Utanç gecesinin iki sembolü!..

A -
A +
Galatasaray adına, "utanç gecesi" olarak tarihe geçen Diyarbakır Belediyespor maçı için yazılacak, söylenecek çok şey var, ama ben bugün "sadece" iki tanesini yazacağım; iki tanesini!..Bilmem ki, "Perşembe gecesi oynadığı futbolla", Urla Gençlik'te oynasa, Urla Gençlik antrenörünün bile 90 dakika tahammül edemeyeceği" Olcan'a Hamza Hoca 94 dakika nasıl tahammül etti?.. 94 dakika takımı "10 kişi oynattığı gibi", Telles'in önündeyken Telles'in önünü, Sabri'nin önündeyken Sabri'nin önünü kapatarak,  hücuma katkılarını sıfıra indiren Olcan "bu takımda 94 dakika oynuyorsa", elbette "tribünde de otursa", Gökhan Zan "Galatasaray'a daha faydalı olacaktır"; zira takımı "Olcan gibi" 10 kişi bırakmayacaktır!.. Bilmem ki, spor medyamızdaki özellikle "Galatasaraylı yorumcuların şişirme yarışına çıkmaları" yüzünden "kendini Messi zannetmeye başlayan" Emre Çolak'a "bomboşken bile bir o yana, bir bu yana dönüp kendine de çalım atma, önünde bomboş 2-3 adam gol pası beklerken şut atma" konusundaki "sınır tanımaz sorumsuzluğu için" Hamza Hoca zamanında da mı izin çıkacaktır?.. Bakınız, "şu anda ne halde olduğunu bilmiyorum"; ama "ne hâlde olursa olsun"  bir Engin Baytar, "3 Emre Çolak eder" futbolculuk bakımından!.."Melo'ya tahammül edip", Engin Baytar'ın üzerine çizgi atan "bir "yönetim zihniyeti", hem sahada, hem kasada Galatasaray'ı iflas ettirmiştir, Şimdi de "aynı" zihniyet, "3-4 hafta için (Zira, Chedjou Afrika Kupası'ndan gelecek, Semih ve Koray'ın sakatlıkları bitecektir), Gökhan Zan gibi bir "tecrübeli" bir futbolcu, "gerçek" bir Galatasaraylı varken, dahası "ödenmeyen" paralar yüzünden "Galatasaray Basketbol Takımı (Acaba sadece onlar mı?) perişan halde iken, "kimler için kaçar milyon avroyu gözden çıkarmıştır", her gün gazetelerde okuyoruz!..Buraya yazıyorum; ocak transferinde "onca milyon avro ödenerek alınacak" futbolcu için, gelecek sezon "bedava verilmeye çalışılarak", kulüp aranacaktır; göreceğiz!..Dikkat!..
"Prandelli devre arası futbolcular için uzun bir ara izni vermiş, herkes programını ona göre yapmış, ben müdahale etmek istemedim ve izin süresini kısaltmadım" diyen Hamza Hoca'ya bir çift sözüm var: "İtalyan kafası", aslında "o uzun izni, futbolcular için değil, kendisi için planlamıştı" ve "futbolcuları bahane etti"; sevgili hocam, sen "futbolcularına bu durumu dobra dobra izah edip", gerekeni yapsaydın, belki de "ne Alanya sahasındaki maça 'idmansız-hazırlıksız yakalanan' 3 sakatın olacaktı", ne de "Diyarbakır Belediyespor önündeki facian"; sen futbolcularına "nezaket ve insanlık gösterdin"; onların sana gösterdiği ne oldu; "yüzkarası" bir futbol ve mağlubiyet!.. Eğer, sahada "bir de hakem olsaydı"; Rizespor maçı için "kırmızı kartlık" en az 2 firen daha olacaktı; dikkat!.. Bunca uğraş, bunca emekle ve de kariyerini riske ederek, "yerden göğe küp dizmeye başlamıştın", en alttakini çekiverdiler; dua etmelisin ki, daha ilk yarının son maçındasın, önünde koca bir ikinci yarı var!..Anadolu'dan bir mesaj!..
"Pırıl pırıl renkli bir takım resmi ile beraber geldi", mail kutuma aşağıdaki mesaj, altında "basın sözcüsü Osman Gönlüm" imzası var; "aynen" alıyorum sütunuma, ne yazık ki, "Yerim dar" diyerek, resmi koyamadan:"Hocam iyi günler, bu memlekette 4 takımdan başka takım yok mu hocam? Bugün 4 bin nüfuslu bir kasabanın 3. Lig Birinci Grup'ta oynayan Türk futboluna yetenekli gençleri kazandıran, 3. Lig'in en az bütçesine sahip olan, tesisleri dahi olmayan ama zaferden zafere  koşan azcık elinden tutulsa inanılmazları başaracak olan, tüm deplasman maçlarına parası olmadığı için otobüsle giden, yolda WC ihtiyacını bile para gitmesin diye parasız cami WC'sinde gideren Kızılcabölükspor'u üniversiteler bile tez konusu yaptığı halde, siz değerli hocalarımız neden farkında değilsiniz? Biz kasaba halkı ve yönetim olarak bu yola baş koyduk, hedefimiz 2. Lig, basında biraz da bizden bahsedin hocam."Erceg!..
Oturmuşlar ekran başına, "onca kaçırdıklarına bakmayıp", bir-iki üçlük atınca başlıyorlar, övmek için yarışa; "Erceg böyle, Erceg öyle, Erceg şöyle!..""Kendinden bir-iki karış kısa adamları" bile savunurken "sayı makinesi yapan" ve de savunma ribauntları başta, pota diplerinde "o boy ve cüssesinden yararlanamayan" bir 2.10'luk oyuncu için, "bu gerçekleri görmezden gelip, övgü yarışına çıkmak" bilmem ki ne anlama geliyor; insan "sadece attıklarına değil, atamadıklarına ve yedirdiklerine de bir bakar"; sonra "ortada övülecek bir istatistik varsa" över!..Bilmiyorum; bunca zamandır Galatasaray'a "Galatasaray'a yakışır bir 5 numara pivot almayan" ama "bazı adamları çanta gibi her gittiği takıma taşıyan" Ergin Ataman'ın ve de ekran övgücülerinin "Erceg aşkı" nereden kaynaklanıyor?..Bu sorunun cevabını bir bilen varsa, ne olur yazsın, söylesin de, biz de öğrenelim!..Erkan Zengin!.. 
Erkan Zengin'in transfer olayı, tiyatro sahneleri için "dram, komedi, trajedi" gibi ne kadar "sahne türü varsa", işte o kadar çeşitli esere konu olur; yaz yaz  gül, yaz yaz ağla!..Dahası, koca koca kulüplerin, anlı şanlı futbolcuların, "menajerlerin elinde ve dilinde" ne durumlara düştüklerinin de unutulmayacak örneğidir, bu transfer!.."Neler söyledi" ya da "onun adına neler söylendi"; dahası da var; "onun ağzından" spor medyamız neler uydurdu, günlerce okuduk, dinledik; sonuç Fenerbahçe için de, "Erkan Zengin'i Fenerbahçe'ye getirmek için" takla üstüne takla atan Fenerbahçe medyası için de fena hâlde mahcubiyet oldu; elbette Erkan Zengin de, kolay kolay iyileşmeyecek bir yara aldı!..Kim ne derse desin, Trabzonspor taraftarları, Erkan Zengin'i ve transfer hikâyesini" öyle hemencecik hazmedemeyeceklerdir!..Hele işin başında "iyi oynamazsa", oynayamazsa, yandı gitti ve de bitti keten helva!..Bu işten "şimdilik" tek kârlı çıkanın Eskişehirspor Kulübü ve başkanı olduğu görülüyor; ne demiş atalarımız; "At binenin, kılıç kuşananın"; tebrikler!..Galatasaray'a iyilik etti!.. 
Diyarbakır Belediyespor maçında, hem "gol", hem de "gol verilmezse"  bu defa "kırmızı kart ve penaltı" olan pozisyonda, hakem "devam" dedi; yardımcı hakem de atladı!..Gol verilse, daha kötüsü "kırmızı kart-penaltı" verilse, muhtemelen Galatasaray maçı kazanacak ve "sarı-kırmızılı takımın devre arasını nasıl geçirdiğini ortaya koyan acı gerçekler", halının altına süpürülecekti!.. Galatasaraylılar dua etsinler hakem Volkan Bayarslan'a, "devam" diyerek, "kafaların duvara çarpmasını" sağladı; tabii, akıllar başa gelirse!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.