Galatasaray’ın 28’i!..

Dersim maçı sonrası aldım elime kadroyu, ‘kim oynamalı, kim kenarda olmalı’ üzerine fikir cimnastiği yaptım…
Galatasaray’ın Dersimspor’u 5-1 yenip gruplara kaldığı Türkiye Kupası maçını seyrettikten sonra, sarı-kırmızılı kulübün resmi WEB Sitesi’ndeki “Futbol kadrosunu” önüme alıp, bu karşılaşmada gördüklerimin ışığında “Ne olabilir, ne olmalı” sorusuna cevap aradım. İşte bulduklarım.
Süper Lig maçlarında “sakatlık ve ceza almazsa”, ilk on birin “değişmezleri” olmaları gerekenler; Muslera, Bruma, Eren Derdiyok, Hakan Balta, Serdar Aziz, Tolga Ciğerci, Yasin, Podolski.
Bruma, “vazgeçilemez”, peki, neden Yasin, neden Podolski?..
Eğer Eren gibi “vazgeçilemez” bir santrforun varsa, iki kanadın da işleyecek; onun için Yasin. Podolski “takımda olacak” ama “kanat adamı olarak değil”; zira Podolski, “kritik skorlarla devam eden” maçlarda dökülse de, oynamalı; “tek vuruşla gol atan” hem de “her zaman atabilecek olan” bir golcü, kenarda olmaz ve kenara alınamaz. Galatasaray bu gerçeği “Tanju Çolak” ile yıllarca yaşadı!..
Peki, “kanatta oynamayacaksa, Podolski nerede oynar”; o sorunun cevabını ben vermeyeyim, “o iş” hocanın görevi; formülü o bulacak!..
Eee, bir de Sigthorsson geliyor; o ne olacak; onu “Galatasaray forması altında 3-5 maç seyredelim” bakalım; ancak “o zaman” bir şeyler söyleyebiliriz; onu da Eren ve Podolski ile beraber Riekerink düşünsün!..
Sakat ve cezalı değillerse, form durumlarında büyük düşüklük yoksa, Galatasaray ilk 11’inin stoperleri Hakan ve Serdar Aziz’dir; sonra sıraya Semih ve Koray girer, hatta Salih Dursun da; Chedjou gider!..
Bu takımın sağ beki “dün de” Sabri idi, bugün de sezon başından beri görülüyor ki “gene” Sabri’dir; Cavanda ve Linnes sonra düşünülür!..
Dersimspor maçı gösterdi ki, Linnes bu sezon “arzu ve hırsla” forma istiyor, hem de Carole’den bile formayı alabilecek bir görüntü verdi, sol bekte!..
Cenk, Muslera’nın arkasında sağlam ve iyi bir bekçi; her zaman hazır, Galatasaray kaleci bakımından şanslı, bir de “genç” Eray var!..
Kupanın “kazanılacak” maçlarında ve “skora göre kazanılmış” karşılaşmalarının sonlarında forma alacak gençler de var 28 kişilik kadroda; Birhan, Gökay, Berk gibi; yarının yıldızları olabilirler; Riekerink gibi bir “altyapı hocası” onların şansı!..
Sinan, sezon başından beri “futbol oynayamıyor” ve takımına faydalı olamıyor; neden?..
Bu sorunun cevabını, Riekerink bulmalı ve gereğini yapmalı; bulamıyorsa, Sinan ocak transferinde “devamlı oynayacağı” bir takıma kiralanmalı; yoksa “çok örneği var”; tam olmadan, sıradan bir futbolcu olarak kalacak; Salih Dursun da öyle!..
Şimdi geliyoruz; dananın kuyruğunun kopacağı bölgeye; Selçuk / Sneijder / Tolga / Hamit / Josue / De Jong!..
Tolga şimdilik “vazgeçilemez” konumda, Selçuk “o konumunu gruplaşma yüzünden kaybetti”; kendine güvenini ve moralini de. “Yan ve geri paslarla, kendini de, Galatasaray’ın futbolunu da uyutuyor ve saha içi liderlik görevini de yapamıyor”; dahası, hemen hemen aynı sebeplerden “uzun bir süredir Sneijder gibi oynayamayan” Sneijder’le beraber “ikisi aynı takımda aynı anda” oynayamaz, verimli olamazlar; olamıyorlar. Trabzonspor maçı “bir defa daha” bu acı gerçeği ortaya koydu. Ayrıca, Sneijder  saha içinde “kanat kaçamağı için” ağırlık koymamalı; oralar “şimdilik” Bruma ve Yasin (Sinan) için tapulu bölgeler!..
Hamit, Josue ve De Jong “dikine oynayan, çabuk oynayan, topu eveleyip gevelemeyen, “top kendine gelmeden ne yapacağına karar vermiş olan” oyuncular; topsuz oyunu iyi bilen ve tecrübeli futbolcular; çok maçta Selçuk’tan da, Sneijder’den de “daha faydalı” olurlar ve olacaklar!..
Hoca, “bu konuda adil olmalı” ve hele hele “maç içinde oyuna müdahale ederken”; hem “geç kalmamalı”, hem de “kimin yerine kimi sahaya göndereceğini” iyi düşünüp, uygulamalı; bu 3 oyuncu da, bir hocanın ve bir takım “en büyük şansları olacak” değerde!..
Yeter ki o hoca, saha kenarında “altyapıdan, üst yapıya çıkabilsin!..”