Herkes için demokrasi sınavı

A -
A +

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da Ankara Güvenpark’tan başlattığı yürüyüş dün İstanbul’da yapılan mitingle son buldu. Başkasını bilmem ama kendi adıma bu yürüyüşte ve sonundaki mitingde olabilecek provokasyonlarla ilgili ciddi endişeler taşıyordum. HDP’nin Diyarbakır ve Ankara Garı önündeki miting ve yürüyüşünde düzenlenen provokasyonun ülkemizde nasıl bir ortam oluşturduğunu unutmadık. Nitekim kaygılarımızın yersiz olmadığını, 6 DEAŞ’lı teröristin yürüyüş konvoyuna ve bizatihi Sayın Kılıçdaroğlu’nun yürüdüğü noktaya minibüsle saldırmak üzereyken yakalanması doğruladı. Güvenlik güçlerimizi tekrar tebrik ediyorum. İyi ki varlar. O 6 teröristi yakalayarak ülkemizin bir kaosa girmesinin önüne geçtiler. Emre Uslu gibi derin FETÖ’cülerin DEAŞ’ın saldırı planlarından haberleri vardı. Çünkü Emre Uslu gibi köpeklerin sahibinin DEAŞ’ın da sahibi olduğu aşikar. Yazımı yazmaya başladığımda henüz miting başlamamıştı. Bu saate kadar günlerdir bu yürüyüşün kazasız-belasız, provoke edilmeden, barışçıl bir biçimde icrası ve sonuçlanması için özel bir çaba sarf eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, ‘drone’lar da  dahil her türlü elektronik gözetleme, dinleme ve istihbarat imkanlarını kullanarak muhtemel provokasyonları önleyen istihbarat ve güvenlik birimlerine şükranlarımızı sunuyoruz.  Müthiş bir iş başardılar. Her türlü ayak oyununu ve provokasyonu boşa çıkardılar.
Ufak-tefek protestolara aldırmadan, tahriklere kapılmadan yürüyüşün tamamlanmasını sağlayan ve marjinal örgütlerin yürüyüşü esir almasına izin vermeyen CHP yönetimini de tebrik ediyorum. Şiddetin kutsanmadığı-haklı gösterilmediği, provokasyonlara sebep olunmadığı-izin verilmediği, kamu düzenini tehdit etmediği ve iç barışa zarar vermediği sürece demokratik bir ülkede yürüyüş-gösteri ve miting yaparak bir soruna dikkat çekmek demokratik bir haktır. OHAL şartlarında bile ana muhalefet partisine bu hakkı kullanacak ortamı sağlamak da demokratik bir olgunluktur.
“OHAL’i ülkemize dış güçlerin taşeronu olarak saldıran terör örgütleri ile daha kolay mücadele etmek için sürdürüyoruz” diyen Hükümet bu yürüyüşün güvenlik ve fiziki şartlarını hazırlayarak, söyleminin boş olmadığını da ispatlamıştır.
OHAL şartlarında bile olsa ülkemize topyekun işbirliği halinde saldıran terör örgütleri-onların içimizdeki destekçileri ile dolaylı-dolaysız ilişkili olmadığı sürece herkesin gösteri-yürüyüş-protesto gibi temel demokratik haklarını kullanmasını desteklemeliyiz. Bu yürüyüşün kimsenin burnu kanamadan tamamlanmış olması demokrasimizin seviyesi için pozitif bir göstergedir.
Gerçek amacı Erdoğan karşıtlarını bir araya toplamak; MİT tırları operasyonunun CHP üst yönetimine uzanmasını engellemek, FETÖ-CHP ilişkisinin ortaya çıkmasını olabildiğince geciktirmek de olsa bu yürüyüşün barışçıl bir şekilde sonlanmasına sevinmeliyiz.
CHP liderinin başını çektiği bu yürüyüşten neden rahatsız oldu insanlar? Çünkü çoğu kişi, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bu yola kendi iradesiyle çıkmadığını, onu birilerinin yürüttüğünü düşünüyor. İnsanlar, ipleri başkasının elinde olan birinin işi nereye götüreceğini, hangi şantaj ve tehditlerle neleri yapabileceğini kestirmek zor olduğu için tedirgin. Ben, Erdoğan’ı ve AK Parti’yi eleştirenlerin ve legal muhalefetin bu yürüyüşe katılmasından rahatsız olmadım. Ama CHP gibi bir ana muhalefet partisinin organize ettiği bir konvoyda ne işi vardı FETÖ’cülerin, FETÖ’ye destek verenlerin? Ne işi vardı gencecik çocuklarımızın katili PKK’lıların ve onların yandaşlarının? Ne kadar Türkiye düşmanı marjinal örgüt varsa hepsinin yandaşları o legal yapıların yanında boy gösterdi. Ne işleri vardı orda? “AK Parti ve Erdoğan karşıtı olsun da kim olursa olsun” ölçüsü yakıştı mı CHP’ye?
Bu yürüyüş süresince beni üzen bir başka konu Kılıçdaroğlu’nun kendi ülkesini Avrupa’ya şikayet eden demeçler vermesiydi. Ülkemize daha iyi bir adalet ve hukuk sistemini Avrupalı mı getirecek? Kemal Bey, “Türkiye, Suriye’de DEAŞ’a silah yardımı yapıyor” densizliği gibi, bu yürüyüş esnasında da FETÖ’cülerin kulağına fısıldadığı suflelerle Avrupa’ya Türkiye’ye karşı kullanacağı kozlar verdi. Atatürk’ün kurduğu CHP’yi Kemal beyin getirdiği nokta burası.
Eğer bu yürüyüşün amacı Kılıçdaroğlu’nun iddia ettiği gibi adaletsizliklere dikkat çekmek ise amaç hasıl olmuştur. Hem Hükümet hem de bağımsız yargı kurumları bu çağrı ve eleştirileri inceleyip gerekli notlarını almışlardır. Ancak adaletsizliklere dikkat çekmekten öte başka amaçlar varsa, bu yürüyüş ve miting sadece bir başlangıçtır. Zaten Kemal Bey de öyle söylemişti. Bundan sonrasında ne yapılacağını belki  Kemal bey de bilmiyordur. Onu sadece, kendisini yürüten ve bir gecede CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturtan güç biliyordur. Gerçek resim ortaya çıktı. Artık insanlar neyin, nereden, niçin ve nasıl geldiğini anlamakta zorlanmıyor.
Sevgili okuyucularım. 15 Temmuz gününe kadar izin istiyorum. 15 Temmuz gecesi TGRT Haber ekranlarında buluşmak dileğiyle.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.