Özür dileyin, Nihat Başkan!..

A -
A +

Bu başlığı okuyanlar, hemen “Neden özür dilemeli” diye soracaklar ve haklılar!..
Ben bu sorunun cevabını vermeden önce, değerli okuyucularım, dünkü Türkiye’de sevgili Ömer Faruk Ünal’ın köşesinden aldığım “şu” satırları” okumalılar:
“Ekrandaki yorumcu, Fırat Aydınus ve Mete Kalkavan ile ilgili çok ağır şeyler söyledi. Daha sonra da şunları yazdı; “Bakınız iki hakemi veya birini ahlaksızlıkla suçluyorum beyler, kolay iş değil! Eğer iki hakem ahlaksızlığı kabul ediyorsa pes. Çünkü ben mahkemeye verildiğimde hakemin VAR’la konuşmasını isteyeceğim. Bakarsınız ahlaksız ben çıkarım o zaman da yorumculuğu bırakırım.”
Federasyon tarafını belli etmeli. Hakemlerine kefillerse çıkıp bir açıklama yapsınlar, arkalarında dursunlar. Haa, kefil değillerse, o zaman da gereğini yapsınlar.
Size bir eleştiri geldiğinde; canlı yayında Fatih Terim’e neler söylediğinizi gördük!
Peki bu hakemlerin yerlerine kendilerini koyup; Riva’daki o koca binada empati yapan hiç kimse yok mu?”
Ömer Faruk kardeşim, “her zamanki hassaslığı ve üslup nezaketi içinde” o yorumcunun adını vermemiş, ben vereyim; o yorumcu, taa Ankaragücü’nde futbol oynadığından beri tanıdığım, sonra arkadaşım ve de “en sevdiğim spor adamlarından biri” olan Erman Toroğlu!..
Fatih Hoca’nın “kendilerine de dokunan” açıklamalarından sonra neredeyse “özel (!) Fatih Terim canlı yayınları” yapanlar da, Ömer Faruk kardeşimin yazısında “adları ile” yazılı!..
Şimdi, onlara ve elbette Federasyon Başkanı Nihat Özdemir’e soruyorum; “kendinize dokunan 5-10 cümle için” canlı yayın yapmaya, ama “İki hakeminizle ilgili ‘ahlaksızlık’ yaftasının boyunlarına asıldığı” hem de benim izlediğim kadarı ile “bir değil, birkaç program” ortada iken, “Sus pus olup oturmak” yüzlerinizi kızartmıyor mu?..
Ve de ikinci sorum; “Maçları 30 Nisana kadar seyircisiz oynatacağız” diye ısrarla ve inatla oynattığınız haftada “Süper Lig’de 18, TFF 1. Lig’de 18, TFF 2. Lig’de 36, TFF 3. Lig’de 54, amatör liglerde 144 takımı sahalara, statlara sürdünüz. Bir okuyucumun hesabı ile “270 teknik adam, iki bin 160 teknik ekip üyesi,  beş bin 670 sporcu, on binlerce top toplayıcı, yönetici, gazeteci, stadyum ve sağlık personeli, polis ve güvenlik görevlisi, 270 farklı noktadan bir araya gelip tekrar dağıldı. En azından ailelerinin, çoluk çocuklarının yanına gitti.”
Ve… Ardından “bizzat Fatih Terim örneği” de başta, futboldan, basketboldan “Pandemik salgının virüsünü kapmış olanların haberleri” gazete sayfalarının manşetlerini, TV ekranlarını doldurdu!..
Bu acı tablo, Fatih Hoca’nın “gerçekleri haykıran” sözlerine “cevap yetiştirmek için yarışan” sizlerin yüzlerini kızartmadı mı?..
Ve son sorum; “O hafta maçları oynatarak kaç insanı ve ailelerini ateşe atan kararı verdiğiniz için” yüzleriniz kızarmıyor mu; hiç olmazsa “Hata ettik, özür dileriz” demeniz gerekmiyor mu?..
Ve de “benzer bir özrü”, kendinizi korurken, “korumayı düşünmediğiniz” hakemlerinizden dilemeniz gerekmiyor mu?..

Fatih Terim…
Yazacağım sözü, sevgili kardeşim Hıncal Uluç’un “Sevdiğim Laflar” köşesinden aldım. Amerikalı yazar ve şair Charles Bukowski’nin:
“Ayakta kalmasını bilen insanlar için kaybetmek büyük bir mesele değildir.”
Yani diyor ki, Bukowski; “Muharebeler kaybedilebilir, ama esas olan savaşları kazanıp ayakta kalmaktır!..”
Bu sözün “en önemli örneklerinden birini”, rahmetli Süleyman Demirel siyasette vermiştir; “iktidardan altı defa gidip yedi defa gelmek” ve de “ayakta ölmek” ile!..
Sporumuzda da, “böyle” bir adam vardır ve “örnekleri” çok azdır; Fatih Terim!..
Sahalarda “muharebeleri kaybettiği” olmuştur; hatta “birkaç” savaşı da. Ama “ayakta kalmış”, nice savaşlar kazanmıştır!..
Bugün de kazanacaktır; yarınlarda da!..
O sadece Galatasaray’ın değil, Türk sporunun, hatta dünya sporunun “yıllarca ve yıllarca ‘ayakta kalmayı’ bilen” nadir ve örnek adamlarından biridir; gene “Galatasaray’ının” başına dönecektir!..

Ne olacak hâlimiz; basit!..
Dünya “can pazarı” içine düşmüşken, “Ligler ne olacak” sorusu, “bugünün” Türkiye’sinde “cevabı ‘mutlaka aranması gereken’ 25 soru” arasında değildir!..
Zira “eğer salgın, haziran sonuna kadar ‘maçları oynatmayacak kadar’ sürse bile, çözüm” çok basittir.
Temmuz “hazırlık ve transfer için ayrılır”; ağustosta “gece maçları” ile “Pazar-Çarşamba maçları ile ligin kalan sekiz haftası dört haftada tamamlanır” ve eylül 15’te de “yeni sezonun ligi” başlar!..
Burada “tek yenilik” sekiz hafta için “yeni transferlerin de takımlarda yer alması” olacaktır; zira “bu sezonun takımlarından gidenler olacaktır”; özellikle yabancılardan!..
Yoo, zaten “ağustosta da maçların oynanması mümkün değilse”; yapılacak olan “Dünya ne yapıyorsa onu yapmak”; UEFA’lara, FIFA’lara bakmak; “Ya 26 haftalık ligi onaylamak” ya da “Bu sezonun ligini” yok saymak gibi!..

Telaş yok!..
Maçlar oynanmıyor, “gelirler” düştü; “Temmuzda kulüplere herhalde amatörleri transfer edebilmek kalıyor” gibilerden tahminlere başladık!..
Yooo… Bugünkü tablo “sadece” Türkiye’ye ait değil; şu İtalya’ya, İspanya’ya, İngiltere’ye, Fransa’ya bakın…
Kulüpleri “en az bizimki kadar”, bakın “en az” diyorum; perişan!..
Transfer aylarında “o astronomik hovardalıklar” mümkün değil; Barcelona Başkanı’nın “futbolcu maaşları için önerdiği indirime bakmak” bile gösteriyor, gerçeği!..
Transfer piyasası, “Alsancak mağazalarının, Çiğli pazarı fiyatlarıyla satış yapmaları zorunluluğu” ile kapılarını açacak, temmuzda; o da açabilirse!..
Pazarda da “gene” her gelirliye göre “alınacaklar” vardır ve olacaktır; unutmayalım!..

Şaka!..
Perşembe gecesi İzmirli spor yazarı arkadaşım Metin Gökalp aradı; “Öcal Abi, Galatasaraylı Âdem Büyük, koronavirüs salgına karşı Sağlık Bakanlığına 100 bin maske, 12 bin test ve üç bin koruyucu ekipman bağışlamış, yıldız futbolcular, ünlü teknik adamlar bu desteği bir kampanya hâline getiremezler mi, ben gazetemde bu konuyu yazacağım” dedi.
Öncelikle düşünelim; “böyle” bir kampanyayı açmak ve “olumlu sonuçlandırabilmek” için kaç tane “büyük âdemoğlu” bulmamız gerekir, acaba?

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.