G.Saray aydınlıkta sıra F.Bahçe’de!..

A -
A +

G alatasaray ortak aklı, genel kurula hâkim oldu ve “Derin Galatasaray’ı ezerek”, kulübü “aydınlık bir geleceğe doğru” yola çıkardı!..
“Mustafa Cengizli” 3 yılda, sarı-kırmızılı camia, “büyük problemlerin büyük bir bölümünü çözecektir”, yaşayıp göreceğiz!..
Neden ve nasıl mı; Cengiz yönetimi, genel kurulda kullanılan oyların yüzde 53’ünü almıştır, “uzun yılların büyük çoğunluğunda iktidar olan” ve “bu defa da iktidarı yeniden isteyen” o anlı ve de şanlı “Derin Galatasaray” ise, “favori olarak girdiği” seçimde, sandıktan ancak “yüzde 28,6” oy çıkarabilmiştir!..
Galatasaray taraftarı zaten haftalardır “Cengiz’in arkasında olduğunu” gösteriyordu; anketlerde ve sosyal medyada. Galatasaray camiası da, “genel kurulda kullanılan 4 bin 752 oyun yüzde 53,1’ini Cengiz’e, yüzde 28,6’sını Özbek’e vererek”, Galatasaray’ın geleceğine noktayı koydu ve ‘Derin Galatasaray’a “Hayır, artık Galatasaray’ın geleceğinde sen yoksun, Galatasaray var” dedi!..
İşte “bu güçle” Mustafa Cengiz ve yönetimi “güven içinde çalışmaya başlayacak” ve “büyük sorunları çözmek için attığı adımların devamını getirecektir”; zira “yönetim kadrosu” bu defa “bu sorunları çözebilecek” bir “yeni” yapılanma ile Genel Kurulun karşısına çıkmış ve “büyük bir çoğunlukta” icazet almıştır!..
Dursun Özbek ise “intikam adımı” ile ne kadar yanlış ve hatalı davrandığını, “bu adıma mani olmak yerine, onu havuza itenler” ile beraber aldığı bu “ikinci hezimet” ile sanırım anlamıştır!..
Özbek, mali genel kuruldaki “ibra zaferi” ile yetinmeli ve “eski bir genel başkan olarak” köşesine çekilmeliydi, “ihtirası” bunu engelledi ve “kendisine yazık etti!..”
Ne var ki, “giderayak” Galatasaray’a “büyük bir faydası” da dokundu; “Beraberinde ‘Derin Galatasaray’ı da bir daha geri dönmemek üzere götürdü”; Galatasaraylılar ona teşekkür etmeli!..  
Galatasaray “aydınlık geleceğe doğru” bu büyük adımı atarken, gelecek hafta “seçimli genel kurul yapacak olan” büyük rakibi Fenerbahçe’de “neler” oluyordu?..
Yıllardır, “başkanlık tutkusu” ile Fenerbahçe’yi “Aziz Bahçesi” hâline getiren ve bin defa “Bu son, artık bırakıyorum” dediği hâlde, dönüp dönüp “yeniden seçilmek için” her şeyi yapan Aziz Yıldırım, bu defa da “kendisine acındırarak Fenerbahçe kalkanının arkasında kalabilmek için” aynı senaryoyu sahneye koyuyor ve de “asıl” önemlisi, “bunu yaparken” kulübün bütün imkânlarını kullanıyor.
Dahası, “Fenerbahçe’ye aydınlık bir gelecek vaat eden” ve “bunu da yapabilecek güçte olduğu görülen ve bilinen” bir zamanlar “veliaht ilan ettiği” Ali Koç’u da “kulübün her türlü imkanından mahrum ediyor” ve de “adaylıktan bile dışarıya itmek için” elinden geleni ardına koymuyor!..
Ali Koç, “Fenerbahçe’ye çağ atlatacak” ve de hatta “bütün Türk kulüplerine de örnek olacak bir büyük projeler yumağı” ile başkanlığa aday!..
Yapabilir mi; yapabilir, “seçilirse” yapacaktır; peki Aziz Yıldırım “neden önlemeye çalışıyor, neden önünü açmıyor”; dahası “büyüklere masallar anlatmak” ile seçimi bir defa daha kazanmaya oynuyor?..
Nedeni ortada; “kendisini, Fenerbahçe’den daha çok seviyor”; işte onun için Fenerbahçelilere sesleniyorum; “Aziz Yıldırım’ı değil, Fenerbahçe’yi seçin”; Galatasaraylılar gibi!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.