Sporda “şahinlik” olmamalı!..

Bugün, ne yazık ki, “sporumuzda Şahinler ‘fink’ atıyor” ve “Kulüplerimizin de, saha ve salonlarımızın da, spor sayfalarının, TV ekranlarının hâkimi” de onlar!..

“Spor” nedir? Türk Dil Kurumu sözlüklerinde bu sorunun cevabı, şöyledir; “Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü.”
Peki, “günümüzün ‘rekabet ve yarışma’ sporunun, bu tarifin çevrelediği ‘birincil” ilkesi” nedir; “Fair Play!..”
Sıradaki soru; “Fair Play” nedir; “İyi oyun / Dürüst oyun / Oyun kurallarına uymak / rakiplere, yarışmacılara saygılı davranmak, onları rencide etmemek, rakiplere gerek fiziksel, gerek psikolojik olarak zarar vermemek, yarışmaları, karşılaşmaları yönetenlere, seyredenlere gereken saygıyı göstermek, geçilmeyi de, yenilmeyi de kazanmayı da, yenmeyi de “saygılı olma - hazmetme davranış biçimi” içinde kabullenebilmek ve “kırıcı davranışlarda” bulunmamak / Özetle “Etik davranmak” demektir, Fair Play; bireysel yarışmalarda da, takım karşılaşmalarında da!..
Peki, “sporda saha ve salon içlerinden, tribünlere, TV başlarına kadar “Fair Play’ın ne olduğunu” milyonlara “kimler” gösterecek ve öğretecektir; örnek alınacak “ünlü” sporcular, “ünlü” teknik adamlar, “ünlü” yöneticiler, “kulüp” başkanları ve de “ünlü” gazeteciler, “anlı ve de şanlı” yorumcular!..
İşte burada duruyor ve 65 yıldır “fiilen de, hukuken de sporun içinde olan, oynayan, yöneten, yazan” bir “spor insanı olarak” diyorum ki; “Fair Play, ‘Güvercinlik’tir, ‘Şahinlik’ değil!..”
Ve de devam ediyorum; “Şahinlik” Fair Play’e, yani “Spor’a” ihanettir!..
Bugün, ne yazık ki, “sporumuzda Şahinler ‘fink’ atıyor” ve “Kulüplerimizin de, saha ve salonlarımızın da, spor sayfalarının, TV ekranlarının hâkimi” de onlar!..
Taraftar, “şahinliğe ‘öyle bir’ alıştırıldı” ki, şimdi “Şahin olmayan” yönetici, Başkan “istenmiyor” ve de “Kana kan, intikam” çığlıkları atılıyor, TV başlarında, tribünlerde, kahvelerde, sokaklarda!..
Bizler, evet bizler, yani gazeteciler, spor yazarları, spor yorumcuları, “reyting ve tiraj için” TV ekranlarında, spor sayfalarında “şahinlik yarışı” yapıyoruz!..
“Sahada sporculardan ‘fair play’ beklediğimizi yazdığımız ya da söylediğimiz” yorumlarımızda, birkaç cümle sonra, sporcuları, hocaları, yöneticileri, başkanları, hele hele hakemleri ‘yerden yere vuran, hakaretler yağdıran’ kelimeleri, cümleleri, paragrafları üst üste koymaktan, eklemelerle dizi hâline getirmekten keyif alıyoruz!..”
Şahin’ler sporu “Savaşa, düşmanlığa götürürler, saygıyı, sevgiyi, kardeşliği, arkadaşlığı, dostluğu yok ederler, Güvercin’ler ise “barışı, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği sağlarlar!..
Bugün eğer “ülkemde spor kamuoyuna, spor camiasına örnek olacak olan” 3 büyük kulübümüzde “fair playcı başkanlar, yöneticiler, hocalar olsa idi”, bugün Türk sporu, salon içlerinde de, sahalarda da, tribünlerde de, TV başlarında da, spor sayfalarında da, TV ekranlarında da “her gün çok çirkin tablolar yaşadığımız” bu duruma düşer miydi?..”
Bakınız, Ali Koç başkandan “bu bakımdan çok ama çok ümitli idim”; onun için “geliş sürecinde” çok destekledim.
İstedim ki, “Ali Şen ve Aziz Yıldırım gibi, “ülkenin en çok taraftarı olan ve her tarafında sevilen” Fenerbahçe’sini “ülkenin her tarafında “tribünlerden tepki alan kulübü” hâline getiren “şahin” başkanlardan sonra, o gelsin ve “kendisine çok yakışacak bir “güvercinlik (Acaba sadece onun için ‘Kanaryalık’ mı desem) örneği” ile herkese, ama herkese “Fair play’in yöneticisi, başkanı nasıl olur” dersini versin, rahmetli Vehbi Koç’un torunu olduğunu göstersin!..
Yapamadı, “yaptırmadılar” ona; yönetimi içinde “bu yönde ona destek verecek ‘kâmil’ yöneticiler vardı”, ama “şahinler” onu “Şahinlik havuzuna ittiler”; işte “bugünleri” yaşıyor. Temennim, kulübünü de, kendini de “bu zor durumdan” bir an önce kurtarabilmesidir. “Fenerbahçe Başkanı olmaya” yakışan da “bu hedefe ulaşmak” olacaktır!..