G.Saraylılar meçhulü aramamalı!..

A -
A +

4 aday var ve “hiçbiri” Galatasaray genel kurulunda kullanılan oyların yüzde 50+1’ini alamayacak; yani “azınlık oyları ile” seçilecek!..
Galatasaray’ın “birlik beraberlik içinde olması gereken” bu, tarihinin “hem mali, hem idari bakımından” en zorlu süreçlerinden birinde, böyle bir tablo ile karşı karşıya olması ne anlama geliyor?..
Çok açık ki, “Alp Yalman’ın başkanlığı sonrasında Galatasaray’ın başına geçenler”, adım adım “bu olumsuz tabloyu” resmetmişlerdir; tam 22 yılda!..
Gazete ve TV’lere pek aksetmiyor ama sosyal medyada bitip tükenmeden “düşman kardeşler senaryoları” yazılıyor, sözlerden, yazılardan adeta kan damlıyor. “Hoşgörü ve iyi niyet çağrıları” en şiddetli cevaplarla buharlaştırılıyor; “Galatasaraylının Galatasaraylıya akrep etmez, ettiğini” sözünü dillere pelesenk edecek bir görüntü ortaya çıkıyor!..
Yarın “Galatasaray’a başkan olacak, yönetici olacak” insanlar için “sevgiyi, güveni” bir yana bıraktım, “olmazsa, olmaz” olan “saygıyı bile hiçlik mertebesine indiren” Galatasaray üyelerinin mailleşmeleri, teweet’leşmeleri tüyler ürpertici!..
Galatasaray “öyle bir dönem yaşıyor” ki, “Galatasaray başkanı olanlara ve olacak olanların üzerine”, bizzat Galatasaray Kulübü üyeleri tarafından, Galatasaray tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş şekilde “hakaret yağmuru” yağdırılıyor!..
Ve de bu süreçte, mesela, “sosyal medyayı bıraktım”, gazetesindeki sütunlarında, TV ekranlarında “Galatasaray Başkanı’na en ağır hakaretleri yapan” Galatasaray üyeleri, Galatasaray Tüzüğü paspas edilerek “cezasız bırakılıyor!”
Bu yol, maalesef “son iki dönemin Disiplin Kurullarınca açılmış” ve de ne yazık ki, “otoyola dönmüştür!..”
Artık “Galatasaray Başkanı’na hakaretten hiçbir üye ‘üyelikten geçici ya da daim olarak ihraç edilemez”, gider mahkemeye “örnek” gösterir; “Bakın Hâkim Bey, bu Galatasaray üyesi, Galatasaray Başkanı için şunları, şunları söyledi, bunları, bunları yazdı, ama ceza almadı. Benim sözlerim bunların yanında hava cıva gibi kalır. Bu ihraç kararını kaldırmanızı istiyor ve bekliyorum” der ve “Galatasaray’da olmayan” Adalet, onu “haklı bulur” ve âlâyü vâlâ ile Galatasaray’a geri döner!..
O Disiplin Kurullarıdır ki, “oy çokluğu ile verilen bir ceza kararına karşı olan ve karşı oy yazısı yazmak isteyen üyelerini bile bağıra çağıra ‘oy birliği’ baskısına tabi tutan ve karşı oy yazısı yazdırmak istemeyen” bir zihniyeti sergilemekten kaçınmamaktadırlar!..
Tablo bu iken, “azınlık oyu ile seçilecek olan” bir yönetim Galatasaray’da neleri, nasıl yapabilecektir?..
Dursun Özbek, yıpranmıştır; o koltukta rahat oturamayacak, oturtulmayacaktır, dahası “bugüne kadar yaptığından öteye” ne yapacaktır?
Ali Fatinoğlu ile Ozan Korkut’u bir maçta Galatasaray tribünlerinden birine oturtalım, “acaba” kaç kişi tanır; taraftarı bıraktım, camiada kaç kişi tanımaktadır?..
“Kısa süre ve 2’nci Fetret Devri’ni atlatmak için göreve talip olan” Mustafa Cengiz, “zayıf yönetim kuruluna, tecrübesizliğine ve hatalarına rağmen” başkanlık koltuğuna ısındığını ve “o koltuğu ısıtmaya devam edebileceğini” de, kulüp için “önemli bazı engelleri aşarak”, dahası “hatalarını tekrarlamayarak” göstermiş, Galatasaray camiasına “Ben varım” mesajlarını göndermiştir.
“50+1’in onun etrafında toplanması”, Galatasaray’ın “büyük badireyi atlatması” bakımından “en uygun seçim” olarak görünüyor ve “aklı selim de bunu söylüyor”; başka bir sonuç, “meçhule adım atmak” olur ki, Galatasaray’a da yazık olur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.