FETÖ’nün eli DEAŞ’ın cebinde

A -
A +
FETÖ’nün mahir elemanlarından Emre Uslu, 22 Haziran sabahı sosyal medya hesabından “Erdoğan İzmit’te adalet yürüyüşüne saldıracak. Bekleyin göreceksiniz” mealinde bir mesaj paylaşıyor. Önceki gün “adalet yürüyüşüne saldırıda bulunmak isteyen 6 DEAŞ’lı terörist yakalandı” haberi geldi.
Suriye’deki DEAŞ karargâhından gelen mesaj özel bir kurye ile DEAŞ’ın Türkiye’deki ilgili birimine iletiliyor. Kayseri’de talimatı alan DEAŞ üyeleri ile Kocaeli’de eylemi yapacak olan terörist aynı anda ele geçiriliyor. Eylem tarzı; Fransa ve İngiltere'de yaptıkları gibi aracı sivil insanların üzerine sürerek katliam yapmak. Eylem için hazırlanan araç ele geçiriliyor. Aracın içinden AK Parti bayrakları ve AK Parti logosu taşıyan şapkalar çıkıyor. DEAŞ eyleme AK Parti süsü vermek için bu malzemeleri araca Kayseri’de koyuyor. Eylemciler çok şükür sağ yakalandı. Verecekleri bilgilerle bu kaos-iç karışıklık çıkarma planının arka perdesi daha da aydınlanacaktır. Aracın nokta hedefinin Kılıçdaroğlu olduğu iddiaları da var. Güvenlik güçlerimizi ve istihbarat birimlerimizi tebrik ediyorum. Ülkemizi kaosun kargaşanın eşiğinden döndürdüler. Allah göstermesin bu hainler emellerine ulaşsalardı bugün neleri konuşuyor olurduk. Araç konvoya dalsa; önemli ve sembol isimler hayatını kaybetse, “Biz demiştik; Erdoğan bunu planladı, yaptırdı” diyeceklerdi. Kitleleri sokağa döküp, halkı birbirlerine kırdıracaklardı. İnsanları devlete düşman edecekler, dünyayı ayağa kaldıracaklardı. Hatırlayın, bu Emre Uslu denilen pislik, 15 Temmuz darbe girişimini önceden bilenlerden biriydi. Gördünüz mü kurdukları tezgâhın büyüklüğünü. Rabbim bizi yine büyük bir beladan korudu. Bu bilgi bir tesadüf; bir öngörü olamaz. Yine bir kez daha ortaya çıktı ki FETÖ; DEAŞ-PKK ve DHKP-C terör örgütleri aynı yerden talimat alıyor. Onun için birbirlerinden haberleri var. Diğer bir ifade ile hepsinin patronu aynı olunca hepsinin eli birbirinin cebinde. DEAŞ’ın saldırmadığı, özenle zarar vermekten kaçındığı ilk sıradaki ülke İsrail. ‘Emre Uslu denilen haysiyetsizin ve FETÖ elebaşının en sevdalı olduğu ülkeden mi alıyorlar bu haberleri önceden’ diye düşünmeden edemiyor insan. CHP lideri Kılıçdaroğlunun ‘adalet yürüyüşü’ adı altında gerçekleştirdiği tahrik yürüyüşüne tam da bu nedenlerle karşı çıkıyoruz. CHP liderinin masum bir demokratik hakkın kullanımı olarak hayata geçirdiği bu yürüyüşe illegal ne kadar örgüt ve yapı varsa katılıyor ve destek veriyor. Onlar katılıp destek vermekle kalmayıp bu yürüyüşü provoke etmek için her yola başvuracaklar. Ana muhalefet liderinin ülkeyi provokasyona açık hâle getirecek zemini hazırlamaktan kaçınması onun siyasi görevi ve sorumluluğudur. Bazı AK Parti-Sayın Erdoğan karşıtları ile bazı CHP’lilerin “Erdoğan’a karşıysa ben de gelirim” mantığı ile katıldıkları bu gezinin gerçek amacı adalet arayışı değil. Bu nedenle illegal yapıların mensupları dışındaki muhalifler, “benim bu konvoyda ne işim var” diye bir kez daha düşünsünler. Adaletin aranacağı yer olan meşru demokratik platformlar dururken FETÖ’cülerle-PKK’lılarla, DHKP-C’lilerle kol kola girerek ve FETÖ’nün kışkırtmalarıyla yapılan bir eylemden adalet çıkmaz. CHP neden yürüdüğünü bir kez daha sorgulasın. Sayın Kılıçdaroğlu neden yürüdüğünü biliyor. Ama CHP’liler bence bilmiyor. 4-5 yıl Silivri’de yatan Mustafa Balbay için yürümeyen Kılıçdaroğlu’nu bugün yürüten güç adalet arayışı değil. Sayın Berberoğlu’nun hakkını aramak değil, Kemal bey FETÖ’ye diyet borcunu ödüyor. Kemal bey yürümüyor, yürütülüyor. Deniz Baykal’dan Genel Başkanlık koltuğunu kapmak için CHP’ye FETÖ virüsünü bulaştıran Kılıçdaroğlu, CHP’yi FETÖ’nün arka bahçesi hâline getirdi. Koltuğu kaptığı günden bu yana FETÖ’nün sufleleri ve kurguladığı dokümanlarla muhalefet yapmaya çalışan Kılıçdaroğlu, bu yürüyüş ile MİT tırları kumpasını aklamaya, bu kumpasın CHP ile ilişkisini karartmaya ve FETÖ ile olan irtibatının ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor. FETÖ/CHP yönetimi ilişkisi deşifre olacak diye ödü kopuyor Kemal Bey’in. Kemal Bey’i yürüten güç ona CHP genel başkanlık koltuğunu bir gecede sunan güçtür. Adalet arayışı, Enis Berberoğlu’nun mağduriyeti Kemal Bey için işin maske ve mazeretidir.  AP’nin Türkiye kararı, AB aklının geldiği noktayı gösteriyor. AB’deki aşırı sağ siyasetçilerin ve İslam karşıtlarının, yabancı düşmanlığını besleyenlerin başarısıdır bu. Bunlar AB’yi esir aldı. Almanya’daki seçimler bitene kadar da bu akıl tutulması devam edecek. Ön yargılı, vizyonsuz, anti demokratik anlamsız bir karar. Hele hele rapordaki “16 Nisan referandumunda millet tarafından kabul edilen anayasa değişikliği uygulanırsa AB, Türkiye ile her şeyi askıya almalı” cümlesi insana “hadi be oradan” dedirttiriyor. Eleştiri ve diyaloğa evet, ama millet iradesini sorgulamaya hayır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.