aday olacak cumhurbaşkanı için en büyük denetim milletin denetimidir. Yeni sistemde TBMM, cumhurbaşkanı hakkında herhangi bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açabilecek ve Yüce Divan’a sevk edebilecektir. Ayrıca, soruşturma açılan cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı da alamayacaktır.
“Cumhurbaşkanına verilen yetkiler çok aşırı” iddiasına gelince. Aslında cumhurbaşkanına yeni bir yetki verilmiyor. Başbakan ve cumhurbaşkanının mevcut yetkileri tek başlı sistemde cumhurbaşkanında toplanıyor o kadar.
“Partili bir cumhurbaşkanı tarafsızlığını koruyamaz, tarafsız olamaz” iddiası en aptalca iddialardan biri. Sanki mevcut sistemde cumhurbaşkanı partisiyle ilişiğini şeklen kesince gönül bağını da koparıyor? Sanki siyasi görüşünü mü değiştiriyor? Önemli olan hizmette-icraatlarda tarafsızlıktır. Hatırlamak gerekirse belediye başkanları, bakanlar da partili ama halka tarafsız hizmet ederler.
“Kendi çocuklarını vekil yapmak için 18 yaşı çıkardılar. 18 yaşında vekil olan 20 yaşında emekli olacak” iddiasına gelince. Bu düzenleme sadece 18 yaşı değil; 19-24 yaş aralığını da kapsıyor. AK Parti tüzüğüne göre bir aileden sadece bir kişi milletvekili, belediye meclis üyesi ya da belediye başkanı seçilebiliyor. O nedenle kendi çocuklarını vekil yaparlarsa kendileri vekil olamaz. 20 yaşında emeklilik iddiası ise zaten kanuna aykırı...
               ***
Bu saçma sapan iddiaları çoğaltmak mümkün. Bu nedenle herkes 18 maddelik anayasa değişikliğini bir zahmet okusun. Kimsenin yalanına kanmasın. Bu yalanlarla oluşturmaya çalıştıkları ‘hayır’ algısına millet itibar etmeyecektir. İnşallah 17 Nisan sabahı başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütleri ve onları Türkiye’ye karşı alçakça kullanan ülkeler kendi yalanlarıyla yüzleşecekler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.