Teşekkür ve uyarı!

A -
A +
Milli Takım harika bir oyun disipliniyle oynayarak Hollanda'ya sahayı dar etti. Bunun için teşekkür... Ama aynaya bakacağına suçlu arayan Emre'yi kollamak bir hatadır...
Hollanda milli maçının oynandığı cumartesi günkü yazımda "Milli Takımımızın defans zafiyetine dikkati çekerek", demiştim ki; "Orta sahamız, forvetimiz 'yeterli' ama ille de defansımız? Bu tablo 'galibiyeti de, beraberliği de zor hâle getiriyor'; geriye kala kala Fatih Terim'in 'şapkadan inanılmazı çıkarması' kalıyor; inşallah!.."
Ve, Fatih Hoca, gerçekten cumartesi gecesi "şapkadan inanılmazı çıkardı", dahası, "şanssız yediğimiz bir golle galibiyeti kaçırdık!.."
"Neydi", şapkadan çıkan "inanılmaz"; neredeyse 60 yıldır sporun ve futbolun içindeyim; "milli ve kulüp takımları bazında", böylesine "mükemmel oynatılan ve oynayan" bir "toplu defans Türk Takımı" seyretmedim, hem de "hücumcu" Terim gibi bir hoca tarafından!.. 
Tablo ortadaydı; "en ileride santrforumuz Burak, en geride kalecimiz Volkan hariç", içinde "küçük baklava dilimleri olan" büyük baklava dilimli, "birbirine yaylarla bağlı" ve adeta elektronik beyin tarafından yöneltilen bir "kurgu" robot, "Evren'in savunucusu" çizgi film kahramanı "Voltran" gibi!..
Öne, arkaya, sağa, sola "beraberce" hareket ederek koca bir maç boyu rakibe bir metrelik bir gedik bile bırakmayan ve de "ikinci bölgede basıp, nefes aldırmayan" bir etten duvar!..
"Onların gol atmasından daha büyük bir ihtimali, yani ikinci golümüzü gösteren" işaretlerle dolu geçen bir 85 dakikadan sonra, art arda gelen sakatlıklar ve "Kazım Kazım" hatası ile maçın havasının değişmesi ve "her türlü riski göze alarak cümbür cemaat kalemize gelme imkanı elde eden" Portakalların, Sneijder-Huntelaar karışımı "kaos ve şans golü ile" beraberliği yakalaması, İstanbul'a taşıyacağımız 3 puanın ikisini "orada" bıraktı. "3'ünü de getirebilseydik", şimdi final yoluna "yüzde 50'nin üzerine bir şansla" çıkmış olacaktık!..
Gene de "şansımız sürüyor" ve  bizler hocamızla futbolcularımıza "teşekkür ederiz!.."
HHH
Hollanda maçı, "yurt içindeki bir büyük defomuzu, yurt dışına da ihraç ettiğimizi" ortaya koydu; "Olayların adamı" Emre Belözoğlu, tribünlerdeki "büyük tepkiden dolayı", değil, maç kadrosuna alınmak, "ısınmak için" bile sahaya çıkamadı!.. 
"Bu tablo", sevgili Fatih Hocamıza da, Emre'ye de "ders" olmalı!.. 
Milli maçtaki bu acı tabloya rağmen, Emre hâlâ, aynaya bakıp "Neden başkalarına değil de sadece bana" sorusuna cevap aramıyor; "kendinden ve hocasından başka herkesi suçluyor" ve "hocası" Fatih Terim de, "Türk Milleti'nin olan" Milli Takımı, "tümüyle kendisinin zannederek", durmadan aynı hatalı ve yanlış mesajı vermeye devam ediyor; "Bu takım benim, istediğimi yaparım!.."
Hayır, "bu takım sadece senin değil" hocam ve "her istediğini yapamazsın"; genel ahlakın ve adabın, spor ve futbol etiğinin "kırmızı çizgileri vardır"; bu çizgilere "Sen de uyacaksın, takımındaki sporcular" da!..
Milli forma, üstüne üstlük "milli takım kaptanlık pazıbendi", öyle "ucuz değildir" ve "ona layık olma hassasiyetini gösterenlere" verilir!..
Hele hele, "bu hassasiyete, hassasiyetle sahip çıkan" gazetecilere, yazar - çizerlere, yorumculara, ucuz bir demagoji oyunu ile "kulüpçüler" yaftası takmaya kalkışarak, "yapılan hatanın ve yanlışın üzerini örtmeye çalışmak", senin gibi "Türkiye Futbol Direktörü" unvanını da taşıyan bir hocaya hiç yakışmıyor!..
"Kamuoyunu, ortak aklı, genel ahlak ve adap kurallarını, dahası spor etiğini arkasına almayan" hiçbir karar ve uygulama "tepkisiz kalmaz" ve bilesin ki sevgili hocam, hatada, yanlışta, "Biz değişmeyiz" inadı ile ısrar edilirse, "bu haklı tepki", sadece Emre'yi değil, "bu tepkiye kulak asmayanları" da beraberinde götürür, bizden hatırlatması!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.