Şampiyonluğun Turası ve Yazısı!..

A -
A +

"Soruyorum; Beşiktaş, üst üste şampiyonluğu “neden” üçlemesin, dörtlemesin?.."

Ah… Ah… O gün o statta “Beşiktaşlı olmak” vardı ya…  TV’de, Gaziantepspor-Beşiktaş maçını seyrederken, atılan ve “yeni bir yıldızı getiren” gollerin tribünlerdeki sevincini ekranda izlerken, o genciyle, yaşlısıyla, çocuğuyla, kadınıyla, erkeğiyle, tişörtlüsüyle, siyah-beyaz formalısıyla ayağa fırlayan, kucaklaşan seyircinin coşkusunu, mutluluğunu, “tek gönül / tek yürek” olarak yaşamanın nasıl bir şey olduğunu hissetmeye çalışmamanın özetiydi, bu cümle… 
Bir kulübün taraftarı olmak, bir takımı “tutkuyla tutmak”, yıllar boyu “kar-kış, sıcak-soğuk” demeden maçlara gitmek, galibiyetlerin sevincini, mağlubiyetlerin acısını yürekten hissetmek, şampiyonluk yarışının “geceleri uyutmayan” heyecanını yaşamak ve nihayet “böyle bir maçta, böyle gollerle mutluluğa ulaşmak”; hele hele “3’üncü yıldızın tarihinin yazıldığı” sonuca ulaşılırken, o tarihe, o maçta, o statta şahitlik etmek; bir taraftar daha ne isteyebilir ki?..
Hak ettiniz, Beşiktaşlılar… Başta taraftarlar olmak üzere, teknik adamlar olarak, futbolcular olarak, yöneticiler olarak hak ettiniz; şampiyonluk sizin, “yıldız” sizin, mutluluk sizin, sevinç sizin, kutlayın!..
Daha dün gibi “kısa bir süre önce”, zamanın Beşiktaş Başkanı “Türk futbolunu ikili bir yarışa mahkûm etmek istiyorlar, üçüncü büyüğü silmek istiyorlar, federasyonlar, medya bu gidişe destek oluyor. Bunu kabul edemeyiz” anlamına gelen açıklamalarla “siyah-beyaz isyanını” spor kamuoyuna da, Beşiktaş camiasına da açık açık anlatmaya çalışmış, “alarm zillerini çalmış” ve ne yapılması gerektiğini söylemişti!..
Bir o günlere bakınız, bir de bugünlere; Üçüncü Büyük âdeta “küllerinden yeniden doğan” bir Zümrüdüanka Kuşu misali, silkinmiş; “Beşiktaş ‘Bitti’ demeden bitmez” sözünü futbol tarihimize üst üste gelen “iki şampiyonluk” ve takılan “3’üncü yıldız” ile çakmıştı!..
Hâlâ “köhnemiş” zihniyetlerle yönetilen iki “büyük” rakibin durumu ortada. Lig tarihimizin “şampiyon beşlisinden biri” küme düşme tehlikesini iliklerinde hissediyor, bir diğeri, “kolay çıkılamayacak” bir krizin çalkantılarını yaşamaya devam ediyor. Soruyorum; Beşiktaş, üst üste şampiyonluğu “neden” üçlemesin, dörtlemesin?..
Önünde “kendi içinden doğacak bir engelden başka” bu gidişi durduracak bir sebep görünüyor mu?..
İşte bütün mesele, hem de “şampiyonlukları peş peşe sıralamadan da öteye” bir mesele; tam da burada!..
Bunca yıl sporun içinde yaşamış, futbol seyretmiş, futbol yazmış bir spor insanı, bir spor gazetecisi olarak “çabuk geçecek” bu mutluluk ve sevinç günlerinden sonra, Beşiktaşlıların “üzerinde düşünmek zorunda oldukları” asıl meseleyi yazmak benim görevim!..
Bu meseleyi, tarihlerindeki “acı örnekleri ile” yaşayan bir büyük camiaya hatırlatmak, özellikle “yönetenlere, yönetmeye talip olanlara da hatırlatmak” gerekmiyor mu?..
Geçmişten ders alarak ileriye bakmak, başarının “sihirli” şifrelerinden biridir; unutmayın Beşiktaşlılar!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.