G.Saray teslim olmaz ama…

A -
A +

Başkan Vekili her kötü sonuçtan sonra, “Sabredin, ocakta öyle transferler yapacağız ki” diyor ya, kahkahalarla gülüyorum…

Başkan diyor ki, o hazırlanması da, yazımı, üslubu ve içeriği de “rezil” bildiri için; “Niçin biz aranmadık, biz de imza atardık!..”
Başkan Vekili diyor ki; “Bize de bugüne kadar birçok kulüp böyle açıklamalar yapacaklarını söyleyerek bizden destek istedi. Ancak biz her zaman ‘Hiçbir kulübümüz için böyle bir karara imza atmayız’ dedik.”
Hangisi “doğruyu” söylüyor, çok hassas bir konuda “en yetkili iki yönetici arasındaki bu çelişki” neyin nesi oluyor; “bir kulüp”, hem de “ülkenin en büyük üç kulübünden birisi” böyle mi yönetilir?..
Baylar, her gün, önünüze kameralar geldiğinde konuşmak zorunda mısınız?..
Eskilerin deyimi ile “ishal-i kelama (söz ishaline) tutulmuş, manşet ve TV ekranı tutkunu” bir görüntünüz var!..
Başkan Vekili bir de demez mi ki; “Kimse Galatasaray’ı yok sayamaz!..”
“Galatasaray’ı yok saymak” kimin haddine? Hem de “öylesine ‘var’ sayıyorlar” ki, “Ona karşı” 17 imzalı bildiri yayımlıyorlar. Yoksa “yok saydıkları” siz misiniz?..
Hele hele, Başkan Vekili “her kötü sonuçtan sonra”, taraftara “Sabredin, ocakta öyle transferler yapacağız ki” diye mesajlar göndermiyor mu, insanın kahkahalarla gülesi geliyor, “şöylesine” acıklı tablo ortada iken:
Yazık değil mi, o “sakatlar, cezalılar, yokluklar içinde” 96 dakika “iki takım çıkaracak kadroya sahip” Beşiktaş’la başa baş mücadele eden, “Kondisyonu yok, koşamıyor” denildiği hâlde “ikinci yarıda rakibini kalesinin önüne hapseden” Galatasaray takımına?..
Bu takım, 40 dakikada Fernando ile dalaşında “sarı kart gördükten iki dakika sonra”, Galatasaray kaptanına arkadan gelip künde atan, yere düşerken onu formasına sarılıp savuran Selçuk’a “sarı kart” gösterirken “Medel’e ikinci sarı kartını çıkaramayan” Cüneyt Çakır’ın “54 dakika daha 11 kişi oynattığı” Beşiktaş’ı hatta yenebilecek bir güç gösterisi yaptı, bu yarıda. Ama “Sayenizde olmadı”, gene; zira “golcü” diye kadroda ve sahada sadece “mağlubiyeti getiren penaltının kahramanı” Eren Derdiyok vardı.
Bir de Muslera’ya selamım var; “son iki maçta 5 puana mal olan iki penaltıda” da oraya buraya atlamasan, top gelip kucağına düşecekti, oraya buraya atladın, top durduğun yerden, kalenin tam ortasından ağlara gitti; yazık!..
Çok açık görülüyor ki, bu takım, onca yoka, sakata, cezalıya rağmen lig sonuna kadar kolay kolay teslim olmaz, ama…
“En başta” Mustafa Cengiz / Abdurrahim Albayrak ikilisi varken, “ne olur” onu bilemem!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.