Küçük düşünenlere cevap; Falcao!..

A -
A +

Diyorlar ki; “Falcao kaç yaşında, son transferi olacak, ona yatırım yapılır mı, onca para verilir mi, genç bir adam al, oynat, dene, büyüt, sat; yatırım böyle olur!..”
TV ekranlarında dinliyor, spor sayfalarında okuyorum, hatta sosyal medyada “muhalif” lisecilerin bu konudaki saçmalıklarına takılıyorum; gülüyorum!..
“Büyük kulüp / Büyük takım”; ancak “büyük düşünen” yöneticilerin, teknik adamların elinde, yönetiminde oluşur!..
Falcao, “Galatasaray’a üstelik ‘bonservis bedelsiz’ gelmektedir”; onun çapında, onun karizmasında, onun kariyerinde bir  “golcü santrforun bonservis bedelini” düşünün ve Galatasaray yönetiminin, “eğer gelirse” nasıl bir büyük şans oluşturduğunu anlayın!.. Dahası, “üç yıl için” ona “beş buçukar milyon avrodan 16,5 milyon avro verilecekmiş”; verilir miymiş?..
Madde 1 – “O gelecek ve Diagne gidecek”; Diagne’nin yılda aldığını Falcao’nun yıllık bedelinden düşün; kaça gelmiş oldu?..
Madde 2 – Falcao, GSstorlarda  “kaç forma ve tişört sattıracak” düşündünüz mü?..
Madde 3 – Falcao, tribünlere “kaç fazla taraftar getirecektir”; nasıl hesaplamazsınız?..
Madde 4 – Kombineler, koltuklar, localar nasıl dolacak; bir hatırlayın!..
Madde 5 – Atacağı gollerle, Şampiyonlar Ligi’nde, Süper Lig’de alınacak puanlar ve Türkiye Kupası’nda atlanacak turlar, getirilecek yeni kupalar Galatasaray’ın kasasına “kaç avro, TL, dolar koyacaktır”; nasıl düşünmezsiniz?..
Madde 6 – Onun sadece adı, stada konacak reklam panolarının, formalara alınacak sponsor markalarının bedelini ne kadar arttıracaktır; haberiniz yok mu?..
Madde 7 – Galatasaray’ın içerde / dışarda marka değerine koyacağı artı, hatta Türk Futbolu’na, Süper Lige ekleyeceği artı, artık lise öğrencisinin bile aklına gelmiyor mu?..
Madde 8 – Ülkenin ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca Galatasaray taraftarını “nasıl mutlu edeceğini” de yukarıdan beri yazdığım tabloya eklerseniz; “Falcao transferine ‘İyi yatırım değil’ diyenlerin” birazcık yüzü kızarmaz mı?..
Madde 9 – Bakınız, “gençlere yatırım”, büyük kulüplerin “lokomotif” takımlarında “İlle de gençleri oynatalım” diyerek yapılmaz.
Madde 10 – O gençler, “Falcao, Drogba, Hagi gibi yıldızların oynadığı” takımların “kolay kazanacağı” maçlarda sahaya sürülerek oynatılır, denenir ve kazanılır. Yoksa “yapacakları hatalarla kaybedilecek maçların, puanların kupaların bedeli” onlara ödetilir ve “daha olmadan” kaybolurlar!..
Ve de Madde 11 – Falcao, “öyle bir futbolcudur” ki, “üç yıllık” sözleşmeye, son yılında “serbest kalma” maddesini koydurmuştur. “Türkiye’de Galatasaray’a faydalı olamayacağı anlarsa”, büyük bir ihtimalle “kariyerini sonlandıracağı kendi ülkesine, Kolombiya’nın Millionaires takımına gidecek” ve son yılın “5,5 milyon avroluk ücretini” almayacaktır!..
Birileri, kendilerini “kulüpçülük” yapıp kıskanarak “uzanamayacakları ciğere ‘murdar’ diyen” kedilere benzetmesinler; bu iş “Aslan” işidir!..

Fransa Turu ve anlatanlar!..
Tatsız, tuzsuz ve de kalitesiz bir Fransa Turu izledik, Eurosport ekranlarında… “Anlatanlar” da, gene ve bu defa da “taraf tuttuklarını ortaya koymak için” ellerinden geleni artlarına koymadılar.
“Sky takımı” satılmış, Chris Froome “sakatlanmış” katılamıyor; ama gene “Sky’ı satın alan” İneos’un bisikletçilerine, “turu kazanacaklarının anlaşıldığı” son üç etaba kadar reva görülen “ikinci sınıf” muamele, içler acısı!..
Gene, öncelikle uzun süre “yeşil mayo”, Sarı Mayo’nun önüne çıkarılmış, Peter Sagan övüle övüle bitirilememiş, bir süre sarı mayoyu giyen Julian Alaphilippe’in “muhazafa ettiği” etaplarda, sanki “turu kazanmış gibi”, çığlıklarla destan yazılmış, Thibaut Pinot ve Steven Kruijswijk “turu İneos’lulardan alacakları” tahmini ile “ahlar, vahlar arasında” takdim edilmiş, sonunda… Hüsran… Paris’ podyumunda “eski Skylı, yeni İneoslu” Egan Bernal ve Graint Thomas bir ve iki!..
Egan Bernal; gencecik bir Kolombiyalı; eğer İneos “tura ‘bir numara o’ diye karar vererek girse” idi, turu daha baştan “güle oynaya” kazanabilirdi. Geçen yılın şampiyonu Graint Thomas ‘bir numara’ olarak tura başlayınca, Bernal’in birinciliği son etaplara kaldı; haketti, kazandı ve de dünya aleme ilan etti; “Sakatlanmazsam, hastalanmazsam, önümüzdeki en az 10 yılın İtalya / Fransa / İspanya turlarına, bisiklet klasiklerine damgamı vuracağım!..”
Dahasını yazayım; “onu geçebilecek” belki de “bir bisikletçi var” dünyada; Chris Froome!..
İneos, “beklenmeyen, sürpriz bir gelişme olmazsa” seneye her üç büyük tura “birer adamını gönderir” ve üç kupayı da müzesine götürür!..
Bu yarışları “anlatacak” arkadaşlarımız, bugünden kendilerini hazırlasınlar!..

Yıldızlara, bombalara bakın!..
Avrupa’da 100 / 200 milyonluk avroluk “yıldızlar” uçuşurken, bizim TV’lerimizde ve spor sayfalarımızda “2 – 3 milyon bonservis bedeli ile” gelen futbolculara “yıldız / bomba” etiketleri takmamız, artık gülünç hâle geldi!..
Müdürlere, şeflere soruyorum, spor sayfalarında manşetleri atanlara “kırmızı” ile TV ekranlarına getirenlere soruyorum; “onlar” yıldızsa, bizimkiler ne, “bizimkiler” yıldızsa, onlar ne?..
Bizim liglerimizde “bol bol eşitleri bulunan”, adını sanını ilk defa duyduğumuz, Avrupa’nın beşinci sınıf takımlarından birinden alınan bir beke, bir stopere “yıldız ve bomba” etiketi takmak ile “spor yazarlığı” mesleğini ne kadar küçülttüğünüzün, Türk Futboluyla alay ettiğinizin farkında değil misiniz?..

Tarzan zor durumda!..
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, gene “Basına, muhaliflerine veryansın etti!..”
Onu baştan sona dinliyorum; “haklı mı” diye; ne gezer!..
Eleştiriler arttıkça, “hedefe koyacak düşmanları seçiyor, büyütüyor da büyütüyor!..”
Aziz Yıldırım yapardı; şimdi Fikret Orman ve Ali Koç, onu aratmıyorlar!..
Ama, camialar artık bu oyunu yutmuyor; “Sen aynaya bak” diyorlar; aslında ikisi de yakışıklılar; ayna onları utandırmaz!..

Şaka!..
Yüksek Divan Kurulu toplantısında “Hoca’mız müşkül mevkide falan değil. Elinde de çok daha iyi bir kadro var. O da çıkacak, en iyisini yapacak. Hiç kimse de mazeret üretmeyecek” diyen Ali Koç’a, Ersun Yanal, “Bayern Münih ve Real Madrid maçlarında sahaya sürdüğü takım” ile “İşte ‘daha iyi’ kadro bu” diyerek cevap verdi; ne olacak şimdi?..

Fark!..
Bir tarafta “koca” Fenerbahçe’nin Başkanı var; durmadan Galatasaray’ın Hocası ile uğraşıyor, Divan Kurulu toplantılarında konuşuyor da konuşuyor!..
Öte tarafta Galatasaray’ın Hocası Fatih Terim var; Ali Koç’u muhatap alıp cevap bile vermiyor!..
Ee Fenerbahçeliler, “bu tablo” sizi incitmiyor mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.