Futbol ve Mehmet Özhaseki!..

A -
A +

Kimse kusura bakmasın; dobra dobra söylüyorum; Futbol Federasyonu'nun başında Yıldırım Demirören, Merkez Hakem Kurulu'nun başında Yusuf Namoğlu oldukça, Türk futbolunda işler düzelmez, giderek daha da kötüleşir, "dün bugüne kötüleştiği" gibi!..
Biri, "Federasyon'u, başında olduğu günlerdeki Beşiktaş'a çevirdi", eksik kalanları da çevirme gayreti içinde!..
İkincisi; "Yaş yetmiş iş bitmiş" diyenleri "haklı çıkarmak için" elinden geleni ardına koymuyor; kısacası "İki Beşiktaşlı" el ele, "Böyle gelmiş böyle gider, beyler" demekten öteye "hiçbir şey" yapmıyor!..
Bakınız, "Düşünen adam / Sporu, futbolu bilen adam" bir telefon sohbetimizde bana dedi ki; "Öyle bir adam var ki, Futbol Federasyonu Başkanı yapınız, çok değil 6 ay içinde, futbolun nelerin nasıl değişmeye başlayacağını hepimiz beraber göreceğiz!.."
Üç haftadır, yazılarımda "Bir Bilen" diye sözünü ettiğim Turgay Renklikurt Hoca'mdı, "başkan önerisini yapan!.."
O, basınımızın da, spor basınımızın da rahmetli Ali Gümüş (Dünyanın en sevilen sayılan güreş yazarı ve gazetecisi idi. Onu Babıali'nin içinden, spor sayfalarından çıkardılar", işte bugüne bakın; Türk spor basını ve güreşimizin bu basının içindeki durumu ortada) kardeşim gibi, "faydalanamadığı, unuttuğu" bir büyük değer, "zorunlu olarak çekildiği köşesinde" izliyor, notlar alıyor, arşivliyor, ama neye yarayacak?..
Ben ona dedim ki, "Çok işe yarayacak" ve "Bir Bilen'e sordum" uygulaması "böyle" başladı.
İşte onun "Türk futbolunu bataktan ancak o kurtarır" dediği kişi; Mehmet Özhaseki, eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı, Kayseri milletvekili, bakanlık da yapmış, Kayserispor'un onursal başkanı olan bir spor adamı, örnek yönetici!..
İtirazı olan, olacak olan beri gelsin!..
Onun futbolumuz ve kulüplerimiz için, onların sorunları için söyledikleri, çözüm önerileri arşivlerde duruyor; alıp okuyan, ders alan kim?..
Eğer AK Parti onu "Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapmazsa", ciddi ciddi "Futbol Federasyonu Başkanlığı için" düşünmelidir!..
Zira "Futbol Federasyonu Başkanlığı", kabinedeki bakanlıkların, "onlarca milyon insanımızı yakından ilgilendirdiği için" ortadadır ki, "en az 4-5'inden" daha önemlidir!..

Yüreksiz yürekliler!..
Aziz Yıldırım, "Fenerbahçe başkanlık döneminin yarısından sonrasındaki sürecinin neredeyse üçte birini 'cezalı' olarak geçirirken", ona TV ekranlarında, spor sayfalarında "Ne yapıyorsun Başkan, böyle şey olur mu" diye soramayanlar, şimdi "koro halinde" daha "dün bir, bugün iki" Galatasaray Başkanı'ndan hem de "hesap sorumaya" başladılar. İşte benim "Aziz Başkan'a karşı "yüreksiz", Mustafa Başkan'a karşı "yürekli" spor basınım, anlı ve de şanlı yazarlarım, yorumcularım!..

Dahası var!..
Aziz Başkan'a "soru soramayan", ama Mustafa Başkan'dan "hesap sorma yarışına giren" spor basınımızın bir başka huyu daha var!..
Mesela, şu anda "dört büyükler içinde mali durum itibarıyla en iyi durumda olan kulüp" Galatasaray!..
Spor sayfalarında, TV ekranlarında "Şu kulüpte, bu kulüpte futbolcular alacakları şu kadar aydır ödenmiyor" diye bir haber görüyor musunuz?..
Ama "Galatasaray'da iki ay ödeme yapılmasın", görün gene "ne haberler çıkacak" spor sayfalarında, neler konuşulacak TV ekranlarında!
Neyse daha fazlasını yazmayayım, sadece "şu kadarını" söyleyeyim; utanç vericidir, istisna olan birkaç spor sayfası ve ekranı hariç, genelinde spor basınımızın "Galatasaray kompleksi" ve bu sebeple ortaya koyduğu tablo!..
"Tarafsızlık" mı; o da nedir ki, spor sayfalarımız ve ekranlarımız için?..
Hadi canım, siz de!..

Hedefteki adamlar!..
Galatasaray sosyal medyasında gruplar, "Futbol Federasyonu'na ateş püskürüyor" ve de "hedefte, Ali Dürüst, Göksel Gümüşdağ ve de Fatih Terim ile kavga eden, Federasyon ile de 'yedek' ilişkisi olan Alaçatı Kebapçısı" var!..
Neden 'Federasyon'un ölçüsüz ceza kararlarına ses çıkarmadıkları" sorgulanıyor ve Galatasaray üyeliğinden atılıp atılmamaları" tartışılıyor.
Ali Dürüst, oldum olasıya "ne kokar, ne bulaşır", bu meziyetiyle de, Galatasaray'da da, Federasyonlarda da, "ikinci sıra koltuklarında" mevkiini ve adaylığımı muhafaza eder.
Galatasaray'a üye olacakların, "hangi kulübü tuttukları" araştırılır da, "Galatasaray'ın en önemli rakipleri arasına giren Başakşehirspor'un Başkanlığını yapan" bu zatın, neden hâlâ "Galatasaray üyesi" olarak kaldığı merak edilir ama, "korkudan" sesini, sedasını çıkaran olmaz!..
"Alaçatı Kebapçısına gelince", aaa "o" hâlâ Galatasaray üyesi mi?..

Şaka!..
"Olan, hem de başarısız olan ortada iken", yeniden denemeye kalkmak ne demektir?..
Galatasaray'da "Riekerink'in takımın hocalığına getirilişine tıpa tıp benzeyen" bir adım ile Fenerbahçe Hollandalı Koeman'ı takımın başına "asli hoca" olarak getirdi.
Ali Koç, millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un "derslik ünlü sözünü" duymamış galiba; "Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar, hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"

Ayıbımız!..
60'tan fazla Türkiye, 8 dünya rekoru olan iki çocuk anası Beden Eğitimi Hocası Derya Can, "Salda Gölü'nde yapacağı 'paletsiz dalış dünya rekoru denemesi" için "35 bin liralık" bir sponsor bulamadı.
Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu (CMAS)'na başvuru ve temsilci ile antrenman ve deneme masraflarını karşılayacak olan bu para için "bankadan kredi aldı", rekortmenimiz.
- 65 metrelik rekoru kırmaya hazırlanan Can'a ve 5 kişilik ekibine Yeşilova Belediyesi ve Burdur Valiliği destek veriyor.
Rekor denemesinin 23 Kasım'da yapılması ve 24 Kasım'daki "Öğretmenler Günü'ne yetişmesi" hedefleniyor.
Hey gidi koca ülkem hey, "bir dünya rekoru için" 35 bin liralık sponsor bulunamıyor; Boğaz'da ünlüce bir balık lokantasında "8-10  kişilik bir yemek parası", o kadar; çok yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.