Beşiktaş ve Şenol Hoca!..

A -
A +

Şenol Hoca’ma hep inanmışımdır; “burnu büyük olmadığı” için de hep sevmişimdir!..
Öncelikle “Onu, neden sevdiğimi” anlatmakla başlayacağım yazıma; ilk olarak söylemeliyim ki; “Burnu büyük” sözü bana, “iki şeyi” hatırlatır.
Bir; “sözlükteki” anlamını; “Kendini çok beğenmiş, kibirli (kimse).”
İki; “yalan söyledikçe burnu büyüyen” Pinokyo’yu!.. 
İşte, Şenol Güneş’i, sporcu ve hoca yönü ile “bunca yıldır, üstelik spor tarihimize geçecek başarılara kadar uzanmasına rağmen” bu iki bölüme de girmediği için severim, hem de çok severim!..
62 yıldır “spor yazarı”, dahası “futbol da yazan” bir gazeteci olarak kimleri gördüm, kimleri tanıdım; sporcu olarak da, hoca olarak da “kaç burnu büyüğü, kaç Pinokyoculuk oynayanı” yazıp geldim bugüne kadar!..
Onun için, “kendi Trabzon’unda, Trabzon’un ve Trabzonspor’un iç yapılanmasındaki engeller sebebi ile” yakalayamadığı “takım hocalığı” başarısına Beşiktaş’ta “zirve yaptırmasını”, bir başka alkışlamışımdır ve alkışlamaya devam ediyorum. Elbette “bundan sonrasını” da bekleyerek ve “alkışa devam etmemizi sağlayacak” adımları atacağına inanarak!..
Konfüçyüs der ki; “Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.” Bu söze kim itiraz edebilir, ama Konfüçyüs’ün “bu sözü tamamlayacak” bir başka sözü vardır ki, işte o söz “başarıya nasıl ulaşılması gerektiğini” tanımlar; “Olgun insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen insandır!..”
Şenol Hoca, “bu iki sözün anlattığı gerçeğe” futbolculuğunda da, hocalığında da imzasını atmış” bir insandır!..
Onu “futbolumuzun filozofu” olarak görenlerin görüşleri “çok abartılı değildir” ve elbette kusurları, hataları, yanlışları da olmuştur, olacaktır. “Onu tanıyanlar” olarak devam edelim Konfüçyüs ile; “Kendisini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir!..”
Beşiktaş’ın, “yıllardır zirveyi neredeyse ikili bırakan yerinde sayışını” bitiren ve futbolumuzun son 3 yılına damgasını vurarak, “3 Büyükler içinde yerini tekrar almasını sağlayan” başarısı, elbette sadece Şenol Hoca’ya atfedilemez. Pay dağılımında, yönetim vardır, camia vardır, taraftar vardır, futbolcular vardır.
Ve başarı, bu beşgenin “Beşiktaş büyüktür ve büyük kalacaktır” paydasında birleşmesiyle ortaya çıkmıştır!..
Süper Lig’de üst üste gelen şampiyonluklar ve Şampiyonlar Ligi’nde “kırılan puan ve gol rekorları / namağlup ve birinci olarak gruptan çıkma”, sarı-lacivert ve sarı-kırmızı renklere âşıkların “Zirvede biz ikimiz kaldık” rüyalarını sonlandırmış ve “Siyah-beyazsız zirve olmaz” gerçeği ile uyanmalarını sağlamıştır!..
Şampiyonlar Ligi yolculuğunda Beşiktaş’ın ve Şenol Hoca’nın önüne, “büyük, ünlü ve güçlü rakipler” çıkacaktır. Ama, onlar gruplarında “ikinci” olmuşlardır, biz ise “birinci olarak” başlıyoruz zorlu turlara!..
Ben inanıyorum, benim gibi milyonlar da inanıyor ve güveniyor, Beşiktaş’a ve Şenol Hoca’ya; öyleyse “rekorlara” devam!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.