Kaht-ı Ricâl!..

A -
A +
Onca transfer, onca yıldız, onca harcanan para, işte Avrupa Kupaları'nın daha "eleme turlarında" yüz buruşturan bir futbol ve "bu futbola yakışan" sonuçlar!..      Yok efendim, o rakibin ligleri başlamışmış, yok efendim bu takımımızı hakemler yakmışmış, yok efendim şu takımımız daha hazır değilmiş, miş miş de, miş miş!..Anlı ve de şanlı yazar-çizerlerimiz, "futboldan anlayan" yorumcularımız, "futbol takımlarında, milli takımlarda oynayanlarımız" dahil, "okuduklarımın içinde" bir tanesi bile, "işin aslına dönük" bir analiz yapmıyor!..İşin aslı nedir, çok okuyucum anlamayacak ama ben gene de yazayım, zira "ne olduğunu" da anlatacağım; işin aslı "Kaht-ı ricâldir!.."Nedir "kaht-ı ricâl"; Osmanlı'nın son dönemlerinde "siyasi literatürümüze giren" bir sözdür, kaht-ı rical; "Adam kıtlığı" demektir!..Daha da açığı; "Adam gibi adam, işi bilen adam" kıtlığını anlatır, bu deyim; "Osmanlı'nın yıkılışının da ana sebebi" olarak gösterilir!..Sporumuzda da, "durum aynen böyledir"; evet, ülkemizde uzun zamandır "spor adamı kıtlığı vardır" ve de "var" olanlar, "sporumuzun sorunlarını temelden çözecek, sistem geliştirecek ve yerleştirecek" kadar "yeter sayıda" değildir!..Tutuyor bir genel menajer, "Takımın kaptanını kadro harici bıraktım" deyiveriyor; diyebilir mi?..Bu takımın yönetimi yok mu, bu takımın hocası yok mu?.."Takım kaptanı", evet altını çiziyorum, "takımın bunca yıllık kaptanı", yönetime sorulmadan, hocaya sorulmadan "kadro dışı bırakılabilir" mi, hem de Avrupa Kupaları'ndan son derece kritik maçlar oynanırken?.."Sonra olan gelişmeler" ise tam bir komedi-dram karışığı; bu tablo içinde "başarı" nasıl gelir?.."O" büyükte, "durum böyle" de, diğer büyüklerde çok mu farklı?..Galatasaray gibi, "Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan gruplarda başlayacak olan" çifte kupalı takımın başından "Cüneyt Tanman gibi" bir Galatasaraylı "futbol adamı" alınıyor, yerine "futbolla, Galatasaraylılıkla ne kadar ilgisi olduğu bilinmeyen" bir kişi "sorumlu olarak" Avrupa kampına gönderiliyor; kim bu kişi; kulübün başkanının kardeşi!..Olacak şey mi; "150 yıllık" Avrupa'ya dönük" bir eğitim kurumundan doğmuş bir "büyük" spor kulübü, "daha düne kadar kimselerin tanımadığı" bir başkana "babasından kalan" bir çiftlik mi?.."Böyle bir sistem olur mu?..Bunları konuşmadan, yazmadan, oturup, sayfalar ve ekranlar dolduran "Vay Shakhtar'ı neden yenemedik, Nice'den neden 4 yedik, AZ Alkmaar'a neden yenildik, adını sanını bile çok zor öğrendiğimiz bir takıma Trabzonspor nedenmağlup oldu" yorumlarını yapıyor, analizler döşeniyoruz; sadece bugün değil, yıllardan beri!..Asıl soru şu; neden, "FIFA / UEFA sıralamalarında kuyunun dibine yaklaştık, neden 4'üncü yıldız mücadelesi yapılan bir ligimiz varken, 4'üncü torbalara düştük?..Sebebi çok basit; sporumuzda "spor adamı kıtlığı var"; kulüplerimizden, federasyonlarımıza, spor teşkilatımızdan, spor basınımıza kadar!..Yani sebep, işte yazımın başında yazılı; "kaht-ı ricâl!.."Parayı bastırıp getirdiğimiz yıldızlardan önce, "sporumuzu adam edecek adamlara ihtiyacımız var"; hâlâ anlayamadık mı?..Haberler doğru ise!.. 
Ankara'dan gelen bir haber, eğer "doğru" ise, "Türkiye Spor Yazarları Derneği'ni,  Spor Yazarları Derneği olmaktan çıkarıp Havuz Yazarları Derneği hâline getirdiler" diye diye, manşetler ata ata, yazılar yaza yaza, "Derneğin yönetimine gelenler", aaaa, o da ne; kendi tabirleriyle Derneği "Havuz Yazarları Derneği" olarak devam ettirmeye karar vermemişler" mi?..TSYD için değil, "onlar" için diyorum ki;  "Haber inşallah doğru değildir, zira fevkalade mahcup duruma düşecekler!.."Zira, TSYD'nin yeni başkanı, yanına Ankara Şubesi Yönetimi'nden de 4 arkadaşı (Neden acaba sadece Anadolu Ajansı ve TRT'de çalışan arkadaşlar?) alarak, "Spor Bakanı'na gitmiş" ve de "Kendisinden önceki yönetime havuzun onarımı için söz verilen 2 milyon liralıyı  rica etmiş!.." Hani, "Dernek Havuz Yazarları Derneği olmaktan çıkarılacaktı?.."Hani, "Bakanlıktan, spor teşkilatından, Spor Toto'dan  para dilenilmeyecekti?..Hani, "Havuzun depreme dayanıklı bir hâle getirilmesine ihtiyaç yoktu" ve de "küçük bir bakım ve onarım" ile (ki, yapıldı) sorun giderilecekti?..Aslında "TSYD, bir spor kulübüdür" de, aynı zamanda; yıllardan beri binlerce sporcu, yüzücü yetiştirmiştir!..O havuzda her sezon yüzlerce ve yüzlerce yüzücü spor yazar, yarış yapar, antrenman yapar, yüzme okullarının yüzlerce çocuğu için okuldur, o havuz!..Onun için, "Anayasa'da da yazılı olduğu şekli" ile, Devlet," bu amatör kulübe elinden gelen yardımı yapacaktır";  bu, "devletin görevidir!.."Onun için Spor Başkanlığı'ndan, spor teşkilatından istenen ve "yüzlerce sporcuyu ölüm riskinden kurtaracak olan havuz onarım parası" bu Derneğe ve Kulübe "anasının ak sütü gibi helaldir!.."Çok açıktır ki, ortada "TSYD vardır", Havuz Yazarları Derneği yoktur!.."Ama, derneğe "bu kara damgayı manşetlerden" vurdular ve vura vura dernekte iktidar oldular; "Dilendiler" bile dediler, yeni başkanın kaleminden!..Dahası da var; "Biz dilenmeyeceğiz" diyen Başkan'adır, doğrudan sorum; "Ramazan'da üyelere verilen iftar yemeği için, Şişli Belediyesi'nden ve İstanbulspor AŞ'den destek alındığı, Beşiktaş Belediyesi'ne çikolata kutusu yaptırıp, üyelerine bayramlık diye dağıtıldığı" iddiaları doğru mu?.. Bu haberler doğru değilse, "bu yazdıklarım için" başta yönetim olmak üzere herkesten "Haber kaynaklarım beni yanıltmış" diyerek özür dilerim!.."Ninni" yeter, Hamza Hoca!..
Lig 14 Ağustos'ta başlıyor, ardından Şampiyonlar Ligi maçları devrede; Hamza Hoca hâlâ "Transfer için önümüzde bir ay var" ninnileri söylüyor; o "Nice'ten 4 yiyen delik deşik defansı ve Melo'nun durumu ortada iken!.."Bu yıl, Fenerbahçe de, Beşiktaş da, Trabzonspor da, "kupaları Galatasaray'a elleriyle teslim etmeyecekler"; yani, işin "en başından itibaren" ciddi ve sıkı tutulması gerek!..Daha, Sneijder'in meselesi bile halledilemedi, Melo olayı yüzlere gözlere bulaştırıldı ve "şımarık" Brezilyalı, "bir gün öyle, bir gün böyle" konuşarak,  hâlâ ve adeta "Galatasaray'la alay ediyor!.."Böyle bir tabloda dahi, "ilkelerini masanın üzerine koyamayan" bir hoca ile, Galatasaray Futbol Takımı, nereye kadar gidebilir?..Marka!..
Galatasaray'da neden "iş yapanlar ve yapacak olanlar" gidiyor da, "işi yüzlerine gözlerine bulaştıranlar" kalıyor, anlamak mümkün değil!..Basketbol Şubesi'nde son bir ay içinde olanlar bile, "işi bilen bir muhabirin yazacağı haberler" ile, en büyük gazetelerin iki-üç günlük manşeti olur!..Bir haberi okuyunca, gözlerime inanamadım, "3 milyona sponsorluk veriliyor"; ey Galatasaray Yönetimi, ey Galatasaray Başkanı, "Galatasaray markası" bu kadar küçültülür mü?..Çıkar, "Aziz Yıldırım gibi" dersin ki, "Galatasaray markasını küçültmem, bu kadar küçük paralara sponsorluk vermem, şubeyi Galatasaray'ı mali durumu düzelene kadar, alt kümelerde, alt yapıda yaşatacağım"; anlarım!..Ama "3 milyona sponsorluk"; vah ki, ne vah; neden talip odunuz ve geldiniz, Galatasaray'ın başına?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.