Futbolumuz tepetaklak!..

A -
A +

Hem kupa finalinde hem de TFF 1. Lig Play-Off Finali’nde statlarda ortaya çıkan tablo faciaya davetiye çıkarmaktır…

 

Geçen hafta sonu ve bu hafta başı olanlarla ilgili olarak “Çarşamba günü yazmak”, doğrusu ya “çok meslektaşım” bol bol yazdıkları için “ikinci baskıdan da öte onuncu baskı” olacak, adeta okurlarım için. Ama olsun; zira değil onuncu baskı, “yüzüncü baskı” da olsa, yazılması gerek. “Futbolumuzda karadelikler var”; onlar yazılmalı; yazılmalı ki, “protokol tribünlerinde” hava atanlar, başka tribünlerde olanları, saha içine inen rezaletleri, alınmayan tedbirleri, çalınmayan “cesur ve kararlı” düdükleri anlayabilsinler ve gereğini yapsınlar; anlayamıyor ve yapamıyorlarsa, gitsinler!..  
Evet, art arda iki maçta (Birincisi Türkiye Kupası Finali idi ve rezaleti geçen hafta yazmıştım) ekran başında seyrettiklerim tüyler ürpertici idi. Bu yüzden, Antalya’daki ikinci karşılaşmada, “Göztepe’nin yıllar sonra İzmir’in hasretini sona erdirerek Süper Lig’e çıkışına” İzmir’de yaşayan bir spor yazarı ve spor insanı olarak sevinemedim. Zira, dört başı mamur “rezaletin daniskası” denilecek olaylar vardı, ortada!..
İşte, “o” dört başı mamur dörtlüğün özeti; 
1 - Türkiye Kupası Finali’ndeki olaylardan, hele hele Torino’daki büyük bir meydanda kurulan dev TV’den Juventus-Real Madrid maçını izleyen 30 bin kişinin “patlayan bir meşalenin çıkardığı ses” yüzünden “Bomba patladı” çığlıklarıyla başlayan ve 1.600’e yakın yaralı ile sonuçlanan büyük panikten hiç ders alınmamıştı. 
2 - Stada sandviç ekmekleri içinde sokulan yüzlerce meşaleden, sesli patlayıcıdan güvenlik güçlerinin haberi olmamış ve stadın tribünleri ile saha içi yangın yerine dönmüştü. 
3 - Tribünlere, “talimatlara aykırı olarak” sıra aralıklarını, bölüm aralarını iğne atsanız yere düşmeyecek hâle gelene kadar seyirci alınmasına göz yumulmuş ve “maç hakem tarafından öyle başlatılmış”; adeta “büyük bir faciaya zemin hazırlanmıştı” ve görüldü ki, bu faciadan on binlerce insanı, devletin o yerdeki yetkilileri ve sorumluları değil, Allah korumuştu! 
4 - Türkiye Kupası Finali’nde sahaya atılan onca meşaleye ve cisimlere rağmen maçı sürdüren ve de Başakşehir Kaptanı Emre Belözoğlu ile maç boyu “özel konsomasyon yapan” Fırat Aydınus ile başlayan “hakem korkaklığı”, Süper Lig’e terfi maçında da hem sahaya yağmur gibi yağan meşaleler ve patlayıcılarla beraber, “futbolcularla konsomasyona varana kadar” ve “katlanarak” Ali Palabıyık tarafından devam ettirilince, ortaya çok acı bir gerçek çıkmıştı. Ve de “böylece” ülkede, Türk hakemliğinin de, Merkez Hakem Komitesi’nin de, Futbol Federasyonu’nun da “sadece ismen var olduğu”, dahası buna “özel olarak çıkarılmış 6222 sayılı Sporda Şiddet Kanunu’nun da eklendiği” bütün dünya âleme ilan edilmiş olmuştu!.. 
Bu hazin ve büyük üzüntü veren tablonun etkisinden, “pazartesi gecesi Makedonya ile oynanacak maçta Millî Takımızın yapacağı güzel ve gollü bir gösteri ile bir nebze kurtulabiliriz” diye düşünüyorduk ki; eyvah ki, ne eyvah!..
Sevgili hocamız Fatih Terim gücenmesin ama 90 dakika, ben “göğsünde ay-yıldız olan” birçok futbolcunun oradan oraya koşuşturup durduğunu gördüm ama ortada “bir takım göremedim!..”
En “prestijli” iki oyuncumuzu yazayım sadece, “ne demek istediğim” çok iyi anlaşılır; İspanya’dan (Yoksa Beyoğlu’ndan mı?) gelen “kaptanımız” Arda, herhâlde “magazin gazetecilerini peşinden koşturmaktan” o kadar yorulmuştu ki, sahada âdeta yoktu. Emre Çolak ise “İspanya’da çok koştuğu için” olacak, kaptanı “yorgun” Arda’dan farklı değildi.
“Bahane” olarak diyelim ki, “Makedonya ile özel bir maç yaptık”; tamam da Kosova ile oynanacak “sahici karşılaşma” acaba çok mu farklı olacak; işte bütün mesele!..
Kızmaca yok; bu kadro, “gruptan 2’nci olarak çıkmak için”, bize epeyce nefes aldıracak ve ümit verecek “kalan” maçlara rağmen, bana ümit vermiyor, sevgili hocam. Bilmem ki, sana veriyor mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.