Kâbus 1 bitti!..

A -
A +

G.Saray’ın Avrupa macerası tam bir hayal kırıklığı ile sona erdi. Şimdi sırada diğer kâbuslar var. Yani, kupa ve lig…

Evet, Paris seyahati ve “bizim uyku saatlerimize uygun” olan saatlerde oynanan bir gece yarısı maçı ile “Kâbus 1” bitti!..
Yani, “Galatasaraylılar artık hiç olmazsa bu sezonun sonuna kadar futbolcuları ile teknik adamları ile yöneticileri ile camiası ile taraftarı ve yazarçizeri ile “Avrupa kâbusu” görmeyecek!..
Peki, neden “Kâbus 1” diyorum; çünkü “Kâbus 2” ve “Kâbus 3” devam ediyor ve edecek!..
Nedir “Kâbus 2”; esprisi le “tuzlu” hâle gelen Türkiye Kupası ve de o “öyle ya da böyle bittikten sonra” sırada “devam eden Kâbus 3; Süper Lig” var!..
Kâbus 1’in “5-0 gibi” bir sonuçla bitmesi elbette çok üzücü ama “bitişi ile” Kâbus 2 ve Kâbus 3’ün “benzer üzücü sonuçlarla bitmemesine” yardımcı olacak. Zira görüldü ki, “bu kadro ile” Galatasaray’ın “Üç kulvarda birden devam etmesinin” imkânı yoktu, olamazdı!..
Bakınız, “Paris kâbusundan bir görüntü bile” gerçeği nasıl ortaya koyuyordu; Neymar, aldığı toplarla önündeki Galatasaraylıyı çalımlıyor, asistine kadar, golüne kadar “onun tozuna” Galatasaray’ın defansından, orta sahasından üç, dört adam yetişemiyordu!..
Adam, takımında oynadığı kulübe, “teknik adam ve futbolcu kadrolarının tümüyle Galatasaray’a mal oldukları bedelin çok üstünde” bir bedelle mal olmasının “hakkını veren” bir futbolcu.  Onun için Galatasaray’ın aldıklarının bonservisleri “tek rakamlı milyon avrolar ederlerken”, o “tek başına” kulübüne üç rakamlı milyon avrolara mal oluyor!..
Ve PSG de “onun gibi” üç rakamlı başka futbolcular da var ve “iki rakamlı” futbolcular da çok!..
Bu tabloya rağmen, Galatasaray, geçmiş yıllarda “benzer mukayeselerde çok gerilerinde kaldığı” takımları çok yendi, UEFA Lig’inde ve UEFA Süper Kupa’da zirvelere çıktı, büyük takımları çok eledi.
Ama, o günlerin Galatasaray’ı ile “bugünlerin takımı” arasında “futbol olarak” çok fark olduğu ortada!..
UEFA’nın “Sattığın kadar alabilirsin” kısıtlamasının zorladığı “bonservissiz oyuncu alma, kiralama sistemi”, Kâbus 1’in de, Kâbus 2’nin de, Kâbus 3’ün de başsebebi!..
“İsim” olarak kâğıt üzerinde “Rüya Takım” var ortada ama “Sahadaki rüya” kâbus!..
Fatih Hoca’nın “Ocak… Ocak…” demesinin sebebi de bu; o çoktan anlamıştı, kâbusların sebebini!..
Ama kendisinin da hataları olmadı mı, elbette oldu. Mesela “Belhanda’da ‘forma girer, oynar’ beklentisiyle ısrarı, ‘Oynamazsa bile ocakta satılması için oynatılmalıdır’ düşüncesi” Hoca’yı da, takımı da yaktı, Galatasaray’ın “takım karizmasını” da zedeledi.
Daha kötüsü, “Belhandalılık, takımın içinde başka futbolculara da sirayet etti” ve Paris seyahatinde “sahadaki uyurgezer oyuncuların çokluğu” yüzünden, Kâbus 1 “tam bir hezimetle” noktalandı!..
Kâbus 1’in son maçı açık açık ortaya koydu ki, “o maçta her şeye rağmen oynadıkları sürece koşanlar, mücadele edenler” bu takımda kalmalı, “uyurgezerler, yani koşmak yerine yürüyenler, ikili mücadelelerden kaçınanlar, yanların geçen rakip oyuncuları seyredenlerden” hatta ocaktan da önce “Galatasaray takımı” kurtulmalı; onların “kulübede bile” yerleri yok; bunca sakata rağmen!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.