Bayramlar devam etsin!..

A -
A +

30 Ağustos Zafer Bayramı, hemen sonrasında Kurban Bayramı ve de basketbolda Rusya, futbolda Ukrayna ile iki milli maç…
Dilerim ki ve elbette milletçe dileriz ki, “iki milli maç da, hemen sonrasında gelecek milli maçlar da bayram olsun”; kutlayalım!..
Ben bu satırları yazarken, basketboldaki Rusya maçına 12 saat var; siz bu satırları okurken, grup karşılaşmalarına “galibiyetle mi, mağlubiyetle mi girdiğimiz” belli olmuş olacak!..
Yener miyiz, zor ama kendi evimizde, kendi seyircimiz önünde oynuyoruz; neden yenmeyelim? Gerçi “NBA’deki oyuncularımız bakımından eksiğimiz var” ama, ümidimiz de var!..
Ya futbol ve de Ukrayna, ardından Hırvatistan maçları; Terim-Lucescu rotasyonu, bakalım ve sonuç verecek, heyecanla ve merakla bekliyoruz!..
İki maç da zor, hem de çok zor; “çok koşan, fizik gücü mükemmel” Ukrayna ile “orada” oynayacağımız maçı “mutlak kazanmamız gerek!..”
“Dünya yıldızları ile dolu” Hırvatistan’ı da burada yenmeliyiz, “rahat bir nefes almak” ve “hedefe yakınlaşmak” için; bu iki maçta “4 puan” bile bize yetmeyebilir!..
Aslında “6 puana yakın olabilirdik”, ama ne yazık ki, “Türkiye’de oynayan oyuncularımız” form itibarıyla bize “büyük ümitler vermiyor”; kaptanımız Arda’nın da durumu ortada!..
Ne var ki, “en ümitsiz anlarımızda bile” şapkadan “zafer çıkaran” bir milli takımımız var, hocalarımızla beraber; bu defa “zaferi çıkarmak durumunda olan” Lucescu; inşallah ve hayırlısı!..

Honte à vous, Gomis!..

Yooo, şaşırmayın sevgili okurlarım, bu bölümün başlığına, Fransızca bir deyim o; “Ayıp ettin, Gomis” anlamına ya da “Yazıklar olsun sana, Gomis” anlamına!..
Galatasaray, Sivasspor’a karşı 3-0 galip durumda ve hocası onu “alkışlatmak”, dahası “formsuz olduğunda, sakatlandığında, cezalı duruma düştüğünde onun yerini dolduracak” Eren Derdiyok’u da “kazanmak, takıma ısındırmak için”, bitime 4 dakika kala Gomis’e “Kenara gel” ve de Eren’e “Oyuna gir” diyor!..
Vay sen misin “bu değişikliği yapan”, saha kenarında “çirkin görüntüler” ve “şaşırmış, üzülmüş” bir hoca!..
Neymiş efendim, “Rakip çözülmüş, kalan 4 dakikada Gomis efendi daha goller atacakmış, hoca onu nasıl çıkarırmış???”
Ey Gomis, daha önünde 31 maç var, çok goller atacaksın; yaptığın çirkinliğe değer mi?..
Seni, “futbolcuya dayalı sistemi yıkan, Sneijder ve şürekâsını kapının önüne koyan bu hoca istedi”, hem de ısrarla. Bu hoca, “Herkes seninle TV ekranında, gazete sayfalarında dalga geçmeye başlarken, takımda tuttu, arkanda oldu”; ona, tribünlerdeki on binlerce taraftar, TV ekranı başındaki yüz binlerce Galatasaraylının önünde, “o yaptığın” yapılır mı?..
Hocana “Çok ayıp ettin” ve de “asıl” takım arkadaşın Eren’e ne yaptığının nasıl farkında olmazsın; “Yazıklar olsun sana!..”

Kaledeki gedik!.. 

Denayer de geldi, Asamoah da gelmek üzere…Galatasaray takımına bakıyorsunuz, sahaya çıkacak olan 11’e de, kulübede oturanlara da ve diyorsunuz ki; “Eksiği, gediği kaldı mı?..”
Evet, bana göre kaldı, hem de “çok önemli” bir eksik; “kale!..”
Geçen sezonun ikinci yarısından beri, Galatasaray kalesinde “güven vermeyen bir kaleci” var; Muslera!..
Dahası, “onu yedekleyemeyecek durumda görünen” bir de Eray var, kulübede oturan!..
Neden böyle oldu; “dünyanın en iyi 5 kalecisi arasına giren” Muslera gerilerken, “genç” Eray bir arpa boyu bile ilerleyemedi?..
Koca Galatasaray’ın “doğru dürüst” bir kaleci antrenörü yok mu; bunca milyon avrolarla, bunca transfer yapılırken, “yerinde bile sayamayan” kalecilerle nereye varılabilir?..
“Altıpas” diye ünlenen burnunun ucundaki birkaç metrekarelik bir alana bile hâkim olamayan bir Muslera var ortada ve de “ayakla vurduğu her top” rakibe gidiyor; hem de çoğu “gol pası başlangıcı” oluyor; bu nasıl iş?..
“Tolga ve Rodriguez kazanıldı” denirken, Muslera’nın kaybedilmesi, Galatasaray’a çok pahalıya mal olmaz mı; neden aylardır seyrediliyor, tedbir alınmıyor; Cenk Ergün uyuyor mu?..

Şaka

Lucescu; “Sadece aptallar fikrini değiştirmez!” 
Mert Aydın; “Bir Mikronezya atasözü vardır: Sadece aptallar aptalca açıklamalara inanırlar.”
Ali Ece; “Eflatun, ‘Bilge insanlar söyleyecek bir şeyleri olduğu için konuşurlar. Bilge olmayan insanlar ise bir şey söylemek zorunda kaldıkları için konuşurlar’ der.”
Eh, benden de bir Bernard Shaw sözü; “Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, mutlaka yaptığı şeyin görevi olduğunu iddia eder.”

Sezar’ın hakkı, Sezar’a!..

Herkes şaşkın; “Fenerbahçe ve Beşiktaş, “UEFA Fair Play kısıtlaması yüzünden” kiralık oyuncu peşinde koşmaktan yorulurken, Galatasaray  neredeyse ‘Avrupa Karması gibi’ bir takım kuruyor, bu nasıl oluyor?..”
“Burası spor kulübü, inşaat / arsa /gayrimenkul - menkul şirketi değil” diyerek Dursun Özbek’i ve yönetimini yerden yere vuran Galatasaray ulemasına da “şaşkına çevirerek”, bu defa “Galatasaray’ı batırıyorlar, hesap kitap bilmiyorlar” yaygarasıyla “olağanüstü” Divan toplantılarında “hesap sorduran” bir tablo var, ortada!..
Bu hesap kitap meselesi; UEFA demiş ki, Galatasaray’a “Futbol bütçeni, 65 milyon avronun üzerine çıkarma, ceza yersin!..”
Özbek ve yönetiminin de yaptığı bu; “65 milyon avro içinde nokta transferlerle takım / futbolcu mühendisliği!..”
Özbek zaten mühendis değil mi; oteli yarıda bıraktı ama, “öyle bir takım kurdu” ki, rakip takımların kalemşorları bir yana, Galatasaray Kulübü’nün “şom ağızlı”  üyeleri bile sustu; internet grupları şaşkın ve perişan!..
Galatasaray taraftarı mest, seyircisi tribünlerde yerine oturamıyor ve de “Küçülüyoruz” diye kıyamet koparılan basketbol ve voleybolda kurulan “yeni” takımlar mı “daha iyi sonuçlar alacak”, yoksa “geçen yıl aranacak mı”, onu da yakında görmeye başlayacağız!..
Daha ne olsun?..

Özbek’in gizli planı!.. 

Yazımın “Sezar’ın hakkı, Sezar’a” başlıklı bölümü, “Daha ne olsun” diye bitiyor!..
“Daha ne olsun” sorusunun cevabını ben vereyim; inanıyorum ki, Dursun Özbek’in “gizli” bir ajandası var; “Avrupa Ligi kurulursa, Galatasaray’ı oraya kurucu olarak kaydettirmek!..”
Türkiye Süper Ligi, Avrupa TV’lerinde de yayınlanmaya başladı; düşünebiliyor musunuz; “bu kadrosu ile” Galatasaray Avrupa ekranlarına izleyici çekmez mi?..
Biz nasıl “Avrupa takımlarını seyrediyorsak”, onlar da “Galatasaray’ın bu takımının maçlarını” keyifle izleyecekler!..
Eee, “Avrupa Ligi projesi gerçekleşirken”, o lige Türkiye’den kim alınacak, dersiniz?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.