Emenike neden utansın ki?..

A -
A +

“Benim ağrım var” diyerek yan gelip yatan, “çokça ünlü” sporcu da,     futbolcu da var; ceplerine “milyon avrolar koydukları” hâlde!..

1950’li yıllardı, derme çatma sahaları bıraktım, en büyük statlarımızda bile “çimli bir zemin” yoktu; yılın sıcak günlerinde “toz-toprak”, soğuk ve yağışlı günlerinde “çamur deryası” sahalarımız ve de “zemin tedavisi için” kömür tozlarımız vardı.
Ve futbolcularımız, “böyle” zeminlerde oynar, “onlardan da kötü” zeminlerde antrenman yapardı. Üstelik, sahalarda da “kasap” gibi lakaplar takılan “çok sert” savunma oyuncularımız vardı.
Dahası, ortada da, “bu tabloda” sakatlananlar, orası burası kanayanlar, ağrıyanlar için, “dillere destan bir masör” vardı; Yorgo Tagar. Galatasaraylıydı ama, “bol masaj ve parafin tedavisi ile” her sporcunun yardımına koşardı. Tek yapamadığı “ameliyattı”; menüsküsler için, kırıklar için, bağ yırtılmaları için. “Onlar” doktorluktu ve dahası “büyük kulüplerin tanınmış futbolcuları” bu ameliyatlar için yurtdışına gönderilirdi, ama “dönüşlerinde” gene masör Yorgo’nun sihirli elleri ve parafin tedavisi devreye girer, “rehabilitasyon süreci” onunla tamamlanırdı. O “Tamam, oynar” dediğinde, futbolcu maça çıkardı.
Bütün bunları neden anlattım. Spor sayfalarımızda okuduğum bir Emenike haberi için.
“Çarpıntım var” diyerek idmanlara çıkmayan ama muayene ve tetkiklerde “hiçbir şeyi olmadığı görülen” bu futbolcu, şimdi de, “Ayaklarımda ağrılarım var” diyerek yan çiziyormuş.
Yakın zamanda ve “son örnek” olduğu için “Emenike” dedim, yoksa “dünden bugüne benzerleri çok var ve vardı” sahalarımızda, Sneijder’lerden, Van Persie’lere kadar!..
Tabloya bir bakalım; “Yok” yok hastanelerimiz var, tıpta, teşhiste de, tedavide de, tıp teknolojisinde de baş döndürücü ilerleme var. Röntgense röntgen, MR’sa MR, Tomografiyse tomografi, hem de bilgisayarsızı var, bilgisayarlısı var, var da var!.. Artık “uzman doktorlar” mesaide, “spor hekimleri” mesaide; profesörüyle, doçentiyle.
Eeee, gene de “Benim ağrım var” diyerek yan gelip yatan, “çokça ünlü” sporcu da, futbolcu da var; ceplerine “milyon avrolar koydukları” hâlde!..
Emenike örneği çok; “kış aylarında deplasmana gitmemek için”, yeni yıl gelirken “Noel’i memleketinde geçirmek için” hangi en ünlülerin “neler yaptıklarını”, nasıl birdenbire hastalandıklarını, “ağrılarının arttığını” yıllar yılı yaşayıp geldik.
Aslında Emenike’nin ağrısı yok da, ağrı, “böylelerini hem de denendikleri ve bilindikleri hâlde ülkemize “üstelik ceplerine milyonlar koyup abone eden” kulüplerimizde, yöneticilerimizde, teknik adamlarımızda var. İşte o ağrı “Emenike gibilere” yan gelip yatma ağrıları veriyor; doktorlar da ağrılara selam duruyor; sus pus!..
Bu “sus pusluk” acizliğinin cevabı olan, “yaptıkları bir başka şeyleri” daha var; âdeta intikam için!
Yönetici de, teknik adam da maç öncesi diyor ki, “Yap ağrı kesici iğneyi, çıkar sahaya” ve de “maç sırasında” işaret ediyorlar ki; “Bas ağrı kesici iğneyi döndür sahaya!..”
Doktorların çoğu da, “ettikleri Hipokrat Yemini’ni unutup”, basıyorlar ağrı kesici iğneyi, futbolcuları çıkarıyorlar ya da döndürüyorlar sahaya.
Sonrasında “insan sağlığı” bakımından nelerin olduğunu, nelerin olabileceğini “acı örnekleri ile” bugüne kadar yüzlerce defa yazıp geldik. Ben, artık “yeniden yazmaya utanıyorum”; ama “ağrı kesici iğneleri yapan” hekimler utanmıyorlar; böylece “sus pusluk maçında beraberliği” sağlıyorlar; bravvoo!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.