Tudor istifa edecek... miş!

Kulübün içindeki istihbarat kaynaklarımdan biri Hırvat hocanın devre arasında liderken takımı bırakacağını iddia etti. 

İstanbul’dan, Galatasaray’ın içinde olan “istihbarat kaynağım” bir arkadaşımdan telefon; “Tudor, takımı devreyi lider bitirse, istifa edecekmiş, haberin olsun. Gerçekten doğru mu bilmiyorum, araştır. Yönetime güvenmiyormuş, taraftarın yaptıklarına öfkeli ve üzgünmüş. Basının Galatasaray’ın başarıya ulaşmasını istenmediğini, o yüzden kendisine karşı eleştiriyi çok aşan, düşmanca bir davranışın içine girildiğini düşünüyormuş. En çok da ‘Galatasaraylı’ yazar ve yorumcuların sözlerine ve yazılarına üzülüyormuş. Ne yaparsa yapsın bu düşmanca tavrın değişmeyeceğine, Galatasaray’ı şampiyon yapmasına izin ve fırsat verilmeyeceğine inanmış. Kendisinin üzerinden Galatasaray’a ve takıma daha fazla zarar verilmemesi için ayrılmayı kafasına koymuşmuş. Şimdilik bir şart varmış, istifa için; ‘ilk yarıyı lider bitirmek’, sonra paydos. Liderlik gerçekleşmezse, olayı gelişmelerin akışına bırakacak ve üzülmekten de vazgeçecekmiş.”
Şaşırdım; “İnanmak zor” dedim; “Lider takımın hocası istifa eder mi?..”
Cevap, “arkadaşıma göre” netti; “Ne lideri, en büyük rakiplerine altışar, sekizer puan fark atmışken, yazılanları, söylenenleri unuttun mu? Huzursuz, ümitsiz olması ve böyle bir tabloda başarının gelmeyeceğine inanması normal değil mi? Nihayet o da insan. Dahası, son olarak futbolcularıyla arasını bozma kampanyası başlatıldığını düşünüyormuş.”
“Peki” dedim; “İstifa edecekse, neden bekliyormuş, neden ‘devreyi lider bitirme’ şartı koyuyormuş?”
“O kadarını bilmiyorum, dertleştiği birkaç yakın arkadaşından biri, benim de yakın arkadaşım. Onunla sohbetimizde anlayabildiğim bu kadar. Yapar mı, yapmaz mı bilmem. Ama büyük ölçüde koptuğunu düşünüyorum. Hak da veriyorum. Böyle bir tablo içinde, o da takımı da başarıya ulaşamaz. Futbolcu huzursuz, hoca huzursuz, başkan ve yönetim huzursuz ve güven vermiyor, hocaya. İşin yürümeyeceğini anladı, anlaşılan. Tahammül gücünü de yitirdi. Öyle bir yerde bırakmak istiyor ki, yarın ardından ‘Keşke…’ diye hayıflanılmasını istiyor, galiba. Bu benim tahminim.” 
“Birkaç soru” daha sordum ama “yukarıdan beri yazdıklarıma ek olacak” cevaplar gelmedi. Eğer “doğru ise” bana anlattıkları, bundan sonrası “Galatasaray’ı izleyen” arkadaşlarımıza kalacak. Bakalım, “onlar” gerçeği yakalayabilecekler mi?..
Bana göre, “istifa edebilir de, etmeyebilir de”; yüzde 50 / yüzde 50’lik bir durum. “Kendisini daha fazla ezdirmemek ve takımına kendi üzerinden oynanan oyunları ortadan kaldırmak için”, hem de “zirvede” istifa edebilir. Üstelik böylece “kendi ülkesi dahil”, Avrupa’da sükse de yapabilir; hem de “kolay ve başaltı takımlarda iş bulma yolunu” açar; “akıllı” ve de “haklı” bir senaryo!..
Buraya kadar Galatasaray adına “tartışmalı” bir tablo var ortada, ama “gerçekleşirse”, bir başka tablo çıkacak ortaya; “Galatasaray ne yapacak?..”
“Paragöz olmayan” ya da “Galatasaray hocası olarak kariyer yapma peşinde koşmayan” hangi “aklı başında hoca”, böyle bir ortamda, görev teklifine kolay kolay “Evet” der?..
“Zirvenin daha üstü” yok ama “altı var”; kariyerli ve karizmatik hocalar için “risk” ortada!..
Mesela, “adı en çok geçen” Fatih Terim, “Söz konusu Galatasaray ise gerisi teferruat” diyerek gelir mi; kim bilir, “belki” ama zor. Düşünelim; onun için “yeni sezonun başlangıcı” torbaya mı girmiş?..