Galatasaraylı yorumcular, ders alın!..

A -
A +

Benim spor medyam, spor sayfalarıyla, spor ekranlarıyla “o kadar tarafsızdır” ki, mesela “Fenerbahçe maçında Kayserisporlu Bernard Mensah, 5 faul yaptığı ama hakemin bunca faule bir sarı kart bile çıkarmadığı için” kıyametleri koparır. Ama “Erzurumspor maçında Başakşehirsporlu Junior Caiçara 5 faul yaptığı zaman hakemin sarı kart çıkarmamasına” es geçer, TV ekranlarında da, spor sayfalarında da “tek kelime” etmez!..
Bilinmelidir ki, verdiğim bu örneğin sebeplerinin “takımlarla bir ilgisi yoktur” sadece benim medyamın büyük çoğunluğu “Galatasaraylı olanlar hariç” Brezilyalıları sever, Ganalıları pek sevmez, onun için Brezilyalı Caiçara’ya “birazcık iltimas edilmiştir”, o kadar!.. Sakın ha, bu farkı “ırkçılık” saymayın!..
Bir örnek daha vereyim; benim spor medyam, tarafsızlığını ve iyi niyetini, “VAR’daki ve sahadaki hakemlerin Galatasaray’ın puanlarını göz göre göre gasp ettiği ve oyunu çığırından çıkarmayı çaldıkları, çalmadıkları düdüklerle başardıkları bir maçta ve sonrasında” gene büyük çoğunluğu ile göstermiştir.
Kulüpler Birliğinin “hakemleri savunan” ortak bildirisine sahip çıkmış, Galatasaray Başkanı, yönetimi ve hocasına karşı açılan “Vur abalıya” savaşını Galatasaray kaybetmiş, cezalar yağmış ve Futbol Federasyonu Başkanı “Ben hakemleri hiçbir kulübe yedirmem” diyerek, ekranlarda ve spor sayfalarında kükremiştir!..
Bir de “bugünlere” bakın; aynı futbol medyasının büyük çoğunluğu bu defa “hakemleri infaz etmek için” koro hâlinde sahneye çıkarak, “ne kadar iyi niyetli ve tarafsız olduğunu” göstermeye devam etmiştir. TV ekranlarında “Türk Ceza Kanunu’na göre suç sayılacak” iddialar, nitelendirmeler ve hatta “İngilizce küfürlere varan” hakaretlerle.
Kulüp başkan ve yöneticilerinin, hocalarının “hakemlere söylemediğini bırakmadığı” kısa bir sürecin sonunda “Hakemleri kulüplere yedirmeyiz” diye kükreyen Federasyon Başkanı, “hakemlerin de, Merkez Hakem Komitesinin de yenilip yutulmasını” seyretmiştir ve “tarafsız ve iyi niyetli” spor medyamız “büyük” bir zafer kazanmıştır!..
Spor medyamızın “tarafsızlığı ve iyi niyeti” o kadar barizdir ki; anlı şanlı bir yorumcumuz, TV ekranlarından “Bütün bunların Galatasaray’ın şampiyon olması için yapıldığını, bu kararın çoktan alındığını” açıklamış, ekranlarda beraber oturduğu yorumcuların biri bile itiraz etmemişti.
Anlaşılıyor ki, Galatasaray’ın haftalar boyu kolunu kanadını kıran “onca ceza” da “Galatasaray’ı şampiyon yapmak için” verilmiş.
Ey Galatasaraylı futbol yorumcuları, “anladınız mı, iyi niyetli ve tarafsız spor medyası nasıl olur”; siz de “aklınızı başınıza alın ve de onlardan ders alın biraz”; ders alın!..

Galatasaray nerede?..
Benfica maçının 10-15 dakikası hariç, ekranda aradım ama Galatasaray’ı bulamadım. Hele “ikinci Benfica golünden sonra”, takım olmayı bir tarafa bıraktım; “kişi olarak” da yok oldular!..
Sahanın “en kötüsü” Fernando idi, ona “orta saha arkadaşı” Ndiaye “kötü oyunda” eşlik etti.  Feghouli ile Belhanda da “onlara katıldı” ve de takımın iki beki Nagotomo ve Linnes ile beraber. Diagne de “kötü oyunda ve sahada yoklukta” Fernando ile yarıştı.
Orta saha ve iki bek “kötü oynayınca”, iki stoper Marcao ve Luyindama’nın “hatasız oynaması” mümkün müydü; elbette “hata yaptılar” ama ellerinden geleni de yaptılar!..
Muslera bermutat “Galatasaray’ın hızlı oyun kuramaması ve rakibin sahaya ve defansına yerleşmesi için” elinden geleni ardına koymadı.
Sahada “Galatasaray’ın oyuncusu olarak” bir tane adam seyrettim; Onyekuru!..
Son dakikalarda giren Sinan ve Mariano, “bitmiş bir takımda” ne yapabilirlerdi ki; nitekim yapamadılar.
Kısacası, “Benficalılar  oynadılar”, oyunu istedikleri gibi kontrol ettiler; Galatasaraylı oyuncular da “galiba kendilerini, enerjilerini, kafalarını ve ayaklarını” Kasımpaşa maçına sakladılar; göreceğiz!..

Kutlama!..
Fenerbahçe cephesinden Başkanı, Başkan Vekili ve hocası dâhil açılan ve de sürdürülen “rekabet ve nezaket sınırlarını çok aşan, dahası tahrik edici kampanyaya, aynı üslupla cevap vermediği için” Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’i ve yönetimini kutlarım! Galatasaray Kulübü’ne ve yönetimine de bu yakışır!.. 

Şaka!..
Yasal bahis oyunu İDDAA’nın ihalesini Demirören Grubu kazanmış. Nihai karar da hafta başında verilecekmiş.
İhale o gruba verilirse, “İDDAA İdaresi” yeni patrona devredilene kadar şu “iki bahsin tahtasının açılmasını” öneririm:
1 - Yıldırım Demirören istifa edecek / Yıldırım Demirören istifa etmeyecek.
2 - Etmezse, Demirören Federasyonu’nun ömrü ne kadar; A) 1 Ay / B) 3 Ay / C) 3 Aydan fazla.   

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.