Bir tablo, bir başkan, bir yasa!..

A -
A +

Kupür arşivimi karıştırıyordum, elime 21 Haziran 2016 tarihli ve “Bedavaya yıldız var” balıklı bir haber geçti; “Halit Ölmez” imzalı.
“Ligi Beşiktaş’ın ardından ikinci sırada tamamlayan Fenerbahçe, yeni sezon öncesi transfer çalışmalarına başladı. Sarı-Lacivertliler için medyada birçok yıldız adı geçiyor. Hemen her sezon takıma yıldız kazandıran Aziz Yıldırım yönetiminin bunda büyük payı var” diye başlıyor haber.
Ve şöyle devam ediyor; “Geçmiş yıllara bakıldığında takımın yıldız isimler almakta sorun yaşamadığı da görülüyor. Ancak dikkat çeken başka bir nokta ise Yıldırım yönetiminin elindeki isimleri değerlendirememesi. Kanarya milyon Eurolar verdiği yıldızları zararına elden çıkartıyor.”
Örnekler de veriliyor haberde. Caner Erkin ve Gökhan Gönül’ün, 2007’de “kulübe tek kuruş kazandırmadan ayrılan” 3 kaptan, Ümit Özat, Rüştü Rençber, Tuncay Şanlı gibi, “bedavaya gidişleri!..”
Haberde, dahası da var; okkalı bir liste. O listede kimler yok ki; Miroslav Stoch (5 milyon 500 bin avro -?), Mamadou Niang (8 milyon avro alış, 7 milyon 500 bin avro satış), İssiar Dia (6 milyon 500 bin avro alış, 4 milyon avro satış), Serdar Kessimal (4 milyon 750 bin avro alış, bedelsiz satış), Henri Bienvenu (4 milyon avro alış, bedelsiz satış), Raul Meireles (10 milyon avro alış, bedelsiz satış), Milos Krasiç (7 milyon avro alış, bedelsiz satış), E. Emenike (13 milyon avro alış -?), Michal Kadlec (4 milyon 500 bin avro alış, bedelsiz satış), Diego Ribas (5 milyon avro alış, bedelsiz satış), Daniel Guiza 814 milyon avro alış, bedelsiz satış), Mateja Kezman (7 milyon avro alış, 3 milyon 700 bin avro satış.)
Özetle, “Toplam 89 milyon avroya alınan futbolculardan sonunda kulübün kasasına giren toplam para 11 milyon avro!..”
Şimdi okuyucularım diyeceklerdir ki; “Bu tablo sadece Fenerbahçe’de mi var; Galatasaray’da yok mu?..”
Elbette var, belki de “daha vahimi var”, amma, ortada bir de gerçek var; Galatasaray’da “böyle yapan başkanlar ve yönetimler gidiyor”, gönderiliyor; Fenerbahçe’de öyle mi?..
Bakınız, “Kaç defa ‘Gidiyorum’ dedi”, gitti mi?..
Bakınız, “Kaç defa “söz verdi” tuttu mu?..
Bakınız kaç defa “Ben gideceğim, Ali Koç adayımız olacak” dedi, oldu mu?..
Gerçi Ali Koç aday oldu ama, Aziz Yıldırım’ın aday değiştirdiği ortada; “Doğuş Grubu nişanlanması” boşuna mı?..
Bitmedi; basınımızda “Ali Koç aday oldu ama, Aziz Yıldırım istemezse, seçilemez” yorumları neden yapılıyor, dersiniz?..
Zaten kendisi de ima etmeye başladı ki; “Gitme konusunda ben daha son sözümü söylemedim!..”
Şimdi sizlere soruyorum Fenerbahçeliler; bir CEO, bunca yıldır başında olduğu şirketin genel kuruluna, “diğer olayları, gelişmeleri, başarısızlıkları bir yana bıraktım”, sadece “böyle bir tablo ile gelse”, görevde kalabilir mi?..
Ama, “kendisini şirketin sahibi yerine koyarsa” ve de “bu durum yıllar yılı kabul görürse”, hayat boyu CEO olarak kalmasını kim önleyebilir, hem de “şirketin genel kuruluna oy kullanacak taş gibi binlerce “dilsiz ama alkışçıyı ortak olarak” sokabiliyorsa!..
Bilmem ki, yukarıdan beri anlattıklarım, hâlâ Millet Meclisimizden “bir kulüpler yasası” çıkaramamış olan siyasetçilerimizin kulaklarını çınlatıyor mu; ne dersiniz sevgili Spor Bakanım?..

“Problem” Sneijder gitmeli!..

Nedense, çoğunluğu “Sneijder Galatasaray’da kalmalı” diye kampanya açan, “gönderilecek” diye neredeyse “ağlayan” bir futbol yorumcusu ulemamız var!..
Soruyorsun; “Bu Sneijder, geçen sezon ne yaptı; Fenerbahçe / Beşiktaş / Trabzonspor maçlarında sahada ismi vardı da, ya cismi? Sezon başında haftalarca fazla kilolarını atması için çabalanmadı mı? Futbolcuya dayalı sistemin takım içindeki iki liderinden biri değil miydi? Üstelik geçen sezon 33 yaşındaydı, bu sezon 34 olacak. Fiziksel olarak giderek daha da ağırlaştı, takımın hızını kesiyor. Koşamıyor, top kaptırıyor, kaybediyor. Bu sebeple, üzerine oynayan futbolculara öfkeleniyor, hakemlerin hoşgörüsü ile her maç birkaç sarı karttan kurtuluyor. Sneijder tutkunuzun asıl sebebi ne?” diye.
Yazdıklarını okuyorsun, anlattıklarını dinliyorsun; hepsi geçmişe dayalı, “dı’lı, mış’lı” anılar!..
Anlıyorsun ki; “Sneijder kalsın ve de Galatasaray’ın saha içi problemleri devam etsin” istiyorlar, özellikle de Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı yorumcular!..
Onlar “böyle yaptıkça”, biz de sabırla “neyi, neden istediklerini” anlatmaya devam edeceğiz!..

Şaka

Ligin son günlerinde sevgili Güven Taner başta “Fikret Orman ile Şenol Güneş arasında smesele yok. ‘Mesele var’ haberleri, şampiyonluğa giden Beşiktaş’ı karıştırmak için uyduruluyor” diyen meslektaşlarımıza “şimdi” sormak gerek; “Ne o, Güneş, Orman’ı canı yürekten ısıtmıyor, galiba; ne dersiniz?..”

Fransa Turu başlıyor!..

Dünyanın en popüler ve “en çok TV seyircisi toplayan” spor yarışmalarından biri olan Fransa Bisiklet Turu bugün Düsseldorf’ta “zamana karşı” etabı ile başlıyor; bisikletseverler, öğleden sonra Eurosport ekranlarının başında olsunlar!..
2017 Turunu kazanabileceklerin sayısının “fazla olması”, heyecanı daha da arttırıyor; Froome, Richie Porte, Quintana, Bardet, Aru, Contador ve kimbilir belki de “başka bir sürpriz isim”. Olabilir mi?..
Sezon başından beri, Richie Porte hariç, Froome başta “öteki favoriler” form bakımından iyi görünmedi.
Ama gene de Froome en büyük favori ve “3’ü üst üste dördüncü tur galibiyetine en yakın aday” olarak gösteriliyor!.. 
Tur başlarken “mekanik doping (Bisiklete mekanik doping)” suçlamalarıyla karşı karşıya kalan Sky ekibinin kaptanı Froome da “Formsuz kazanamayabilir” diyenlere “2017 turu, kariyerimin en büyük meydan okuması olacak” diyerek, “Ben kazanacağım” mesajını veriyor.
Temennim, Eurosport’ta turu anlatacak ekibin “Sky ve Froome antipatilerini” tur boyunca ekranlara “gene” taşımamaları; izleyip, göreceğiz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.