O Adam!..

A -
A +

Bilal Meşe’den “özür dilemedikçe”, son defa adını yazıyorum, yazılarımda, “gazeteci ve spor yazarı olarak” Arda Turan artık benim için, “Millî Takım kaptanı, millî takım oyuncusu, Galatasaray kaptanı, Galatasaray futbolcusu, sporcu, futbolcu Arda Turan” değildir; “O Adamdır!..”
“İnsan olarak” ise, “babası yaşında bir insana, bir yıl önce olmuş, bitmiş, hesabı görülmüş” bir olaylar dizisinden beri, hem de ortaya dökülen yazılar, söylemler, itiraflar gösterdi ki, “haksız” olarak kin besleyip, daha acısı “Millî Takım’ın uçağında”, hem de “Millî Takım Kaptanı” etiketini göğsünde taşıyarak “kritik” bir millî maça giderken “köprü altı sinkaflarıyla saldıran” ve de boğazına sarılan futbolcu, benim için artık “Arda Turan” değil, “O Adamdır!..”
Bitmedi; sevgili Mehmet Arslan’a “kendi itirafı” ile, “asıl hedefinin, öfkesinin, derdinin, bir yıl önceki prim olayları sırasında gazetecilere kamptan haber taşıdıklarından şüphelendiği ve işlerinden kovulması için Fatih Terim ile pazarlık yaptığı Hoca’nın iki yardımcısının olduğunu” söylediği hâlde!..
Bir de Rıdvan Dilmen, “içyüzünü bilmediği, araştırmadığı, okumadığı, dinlemediği (NTV’de kendisi açık açık söyledi) bir olay için” onca zaman yorum yaptı, dahası demeye getirdi ki; “bunca yıl Galatasaray ve Millî Takım futbolculuğu, her iki takımlığını yapmış” O Adam, “gençmiş, hatası hoş görülmeliymiş!..”
Sevgili Rıdvan, sen “hoş görüle, hoş görüle” dünya çapında bir futbolcu olacakken, o “Genç (!) Adamdan çok daha genç bir yaşta” futbolu bırakmak durumunda kalmadın mı?..
Çok iyi bilmen gerekir ki, hoşgörünün de “kırmızı çizgileri” vardır; o çizgileri bile bile geçmeyi alışkanlık hâline getirdin mi, “Zil çaldı, paydos” dersin!..
Hâlâ farkında değil ama, “O Adam için” zil, hem de Barcelona’nın forma kadrosundan bile düşerken çoktan çalmıştı. Şimdi “geçmişi ve şöhretiyle ayakta kaldığı” günleri (Boşuna mı Tweeti, gencecikten giydiği sarı-kırmızı formalı zamanların fotoğrafı ile atıyor) yaşıyor; onu da hızla yiyip bitiriyor; çok yazık!..

Öyleyse?..

Bu kaçıncı olay; millî takım kampında, millî takım fotoğrafında, milli takım otelinde, milli takım uçağında ve bu kaçıncı “Fatih Terim suskunluğu?..”
Bu olaylarda “aldığı tavır”, benim tanıdığım “Fatih Hoca tavrı” değil, hiç değil!..
O “böyle” olayları seyretmez, ortaya girer “sorumluluk almaktan çekinmez”, hatası varsa söyler, ama “kabahatli olanları uyarır, ihtar verir, suç işleyenleri affetmez, gereğini yapardı”; şimdi, nerede o Fatih Terim?..
O Adam, “Ben ‘Millî takımı bırakıyorum’ dedim, ayrıldım” dedi, Fatih Hoca, ortaya çıkıp “Onu ben kadrodan çıkardım, kamptan gönderdim” diyemedi. “İki kişiyi işten çıkaracaktı, çıkarmadı” dedi, “Onurlu hata, onursuz hata” dedi; “Seni uçağa alanların” diyerek başlayan “çirkin” sinkaflar geldi; gene Fatih Hoca’nın “gıkı çıkmadı!..”
Federasyon Başkanı’nın “Kosova maçından sonra konuşacağız” demesi, Terim’in suskunluğunu açıklar mıydı; güldürmeyin beni!..
Peki, neden; çok düşündüm, çok tarttım, o kefeye koydum, olmadı, bu kefeye koydum, olmadı; eee?..
Sonunda geldim dayandım; “Hoca yaşlandı!..”
Bu konuyu iyi düşünmeli Terim, hem de çok iyi düşünmeli; bunca yıl, bunca emek, bunca karizma, bunca kariyer var, ortada; zarar görmemeli!..
Dahası; gücenmemeli ve bilmeli ki, “Dost acı söyler!..”

Boş havuza atlamak!..

İnan Kıraç başkanlığında “Mektepliler” takımının, Galatasaray Adası’nın “Suada” adı altında Mehmet Koçarslan tarafından işletilmesi ile ilgili tutkusu, bunca yıldır, malum ve meşhur!..
Bu çaba, bunca acı gelişmelere ve tablolara rağmen, hâlâ devam ediyor. Ne yazık ki, Dursun Özbek ve yönetiminin suskunluğu, “bu konudaki” iddia ve fısıltıları da arttırmaya yarıyor; karmaşık yumak açılacağına, daha da karışıyor!..
Hele hele Sedat Doğan gibi “yöneticiliğinde” Ada’nın bu duruma gelmemesi için üzerine düşeni yapmamış olanların da “şimdi devreye girmek istemesi”, doğru ya insanı çok düşündürüyor!..
“Ada” ile ilgili son haberi de vereyim; Galatasaray’ın avukatları uyuduğu için, “tahliye davasının kararı kasıma kaldı”; Koçarslan’ın avukatlarının “reddi hakim talebi” ile oynadıkları hukuki oyunu, Galatasaray’ın avukatları seyretti; yoksa onlara “Seyredin mi” denildi, bilmiyorum.
Böyle olunca da, Koçarslan’ın güvenlikçileri, Galatasaray Adası’nda nöbet tutmaya devam etti!..
Ey Dursun Özbek, “gerçekleri, belgeleri saklaya saklaya” nereye varacaksın, kime ve nasıl hizmet ediyorsun?..
Yoksa, gerçekten “idare etmeyi” bilmiyor musun; bilmiyorsan, o koltukta oturmakta neden ısrar ediyorsun?..
Bir otelin havuzunun tramplenine bir sarışın afet çıkmış, tam atlamak üzereyken, havuzun içindeki adam bağırmış; “Hanfendi, havuz boş aman atlamayın!..”
Sarışın cevap vermiş; “Zaten ben de yüzme bilmiyorum” ve cuummp!..
Sayın Özbek, “yoksa” siz de mi; eee, öyleyse eğer, bunda Galatasaray Kulübü‘nün suçu ne?..

 

Şaka!..

Sevgili kardeşim Hıncal Uluç dün gene yazmış, “beraber çalışmaya başlayacak olan” Aziz Yıldırım - Aykut Kocaman ikilisi için; “Şimdi bir ipte iki cambaz var… Cambazlardan biri üstelik patron. Öbürü için… “Ben varken o bu kapıdan içeri giremez” diyen patron!..
İtirazım var; patron “Bu kapıdan giremez” demiş, “Arka kapıdan, bacadan, pencereden de giremez” dememiş ki!..

Vay canına!..

Burak, Selçuk, Gökhan ve Caner... Medyada onca zamandır açık açık ima ediliyor ki; O Adam’ın arkasında onlar var. Daha ileri gidenler de bile var; “O Adamı havuza bunlar ittiler!..”
Peki, nerede “bu ağır iddia, ima ve kim bilir belki de iftiraya karşı” net bir açıklama!..
Uçakta “O Adam’ın etrafındaki halka” diye yazılıp çizildi; çıt yok!..
İşe “Federasyon ve seçimleri de karıştırılarak” bir yığın “komplo teorisi” üretiliyor; hatta yazılıyor, gene “çıt” yok!..
Hele hele TV’lerdeki “Rıdvan şov” için söylenenler, “o isimlerle karıştırılıp” sosyal medyaya yansıyanlar, “sahnelense” seyirci rekorları kırar!..
İşe bir CIA’nın, Mossad’ın, 007 James Bond’un katılmadığı kaldı, böyle giderse, yakında onları da okuruz!..

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.