"Formsuz Gökhan ve Canerli, yedeklerden gelen stoperlerimiz ve kalecilerimiz ile" defansımız, ne kadar "büyük yıldızlarından mahrum olursa olsun" Hollanda hücumcuları önünde ne yapar; işte "milli maçımız için" bütün mesele burada!.. Orta sahamız, forvetimiz "yeterli" ama ille de defansımız?.. Bu tablo "galibiyeti de, beraberliği de zor hâle getiriyor"; geriye kala kala Fatih Terim'in "şapkadan inanılmazı çıkarması" kalıyor; inşallah!..
"Bir ok gibi yüreğime saplandığı için", aşağıda yazılmış olan satırları hayatım boyunca hatırlayacağım; zira " benim gibi yazıp eleştirenler için" yazılmıştı bu satırlar; üstelik "benim can kuzenim" Gürcan Bilgiç tarafından:"Türkiye'yi temsil eden bir oyuncuyu, Fenerbahçe'de oynadığı, simgeleştiği için küfre boğdular. Ne tribün, ne de aile ahlakı olmayan, ibaresiz varlıkların sabotajını Volkan kaldıramadı. 'Fenerbahçe'de oynarken daha ağırları yapıldı ama gitmedi' diyenler (Yani, benim gibiler) de bu ahlaksız görüşün parçasıdır. Birisinde tribünlerin rakibi var, diğerinde ise oraya gelen insanların başarısından mutlu olmaları gereken oyuncu olarak sahada Volkan. Bunu bile anlayamayacak vicdan körleri bunlar. (Yani, benim gibi Volkan'ı eleştirenler!!!)"Çocukcağız" diyerek, "Milli maçı, başlamasına dakikalar kala terk eden" Volkan'ı kollayan Rıdvan Dilmen'in bile "eleştirdiği" bu "yapılmaması gereken" hatayı, "haklı göstermeye çalışırken", sevgili Gürcan'ın "eleştirenlere ve görüşlerine saygı duymasa" da, böylesine "ahlaksız görüş / vicdan körleri" ifadeleri ile vardığı "vicdanları sızlatan" hedefin benzerini, bu defa da "Emre olayında yaşıyoruz!.."İnsanın "kulüp aidiyetinin" de ötesine geçerek, "kişi aidiyeti" çizgisinde "kendi görüşleri, inançları, doğruları çerçevesinde eleştiriler yapanlar için" böylesine insafsız ifadeler kullanılması, bilmem ki neye yarıyor?..Sorum açık; üstelik "olay çıkarmada, çirkin olayların kahramanı olmada" yıllardır "gazete ve TV ekranlarına boy boy akseden şekilde" fişlenmiş, bu iki futbolcuyu eleştiren, hem de "haklı olarak eleştiren" yazar / çizer / yorumcular için, "böylesine ifadelere imza koymanın sebebi" ne ola ki?..Ne oldu, Volkan'ın "Bana koro halinde küfrettiler, dayanamadım" sözü koskoca bir "yalan" çıktı; savcılık incelemeleri, bilirkişi incelemeleri ve raporu, mahkeme kararı, koca tribünden "sadece bir kişinin, o da yazılarda 'ima edildiğinin aksine' Galatasaraylı olmayan bir kişinin küfrettiği" ortaya çıktı, o kişi de hak ettiği cezayı mahkemeden aldı!..Peki, "durumun böyle olduğu mahkeme kararı ile ortaya çıkınca", sevgili kuzenim Gürcan Bilgiç, "birkaç satırla bile olsa", neden "ahlaksız görüşün parçası, vicdan körü yaptığı" insanlardan, bizlerden "özür dilemedi?.."Neden, "Ne tribün, ne de aile ahlakı olmayan, ibaresiz varlıklar" diye nitelendirdiği "o küfür eden tek kişinin oturduğu tribündeki yüzlerce seyirciden" özür dilemedi?.."Bu" örneğini verirken, dün de, bugün de "benzer ifadeler" ile, görüşlerini yazan, açıklayan yazar / çizer / yorumcu meslektaşlarına "hakaret eden, edebilen" arkadaşlarımızın hepsine hitap ediyorum; "bu üslubun, bu tercihin, sizlere, savunduğunuz kuruluş ve kişilere ne yararı var?.."Mesela, "Hatalı görüşün parçası" / "Yanlış görüşün parçası" / "İnsafsız görüşün parçası" / hatta, "İzansız görüşün parçası" gibi ifadeler mümkünken, "Ahlaksız görüşün parçası" ne demek; "Vicdanınız sızlamadı mı" gibi bir ifade varken, "Vicdan körü" ne demek?.. "Bizler böyle yaparsak", tribündeki taraftarın "yaptıklarını, söylediklerini eleştirme hakkımız" yara almayacak mı?..Hadi, "TV ekranlarındaki iğrenç reyting yarışı yüzünden, üslupların iyice çığırından çıkarıldığı" ortada, ama "gazete sayfalarında" öyle mi olmalı?..Bugün artık "duayen" sıfatını kazanmış kardeşlerim, gençlere "böyle" mi örnek olmalı?.."
Yarsuvat!..Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat'ın, Fenerbahçe Genel Sekreteri Mahmut Uslu'nun Kasımpaşa-Galatasaray maçı ile ilgili olarak yaptığı "Şaibe var" nitelemesi için "bir diyeceğinin olup olmadığı" sorulduğunda verdiği cevap, "sadece" şu olmuş; "Benim amacım Fenerbahçe ile ilişkileri düzeltmek. Bizim bu açıklamayla ilgili hukuksal bir başvurumuz olmayacak."Yani; "Sol yanağına vururlarsa, sağ yanağını dön!.."Görülüyor ki, Yarsuvat'ın "Aziz Yıldırım muhabbeti, Uslu'ya kadar indi", bakalım daha nerelere varacak? "Kavga edin" demiyorum, ama "Koca Galatasaray camiasına şaibe bulaştırmaya kalkışan" böylesine izansız, belgesiz, delilsiz, şahitsiz bir iddiayı, "Fenerbahçe ile ilişkileri düzeltmek" yaldızının arkasına saklanarak, yiyip yutmak ve anlama geliyor? Ve merak ediyorum, "Gerçek sebebi ne?.."