Utanın!..

A -
A +
Geçen hafta önünden geçtiğim bir "Galatasaraystore Mağazası'na uğrayayım" ve de "4 yıldız için neler yapılmış, göreyim" dedim.Karşılaştığım tablo, "birkaç kelime" ile "Galatasaray Spor Kulübü adına" utanç verici idi.
Bir, hâlâ "4 yıldızlı ve çifte kupalı sezon için, sadece fanatik ve de genç taraftarların giyebileceği ucuz, 'korsan kaldırım satıcılarının malları' kalitesinde 3 çeşit tişört vardı"; o kadar!..
İkincisi, "o tişörtlerden birisi" tüyler ürperticiydi!..
Tişörtün göğsünde "büyük harflerle" şunlar yazılı idi:
RÜTBENİ
KENDİNİ
HADDİNİ
BİLECEKSİN!

"RÜTBENİ, lacivert / KENDİNİ, siyah / HADDİNİ, bordo" renkleri ile yazılmıştı ve elbette "Fenerbahçe'yi, Beşiktaş'ı ve Trabzonspor'u işaret ediyordu!.."
Hadi, "4 yıldız ilk olarak takıldığı için", formada kullanılan "Rütbeni" nitelendirmesini "gülümsetecek ve de rekabet çerçevesi içinde bir slogan" olarak kabul edelim ki, zaten öyledir, ama diğerleri?..
Ey "böyle" bir tişörtü mağazalarında satışa çıkaran Galatasaray Yöneticileri, sizlere bir "spor insanı" olarak soruyorum; "KENDİNİ" ve de hele hele "HADDİNİ bileceksin" ifadeleri, tam da sizler adına "kendini ve haddini bilmezliğin işareti" değilse nedir?
Şimdi Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu genç ve fanatik taraftarlar, "bu tişörtü giyen" bir Galatasaraylı genci yolda çevirip, "ona kendini ve haddini bildirirlerse", bunun sorumlusu hukuken de, vicdanen de kim olacaktır?..
Ülkenin en büyük kulüp ve camialarına "kazanılan bir şampiyonluktan ve takılan bir manevi yıldız üzerinden had ve kendini bildirme", Galatasaray yönetiminin işi midir?..
Şampiyonluk kutlamaları gecesinden beri, ortalığa saçılan "bu had ve kendini bilmelisin" sloganını, "resmi mağazalarında tişört olarak satan" Galatasaray yönetimini kınıyorum; spor rekabeti açısından kötü örnektir, hem de çok kötü örnek!..
Belki "sporda rekabetten çok nefreti körükleyen bu sloganı kendinize yakıştırabilirsiniz", ama bilesiniz ki, Galatasaray'a ve Galatasaray camiasına hiç ama hiç yakışmıyor, yakışmayacak!..
Dikkat!..
Ey Işın Çelebi başta olmak üzere, "ekonomiden, maliyeden ve bunlar üzerinde kurulan senaryolardan iyi anlayan" Galatasaray'ın âkil ve uzman üyeleri!..
Sevgili kardeşim "Kilisli" Hıncal Uluç'un kulakları çınlasın; o yörelerin ünlü bir sözü vardır; "Pişir pişir ye müceddere" derler. Müceddere, "Mercimekli bulgur pilavıdır, çok lezzetlidir ve iştahla yenir!.."
İşte, Galatasaray'ın bugünkü yönetimi de, "Pişir pişir ye müceddere" misali, Ünal Aysal yönetimince sofraya konan "içinde büyük borçlanma yetkileri ve kulübün sahip olduğu büyük gayrı menkuller ile ilgili ekonomik / mâli bir projeyi (ki, "Bu projeye Divan Kurulu'nda karşı çıkıldı" diye Aysal ve yönetimi istifa etmişti) yeniden Galatasaray üyelerinin önüne getiriyor.
"O gün Galatasaraylı üyeler, herhalde "fazla soğan konulduğu" için mücedderenin kokusunu sevmemişler ve yememişlerdi", bakalım bu defa "koku" nasıl çıkacak?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.