Batakçılar!..

A -
A +
Statlar devletin; "üç otuz paraya kulüplere kiralanıyor!.." O da yetmiyor, "İzni, ruhsatı olmadan" o statlarda "her türlü değişiklik" yapılıyor, sonra övünülüyor; "Bu stadı biz yaptık, devletten de tek kuruş almadık!.."
Ama bakıyorsunuz, bir başka yerde "devletin, belediyelerin", çoğu bedel ödemeden, kalanı da "sembolik rakamlar" ile "edinilen" kamu arazilerinde, "izinsiz, ruhsatsız, SİT kurulları kararlarına aykırı" tesisler yapılıyor; "onlar sayılmaz!.."
Yetmiyor; "kafilelerle Ankaralara gidilip" Başbakanların, Bakanların kapılarında "Aman vergi ve sigorta borçlarımızı affedin, cezalarını kaldırın, yeniden yapılandırın" yalvarışlarıyla "sonuç alınıyor"; oh ne âlâ!.. 
Yetmiyor; ligin "sponsoru" devlet, "naklen yayın katkıcısı" devlet, "kamu yararına dernek olma hakkı" veren" ve "bu hak ile bir yığın maddi manevi avantaj sağlatan" devlet!..
Yetmiyor; "İsim hakkı, cisim hakkı, ödül, yardım, destek" diyerek, yerli yersiz, zamanlı zamansız kulüpleri "bol sıfırlı rakamlar" ile destekleyen de devlet!..
Buna karşılık, "har vurup harman savuran", kulüplerinin paralarını, "genel kurullardaki uyduruk ibralar" ile "hiçbir ciddi denetime tabi tutulmadan, hesap vermeden" harcayan, "futbolcu, basketbolcu komisyoncularıyla el ele vererek", hatta zaman zaman "Güney Amerika'nın, Avrupa'nın adı sanı duyulmamış" kulüplerinin üzerinden yapılan alışverişlerle "3 kuruşa alınacakları, 300 kuruşa alan", kulüplerini "gırtlağa kadar borca batıran" bir sistemin uygulayıcılarına göz yuman, "sırtlarını sıvazlayan" da devlet!..
Ne yazık ki, "bu tablo ortada iken" hâlâ ve tam bir pişkinlik içinde, "devleti, devletin spor teşkilatını, federasyonlarını tehdit eden", ikide bir ortaya çıkıp, "Bizim yaptığımız hesaplara göre şu kadar kaybımız var, ya o paraları verin ya da Havuzu dağıtacağız, mahkemelere gideceğiz" diye bar bar bağıranlar var ve "hak ettikleri cevabı" alamadıkları için, "meydanı boş bulup" esmeye, gürlemeyi de ekliyorlar!..
"Milyon avrolar ödedikleri" futbolcuların, basketbolcuların bir yığınından "en ufak bir katkı alamayan", dahası, "Ne olur, şu kadar parayı alıp gidin" diye yalvar yakar olarak göndermeye çalışanlar ve "UEFA, FIFA odalarında "rekor sayıda, ihtilaflı dosyası olan", bu yüzden "büyük cezalar yiyenler" de onlar!..
"Milyon avrolar ödedikleri" içlerinde dünyanın, Avrupa'nın en ünlüleri de olan teknik direktörleri, koçları, "canları istemeyince" kapının önüne koyup, "kulüp kasasından milyonlarca avro tazminatların, kalan sözleşme süresi bedellerinin ödenmesine sebep olan", her yıl "deri değiştirir gibi", hoca ve kadro değiştiren onlar!..
Sevgili Atilla Türker, "eskinin pehlivan tefrikaları gibi", aylardır "kulüplerin kasalarından , el ele vermiş bazı futbolcu komisyoncuları ve bazı yöneticilerin iş birliği ve iş bilirliği ile nasıl milyonlarca avroların" hem de "isimler, örnekler vererek"  anlatmasına rağmen, kimselerin kılının kıpırdamadığı bir sistem de, "onların eseri" ve onların yönetiminde!..
Şimdi diyoruz ki; UEFA, "Mali fair play" diye ortaya çıkmasa, "Sizi kupalarıma almam" demese, "kimse umursamayacak ve ilgilenmeyecek" ve "her türlü şaibeye açık bu sistem sürüp gidecekti"; öyle değil mi?..
Ama son bir yıldır ciddi ciddi ve devamlı söylenen "onca lâfa rağmen", ben diyorum ki; "Hâlâ kimin umurunda", siz bakmayın "Asarız, keseriz" açıklamalarına, sporcuların, futbolcuların, basketbolcuların "Paramızı alamadık" diye "antrenman boykotu yaptığı" kulüpler Mars, Jüpiter, Uranus liglerinde mi oynuyor, yoksa Patagonya, Uganda, Papua Yeni Gine liglerinde mi; dönüp bakan var mı, "varsa", ne yapılıyor?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.