İz bırakarak gittiler!..

A -
A +

Doğan Şener ve Yılmaz Tekin Onay… Kardeşlerimden sonra candaşım dediğim iki güzel insan. Onları çok özleyeceğim…

Aralık ayı başında Doğan Şener ve sonunda Yılmaz Tekin Onay; dünyada “kardeşlerimden sonra” sıraya koyduğum “Kardeşim, ağabeyim” dediğim yedi candaşımdan, dostumdan, arkadaşımdan, sırdaşımdan ikisi!..
Üst üste gelen bu iki büyük kaybın acısına dayanmak o kadar güç ki!..
Doğan, benden bir yaş daha küçüktü; mesleğe İstanbul’da Babıali’de hem de “Galatasaraylı olmamıza rağmen” rahmetli Cihat Arman’ın “Öz Fenerbahçe” dergisinde beraberce başlamıştık. Rahmetli Alp Zirek müdürümüzdü. Halit Kıvanç Ağabey’imiz yazarlarımızdandı. Rahmetli dayım Necati Bilgiç de istihbarat şefimizdi ve bizi dergiye “Sakın Galatasaraylı olduğunuzu söylemeyin” diyerek getirmiş, “20 lira haftalık” ile işe başlatmıştı.
Hiç unutmam, Fenerbahçe İzmir’de Altay maçını farklı kaybetmiş ve “Derginin Babıali yokuşundaki bürosunda matem tutan” bizler, Kadıköy vapurunda karşıya geçerken, “kahkahalar ile” mağlubiyeti kutlamıştık. Zira “o mağlubiyet” Galatasaray’a çok yaramıştı.
Baba tarafından “kuzen” oluyorduk. Spor yazarlığından “sanat ve magazine geçmiş”, bir daha örneği olmayan “Hey” dergisi ile basın tarihimize adını yazdırmıştı…
“Üsteğmen” Yılmaz Tekin Onay ise Harp Okulunda beden eğitimi hocası ve Ankara, hatta Türkiye şampiyonluklarına uzanan Harp Okulu Basketbol Takımı’nın da oyuncusu idi.
Biz de Yenigün, sonra Öncü gazetelerindeydik ve spor sayfalarımızı futbolun da önünde “Atletizm / Basketbol / Voleybol / Tenis / Bisiklet / Boks / Güreş” gibi sporları yazarak okutuyorduk.
Harp Okulunun kaptanı, “Ordu Basketbol Takımı’nın da kaptanı” olan “Baba” Yalım’dı, yardımcısı da Yılmaz Tekin Onay!..
Yaş olarak “Baba” Yalım bizden büyüktü, ama daha sonra “Baba” unvanını teslim alacak Yılmaz, benden sadece iki yaş büyüktü.
Bir aralık Ankara Basketbol ajanlığı yaptı. Ben de yardımcısıydım.
Ülkenin “22 Şubat ve 21 Mayıs darbe teşebbüsleriyle sarsıldığı” günlerden sonra askerlikten ayrılmış ve “yeni kurulmakta olan” TRT’nin televizyonunda “Spor ve Siyasi Olmayan Yayınlar Şube Müdürü” olarak işe başlamıştı.
Zaten, bizim çalıştığımız Yenigün ve Öncü gazetelerinde de “basketbol yorumları” yazarak gazeteciliğe adım atmıştı. Yılmaz, sonra İzmir TV’sini de kurmuş ve müdürlüğünü yapmıştı. Televizyonculuğu bitirince Türkiye Jokey Kulübü’nün basın müdürlüğüne getirilmiş ve uzun yıllar bu görevi sürdürmüştü. Ülkemizde yarışların “naklen yayınlarını” sağlayan da Yılmaz Tekin Onay olmuştu!..
Doğan da Yılmaz da, “dostluklarına, kardeşliklerine doyamadığım” arkadaşlarımdı.
Onlarla beraber olmanın, beraber yaşamanın keyfini de, değerini de unutmam mümkün değil.
Mekânlarının cennet olduğuna ve nurlar içinde yattıklarına eminim.
“Yaşım, kış şartları ve uçak fobim” yüzünden cenaze törenlerine gidemedim. Ama biliyorum ki, bir gün gelecek “gene” buluşacağız; “Onlar” buluştu bile!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.