G.Saray’da “inanılmazı” başaranlar!..
Bir yönetim düşünün ki, “İstemezükçü” takımı tarafından mahkeme mahkeme koşturmak durumunda bırakılmış, bir tarafta “UEFA mali fairplayı”, öte tarafta “Türk Futbol Federasyonu’nun mali denetim talimatı” arasına sıkışmış, “geçmişten gelen büyük sorunları çözmek için” seferberlik günlerini yaşıyor; kasanın durumu ortada, Florya’nın, Riva’nın, otelin durumu ortada, “Florya karşılığı olacak arazinin durumu” ortada ve o yönetim “neler” yapıyor; inanılacak gibi değil!..
UEFA / CAS mücadelesi dâhil, “Ünal Aysal / Duygun Yarsuvat / Dursun Özbek” yönetimlerinden kalan “bütün sorunlar” birer birer çözülürken, “Liseci” takımının bitmek bilmeyen “Bizans” zihniyetli engellemeleri sürüp giderken, şu kurulan takıma bakın!..
Eğer “Falcao ve Emre Mor müjdelerine”, bir de “Banega” transferi eklenirse, çok açık ki, 2000’li yılların “o efsane kadrosundan bu yana”, sadece Galatasaray’ın değil, Türk Takımlarının “en güçlü kadrosu” kurulmuş olacak; eni de, boyu da, derinliği de, ruhu da olacak bir takım; 3 boyutlu da değil, 4 boyutlu bir kadro!..
Fatih Hoca da, “teslim aldığı ve ancak tasfiye edilebilen”, üstelik “derinlik bakımından çok zayıf olan” kadronun yerine “kendi kadrosunu” kurmuş olacak. Takımın her yerinde “ilk on birde oynayacak, ikişer oyunculu” bir kadro. Dahası, “takımın sadece bir yerinde değil, iki, hatta üç yerinde oynayabilecek” jokerleri de bol olan bir kadro!..
Kimselerin inanmadığı, hatta çok az kişinin güvendiği, hele hele, Liseci takımının “Biz istemezsek, geldikleri gibi giderler” dediği bir yönetim; “bugünleri yaşatıyor” Galatasaraylılara; çok açık ki, “tribünler, bu yönetime, Divan Kurullarındaki Galatasaray Kulübü üyelerinden çok daha fazla inanıyor, güveniyor” ve de sahip çıkıyor; helal olsun!..
Ve “bu tablo” gösteriyor ki; “Galatasaraylı olmak için”, Galatasaray Lisesi’nde “sadece bir sene okumak” gerekmiyor; “gerçek Galatasaraylılık” insanların “gönüllerinde” yatıyor!..
Falcao!.. “Gönlü Galatasaray’da olan” insanların hangisi istemez onu “takımlarında görmeyi?”
Levent Tüzemen kardeşim önceki gün yazmış sütununda “Drogba etkisi” yapar, diyor; bu görüşüne saygı duyarım.
Ama, ben “büyük oyuncuları” birbiriyle kıyaslamam. Zira onlar “istisnai, yani kural dışı” oyunculardır; “benzersiz” oyunculardır, sadece “kendilerine” benzerler!..
Falcao, “gelirse” Galatasaray’da “Falcao etkisi” yapacaktır; “Drogba etkisini” ancak “Drogba” yapabilir!..
Görecek, keyifle izleyecek, alkış tutacağız Falcao etkisine… Ama ben “en az o etki kadar”, bir başka etkiyi beklemekteyim; Fatih Terim’in “Emre Mor’un futboluna” etkisini!..
İstiyorum ve bekliyorum ki, “Emre Mor” Avrupa Futbolunun zirvelerine tırmanacak bir “Türk futbolcusu” olarak ışıl ışıl parlasın; zira “onda o zirvelere ulaşacak” kabiliyet var, hüner var, şimdi “hırs, istek ve disiplin” de eklenecek.
Hayali bile güzel; “Terim gibi” bir büyük ustanın elinde, belki de “Mor etkisi” Falcao etkisi ile yarışacak ve de “Emre Mor bu yılın transferi” olacak; neden olmasın?..
Ne var ki, ortada “böyle bir Galatasaray varken”, sosyal medyada “bir grup”, mahkeme sürecinin içinde bir “ara karar olan” Denetim Kurulu ile ilgili “Tedbirin kaldırılması” kararı çıkınca, düğün bayram ediyor; “Gidiyorlar” diye neredeyse şıkır şıkır oynayacaklar!..
Söylenecek, yazılacak çok şey var ama; değmez!..”